A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Şenol Güneş, ekip olarak gelecek 10 yıla damga vurabileceklerini düşündüğünü söyledi.
Şenol Güneş, Antalya'da Belek Turizm Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, kampta ağırlıklı olarak 2020 Avrupa Şampiyonası Elemeleri'ndeki Fransa ve İzlanda maçlarına odaklanacaklarını dile getirdi.
Önceliklerinin bu iki resmi maçtan galibiyetle ayrılmak olduğunu vurgulayan Güneş, "Bu 6 puanı almak en güzeli. 4 puan çok iyi. 3 puan ve İzlanda'yı yenmek... Şu anda 'Evet' derim. İki maçta 2 puan da çok değerli olabilir. Allah korusun sahamızda kaybettik, deplasmanda bir puan da çok kötü değil. Öyle iki maç oynayacağız. Burada oynayıp deplasmana gideceğiz. Uzun yolculuk yapıp, farklı iklimde oynayacağız. Bütün bunlara hazırlanmak için burada çalışacağız." diye konuştu.
Güneş, 4 yıllık görev süresindeki hedefleriyle ilgili soru üzerine, "Dört yıllık başlangıç daha olmadı. Adım adım gidiyorum. Hepsi düşünüldü ama her şey zamanı gelince konuşulur. Bugün itibarıyla halen Beşiktaş'ta görevli biri olarak, kulüpten yazı alarak gelen birisiyim. Bu, yapılan anlaşmanın yok olduğu anlamına gelmez. Her şey olabilir. Böyle bir anlaşma var. Bu anlaşma 1 Haziran'dan itibaren geçerli. Seçim de 1 Haziran'da. Eski yönetimle devam ediyorum. Federasyonda yeni yönetim 1 Haziran'da gelecek." yanıtını verdi.
Milli takımda 4 yıllık süreçte mevcut oyuncuların yanı sıra farklı oyuncuların da kadroya alınacağını ifade eden Güneş, Avrupa Şampiyonası'na katılmayı birinci basamak olarak gördüğünü kaydetti.
Avrupa Şampiyonası sonrasında Dünya Kupası grup müsabakalarının düşünüleceğini dile getiren Güneş, şöyle devam etti:
"Ekip olarak 10 seneye damga vurabileceğimizi düşünüyorum. O nedenle oyuncularımızın gurur, sorumluluk ve başarıları olsun. En önemlisi sorumlulukları olsun. Çünkü yeni başlıyorlar. Bu yolda her şey düşündüğünüz gibi gitmez. Önünüzde taşlar olacak. Taşlar basamak olmalı, engel değil. Üstüne basıp geçerseniz, o zaman önünüzde aydınlık yol olur. Her şey tozpembe ya da karamsar değil. Yapabileceğimiz şeyler var. Geçmişten dersler çıkardık. O nedenle geleceği planlamak istiyoruz."
Milli takıma davet edilen ve kadroya çağrılmayan futbolcular hakkında da görüşlerini paylaşan Güneş, kimsenin yerinin garanti olmadığını belirtti.
- "Fransa maçını imtihan olarak görüyorum"
Fransa'nın son Dünya Kupası şampiyonu ve çıkardığı yıldız isimlerle önemli bir futbol ülkesi olduğunu aktaran Güneş, Türkiye'deki kısa vadede sonuca odaklı anlayışın değişmesi gerektiğine dikkati çekti.
Rakipleri Fransa'nın çok sayıda oyuncu yetiştirdiğini, bir bölümünü kadrosuna aldığını, bazılarının ise farklı ülkelerde yer aldığını anlatan Güneş, "Bizim de böyle yol edinmemiz lazım. Bizim nüfusumuz fazla. 80 milyonda 80 tane oyuncu çıkartamıyoruz. Çin ne yapsın? Nüfusla çıkmaz. Yatırımla, hizmetle çıkar. Dünya arenasında Fransa birinci oldu. Futbol ülkesi olarak da birinciler. Uzun dönemdir çok oyuncu üretiyorlar. Sonuç anlamında değeri de yakaladılar. FIFA sıralamasında ikinci. Biz de ilk 10'a girersek çok şey farklı olur." değerlendirmesinde bulundu.
Fransa maçının önemine değinen Güneş, şunları kaydetti:
"Fransa maçını imtihan olarak görüyorum. Kaybedecek hiçbir şeyimiz yok, kazanacak çok şeyimiz var. Kaybedeceksek, kazanmak isteyen bir takım olarak kaybedelim. İyi bir takımla oynayacağız. İyi oyuncuları var. Bize, 'Onu, bunu niye almadın?' diyorlar ama onlara ne diyorlar bilmiyorum. Her ülkede, her mevkide oyuncuları var. Fransa maçının gündemde olması önemli. Bizim için de önemli. Daha önce Türkiye başarmıştır. Almanya'yı, Hollanda'yı yendi. Son dönemde başarılı Hırvatistan'ı yendik. Fransa'yı yensek de teselli olarak görmeyelim. Neler yaptığımızı görmek istiyoruz. Fransa maçını çok önemsiyoruz. Kağıt üzerinde, 'Fransa maçını kaybet, İzlanda maçını kazan.' derseniz, ona da 'Evet' derim. "
- "Ürettiğimizin değerini korumakta zorluk çekiyoruz"
Milli takım kadrosu tam oturduğu zaman çok mesafe alınacağını belirten Güneş, takımdaki her oyuncunun hem gurur hem sorumluluk duyması gerektiğinin altını çizdi.
Güneş, "Herkesin özgür ama sorumlu da olacağı bir dönem yaşayacaklar. Bu sadece burada değil, hem kampta hem de özel hayatlarında olacak." açıklamasını yaptı.
Oyuncu üretmekte zorluk çekildiğini vurgulayan Güneş. "Ürettiğimizin değerini korumakta zorluk çekiyoruz. Eğitimde zorluk görüyoruz. Bir defa sıkıntıları biz yaratıyoruz. Yönetici, antrenör, medya yaratıyor. Taşıyamayacağı maddi manevi yükü oyuncuya yüklerseniz, o da bozulabiliyor, taşıyamıyor. Biz birbirimizi tanıyoruz, biliyoruz. Ben de istiyorum sahaya koyduğum oyuncu mükemmel oynasın. Mükemmel oynayan, bir hafta sonra niye kötü oynuyor? Araştırıyoruz. O yüzden düşünce devrimini yaparsak, bunu da birbirimize aşılayabilirsek, yeni fikirler katarsak, iyi olacağını düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Bir piramit gibi düşünüldüğünde milli takımın Türk futbolunun tepesi olduğunu vurgulayan Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu anda yönetim bana bir görev, bir sorumluluk verdi. Bu benim değil bizim, hepimizin takımı. Onun için her türlü görüşe saygı duyuyorum. Ama milli takımın saygınlığını, değerini benim korumam kadar, sizin de korumanız gerekiyor. Omzumuzdaki fazlalıkları atalım. Ne oluyor bize? Herkes mutlu olalım diyor ama kimse bir şey yapmıyor. Herkes birinin üzerine basmak istiyor. Her önümüze taş çıktığında, alıp birisinin kafasına atıyoruz. Bas o taşın üzerine, tut ötekinin de elinden, beraber gidelim. Sayımız fazla, el ele gidelim. Engelleri birlikte aşalım. Bu sporda da siyasette de ekonomide de böyle."
- "14 oyuncunun çok sağlıklı olduğunu düşünmüyorum"
Güneş, bir gazetecinin "Kulüp takımlarının daha önce milli takıma lokomotif olduklarını gördük ama milli takım kulüp takımlarına lokomotif olabilir mi?" sorusu üzerine, "Milli takım tepede bir örnektir. Milli takım antrenörüne yapılan bir yanlışlık ya da haksızlık, tabanda işlerin çok kötü olduğunu gösterir. Milli takımın işini çok iyi yaptığı, her şeyi mükemmel yaptığı bir yerde, tabanın iyi olması gerekir. Eğer değilse, bir yanlışlık, çarpıklık vardır. Onu hemen düzeltmemiz gerekir." yanıtını verdi.
Kulüplerde ekonomik değerlerin bütün duygusal değerleri alıp götürdüğüne dikkati çeken Güneş, iyi bir takımın bir-iki senede dağılabildiğini ileri sürdü.
Futbolcu üretiminde de sıkıntı yaşandığına vurgu yapan Güneş, sözlerini şöyle tamamladı:
"14 yabancı oyuncunun çok sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. Belli parametreleri vardı 14 yabancının. Onlar hiç uygulanmadı. O zaman sayının azaltılması gerekir. Tabii şu anda anlaşmalar devam ediyor. Onlar azaltılabilir. 14'ten 12'ye, 8'e düşürülebilir. Aynı şekilde sahada oynayanlar düşürülebilir. Avrupa'da yarışan takımlarımıza o aşamayı zaten vermiş oluyorsunuz. Sayı zaten var, yeterli ama bu arada üretim yapılması lazım. Bütün kulüplere bakın, araştırın ama denetimi iyi yapın. Yabancı oyuncu alanlar ne kadar para verdiler? Bırakmak için ne kadar para verdi? Bırakabiliyorlar mı? Oradan çıkan parayla Türk futbolunda yeniden bir yatırım yapabilirsiniz. Devletin girmesi gereken yer de orası bana göre. Vergiler koyulabilir. Aslında Avrupa'da vergiler fazlayken azaltıp, onu yatırıma dönüştürdüler. Biz de boşa yapılan bu harcamaları toparlayıp üretime dönüştürürsek, bütün kulüpler kazanır. "
(Bitti)