Ayşe adlı sekiz aylık kızı olan ünlü manken Deniz Akkaya, All dergisine konuştu. "Dışarıdan farklı görünüyorum ama ben o çılgın hayatın insanı değilim" diyen Akkaya, geleneklerine bağlı bir insan olduğunu ama metropol hayatının bu kurallarını biraz esnettiğini söylüyor.
Siz astığım astık, kestiğim kestik bir insansınız. Son ilişkinizin (Efe Önbilgin) farklı olmasının sebebi Ayşe mi? Kızım Ayşe'nin bununla ilgisi yok. Çocuklar, evlilikler ve ilişkiler için bir neden olmamalı. Ama haklısın... Ben çabuk kestirip atarım, hataları zor hazmederim. Benim hazım sitemim zor çalışıyor. Ben hayata karşı biraz daha kabızım. Neticede biraz törpüledim kendimi... Bütün sıkıntılara, üzüntülere rağmen bir ilişkide arkadaşlığın önemli olduğuna inandım. Sebebi bu.
Evliliğin olması gerektiğine inanıyor musunuz? Bazı açılardan evet, bazı açılardan hayır. Bu konuya kimin açısından baktığına da bağlı. Evlilik hayatı aşkı bir yandan beslerken diğer yandan da öldürüyor.
ESKİ USULLER DOĞRUDUR
Artık günümüzde herkes önce hamile kalıp sonra evleniyor. Bu doğru bir değişim mi sizce? Hayır. Ben daha geleneksel bir kafa yapısına sahibim. En doğrusu, her zaman eski usullerdir diye düşünüyorum. Ben de öyle yapmış olmayı tercih ederdim ama metropol hayatı bazı kuralları esnetmeye mecbur bırakıyor insanı.
Ayşe'yi neden Amerika'da doğurdunuz? Amerika'da doğurmamın sebebi onun Amerikan vatandaşı olmasını istemem değildi. Zaten aynı zamanda Türk vatandaşı o... Miami'ye gitmemin sebebi, her gün çıkacak laflardan uzaklaşmak ve hamileliğimi huzur içinde geçirmekti.
Uzaktan bakınca 'dejenere' bir metropol kadını, yakından da geleneklerine bağlı güçlü bir kadınsınız. Bu iki zıt uç nasıl bir araya geliyor? Dışarıdan farklı gözüktüğümü biliyorum. Ama ben o çılgın hayatın insanı değilim. Karakterimle, hayatımı kazanma şeklimin bir çatışması var içimde...
ARTIK KAVGAM BİTTİ
Sizi tanımadan önce 'Bu kızın bir kavgası var' derdim. Şimdi daha sakinsiniz. Neydi o kavganız? Doğru, kendimle bir savaşım vardı, barışık olamıyordum. Kendini her şeye gücü olan, sınırları olmayan bir süper kahraman sanırken, başkaları sana sınırlar çizmeye başlıyor ve bunu kabul edemiyorsun. Savaş orada başlıyor. Şimdi kavgam bitti, kendimle barıştım. Cesur hissediyorum.
Kim koyuyor size sınırı? Modellikten gelmenin, kariyerimde zorlukları oldu. Dişçiysen oyuncu olabilirsin, oyuncuysan şarkıcı olabilirsin ama oyunculuğa geçiş yapmak için en kabul görmeyen iş modellik. 'Oyuncu olamazsın' diye ısrar ediyorlar...
BANA 'SAFİNAZ' DERLERDİ
Güzel olmak çok mu zor? Hayır.
Sizin güzel olduğunuzu da kimse kabul etmiyor. "Estetikle ben de böyle olurdum" diyorlar. Ama siz, lisenin de en güzel kızlarından biriymişsiniz. Yani o zamandan başlamış olmalı zorluklar... Güzellik, popülerliği getiren bir şey. 30 kişilik bir sınıfta da, 30 milyonun karşısında da... Ve popüler olmanın zorlukları var. Ama güzellik elbette birçok kapıyı açar. Ama bazı sınırları da devreye sokar. Güzelsen, akıllı olamazsın. Söylediğin akıllı bir lafı sana yakıştıramıyorlar. Bu da insanın asabını bozuyor. Aynı anda hem güzel hem sempatik olabiliyorsan ve kadınların sevgisini kazanabiliyorsan bu çok güzel. Ben öyle olduğuma inanıyorum.
16 yaşındayken nasıldınız? Hayatta büyük istekleri olan biriydim. Ama hayat insanın istediği gibi gitmiyor. Bazen koca yumruklar yiyorsun, bazen de beklemediğin anda ödüllendiriliyorsun. ÇOK
HATA YAPACAKSIN
Şimdiki Deniz, 16 yaşındaki Deniz'i karşısına alsa ne derdi? "Bolca hata yapacağın bir hayat var önünde ama her şey iyi olacak. Kararlı ol ama ısrarcı olma" derdim.
Kompleksiniz var mıydı? Okul zamanı çok zayıftım. Bu beni rahatsız ediyordu. Bana 'Safinaz' derlerdi. Ne bileyim, bunun bir gün avantaj olacağını. Bir de beli açık kıyafetler giymem çünkü belim kalın.