Neolitik Çağ’ın en önemli yerleşimleri arasında gösterilen Karahantepe, Arkeoloji Dergisinin 2025 yılına ait "dünyanın en önemli keşifleri" listesinde zirveye yerleşti. Dergi, bölgedeki buluntuların yalnızca yeni eserler değil, Neolitik insanın dünyayı ve kendisini algılama biçimine dair köklü bir zihinsel dönüşümü ortaya koyduğunu vurguladı.

Dergide yer alan değerlendirmede, Karahantepe’nin yaklaşık 12 bin ila 10 bin 200 yıl önce Güneydoğu Anadolu’da yaşayan toplulukların öyküsünü kökten değiştirdiği ifade edildi. İlk taş yapıların ortaya çıkarılmasının üzerinden altı yıl geçmesine rağmen, her kazı sezonu Neolitik dönemle ilgili yeni sorular ve cevaplar doğuruyor.
Araştırmacılara göre Karahantepe, yalnızca bir yerleşim alanı değil; erken insan topluluklarının düşünsel dünyasını yansıtan bir 'semboller sahnesi'.

2025 kazı sezonunun en çarpıcı buluntularından biri, üzerinde oyulmuş insan yüzü bulunan T biçimli dikilitaş oldu. Kaya zemininden oyularak yapılmış, yaklaşık 1,4 metre yüksekliğindeki bu sütun M.Ö. 9. bin yıla tarihleniyor ve bir evin içinde, üç diğer T sütunuyla birlikte bulundu.
Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, bu keşfin önemini şöyle değerlendiriyor: "Bölgedeki birçok alanda T şeklinde sütunlar bulunmuş ve uzun zamandır insan figürlerini temsil ettikleri düşünülmüştür. Ancak şimdiye kadar üç boyutlu bir yüze sahip olanına rastlanmamıştı. Yeni keşfedilen, kaya zemininden oyulmuş 1,4 metre yüksekliğindeki sütun, M.Ö. 9.bin yıla tarihleniyor ve bir ev içinde diğer üç T sütunuyla birlikte bulundu. Karul, ‘Sütunun tepesinde bir yüzün bulunması, bunların insanları sembolize ettiği görüşünü destekliyor."
Karahantepe’de dikkat çeken bir diğer keşif ise Prof. Karul’un "dünyanın en eski üç boyutlu anlatısı" olarak yorumladığı eser topluluğu oldu. Kasıtlı olarak gömülüp terk edilmiş bir yapının içinde, dibi olmayan bir taş kase, taş çubuklar ve yaban domuzu, akbaba ile tilkiyi betimleyen küçük taş figürler bulundu.
Her biri yaklaşık 3,3 santimetre yüksekliğindeki figürlerin başlarının kireçtaşından halkalarla çevrili olması, araştırmacılara göre bilinçli ve sembolik bir düzenlemeye işaret ediyor.
Karul, bu hayvanların Neolitik toplulukların mitlerinde ve anlatılarında özel bir yere sahip olduğunu belirtiyor.

Uzmanlara göre Karahantepe’deki heykeller ve sembolik objeler, Neolitik insanın yalnızca avcı-toplayıcı bir topluluk olmadığını; soyut düşünme, hikaye kurma ve kendini temsil etme becerilerine sahip olduğunu gösteriyor. Keskin yüz hatları, derin göz çukurları ve küt burunlu betimler, daha önce Karahantepe’de bulunan insan heykelleriyle benzer bir üslup taşıyor.
Bu durum, bölgede ortak bir estetik anlayışın ve simgesel dilin varlığına işaret ediyor.

Taş Tepeler Projesi kapsamında 2025 yılı kazıları Karahantepe dahil olmak üzere 10 ayrı alanda devam ediyor. Göbeklitepe ve çevresindeki T biçimli dikilitaşlarda görülen kol ve el kabartmaları, bu yapıların insanı temsil ettiği fikrini uzun süredir güçlendiriyordu. Karahantepe’deki insan yüzlü T sütunu ise bu tartışmayı yeni bir boyuta taşıdı.

Karahantepe’de ortaya çıkarılan son buluntular, 2025 Ekim ayında uluslararası bilim dünyasına tanıtıldı. Uzmanlara göre bu keşifler, Neolitik insanın yalnızca teknik ustalığını değil, kimlik algısını, kendini ifade etme biçimini ve soyut düşünme gücünü de gözler önüne seriyor.
Karahantepe, sessiz taşlarıyla artık çok daha net konuşuyor: İnsan, kendini anlatmaya sandığımızdan binlerce yıl önce başlamış olabilir.

Okuyucu Yorumları 1 yorum