İstiklal Marşı’nın yazarı Milli Şair Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı Kuran-ı Kerim mealinin üçte birlik bölümü uluslar arası uzmanların da katılımıyla tartışmaya açılıyor. Başakşehir’de düzenlenecek sempozyum öncesinde açıklamalar yapan Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi (FSMVÜ) Medeniyetler İttifakı Enstitüsü (MEDİT) Müdürü Recep Şentürk, Cumhuriyetin ilk yıllarından başlayarak Mısır’a kadar uzanan hüzünlü bir hikayeyi barındıran mealin, Mehmet Akif Ersoy tarafından 'Türkçe ibadet' endişesiyle Türkiye'ye getirilmediğini anlattı.
Zeytinburnu’ndaki Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi yerleşkesinde düzenlenen toplantıya Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ile mealin yayınlanmasını sağlayan ilahiyatçı Recep Şentürk katıldı. Başkan Uysal, herkesin unuttu ve kaybolduğunu düşündüğü bir eserin yeniden gün yüzüne çıktığını belirterek, hukuki ve teknik tartışmalar yanında bu süreç içinde geçmişte hangi olayların yaşandığının da gözardı edilmemesi gerektiğini dile getirdi.
Akif'in kaleme aldığı meal'i yayına hazırlayan ilahiyatçı Recep Şentürk, meal'in yayına hazırlanma ve yayın sürecine ilişkin bilgi verdi. Şentürk, 1925 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, yabancı kaynaklarca hazırlanan Kuran-ı Kerim meallerine karşı otorite bir isim tarafından ve herkesin üzerinde görüş birliği edebileceği bir meal yazılması için harekete geçtiğini anlattı. Görevin, herkesin ortak kanaatiyle Akif'e verildiğini anlatan Şentürk, Akif'in de bu meal için 1926 yılında Mısır'a gittiğini söyledi. 7 yıl boyunca meal üzerinde çalışan Akif'in, rahatsızlanarak Türkiye'ye dönmesi gerektiğini, anlatan Şentürk, o sıralarda Türkiye'de yaşanan 'Türkçe ibadet' tartışmalarından rahatsız olarak yazdığı meali Türkiye'ye getirmediğini şu sözlerle anlattı: "Bir tarafta bazı insanlar 'Türkçe ibadet edilsin, Türkçe Kuran okunsun' projeleri yapıyorlar. Bunu da bu işe asla razı olmayacak olan birisini yaptırmak istiyorlar. O adam da (Akif) bunu yapmamak için direniyor. Bu işe girişen başka insanlar da var. Ama onların yazdıkları mealler halk tarafından kabul görmüyor. Akif, Mısır'dan ayrılırken dostu Yozgatlı İhsan Efendi'ye teslim ediyor. Diyor ki, 'eğer eğer iyileşir geri dönersem birlikte yayınlarız, ama dönemezsem tehlike görürsen meali yakarsın.' Yozgatlı İhsan Efendi, Akif'ten sonra meali muhafaza ediyor" dedi.
İhsan Efendi'nin de eseri, oğlu Ekmelettin İhsanoğlu'na teslim ettiğini belirten Şentürk, mealin 1956-57 yıllarında yazılan daktilo notlarının 1988 yılında kendisine ulaştığını kaydetti. Şentürk, notların uzun yıllar kendisinde kaldığını ve dönemsel olumsuzluklar yüzünden yayınlamayı düşünmediğini anlatarak bazı dini otoritelerle görüşerek, istişare ederek eserin yayınlanıp yayınlanmaması konusunda görüş aldıklarını ifade etti. Şentürk, Hayrettin Karaman ve Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Raşit Küçük ile görüştüklerini ve eserin yayınlanmasına karar verildiğini anlattı.
Şentürk, mealden elde edilecek gelirden ne yayınevinin ne de kendilerinin pay almayacağını ve tamamının hayır için kullanılacağını ifade etti. Eserin Kuran-ı Kerim'in 3'te birinin meali olduğunu, bunun bir eksiklik olduğunu kabul ettiklerini ancak, eldeki eserin de başlı başına önem arz ettiği için yayınlanmasına karar verildiğini dile getirdi. Şentürk, Akif'in mealin yazımı sırasında kendisi için önemli olan şiir yazmayı bile bıraktığını ve kendisini sadece meal yazımına verdiğini söyledi.
Hazırlanan Kuran-ı Kerim meali, iki ayrı kitap olarak yayınlandı. Bir nüshada genel okuyucu için hazırlanan meal bulunurken, diğer nüshada metinlerin orijinal metinlerin tamamı bulunuyor.
Meal üzerinde tartışmaların yapılacağı ve yurt dışından gelecek uzmanların da katılacağı sempozyum 6 Nisan 2013 Cumartesi günü Başakşehir'de başlayacak.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz