İşte açıklamalardan satır başları:
Atakan ben ve Nagihan arasında güzel bir ilişki vardı. Hatta ilk olarak baraka için Atakan bize yardım da etmişti. Sonrasında Atakan'la bir yarış esnasında aramızda ipler gerildi. çünkü Atakan'ın hitap şeklinden ve üslubundan hiç hoşlanmadım. Onun kaba konuşma şekline karşılık nezaketimi hiç kaybetmedim. Bana kimse üslubunu bozarak konuşamaz. Yapsana, etsene diye konuşmam. Kazandığım bir dokunulmazlık yarışı sonrasında da bu şekilde konuşunca ve hakkımda kötü bir algı yaratmaya çalışınca aramız açıldı. Bunlar yaşandıktan sonra Nagihan'dan Atakan hakkında kayıt dışında kalmış sözler duydum. Bunlar hiç kimsenin görmediği ve bilmediği sözler.
"YILMAZ MORGÜL BİR FOSİL"
Nagihan'ın söyledikleri karşısında şok oldum. O an duyduklarım karşısında ya kavga çıkacaktı ya da sakin kalacaktım. Nagihan söylediklerinin aramızda kalması konusunda beni uyardığı için sesimi çıkarmadım. Onu korumam gerektiğini düşündüm ancak olaylar zaman içerisinde çok farklı noktalara gitti. Burada konuştuklarının hepsini açıklamam doğru olmaz ancak Yılmaz Morgül için 'fosil' ifadesini kullanmış ve 'Öyle bir fosilin burada ne işi var' demiş. Atakan gibi genç bir delikanlıya yakışmayacak sözler söylemiş. Sonuçta Yılmaz Morgül yaşına göre çok iyi bir performans sergiledi ve o Türk sanat müziği için çok önemli bir ses sanatçısı böyle ifadeler kullanmak ona hiç yakışmadı.
NAGİHAN HIRSININ KURBANI
Survivor'un sadece bir spor yarışması olmadığını herkesin biliyor olması gerek, Acun Ilıcalı da bu konuda sık sık uyarı yapıyor. Bunun bir şov olduğunu söyledi. Ben ve Yılmaz ekibimizdeki isimleri her zaman uyardık ve bir kavga çıkmaması için çalıştık. Kavga çok çabuk çıkar çünkü. Nagihan bence hırslarına yenik düştü. Korkunç hırsıl bir kız onun öfkeli olmaması konusunda çok uyardım. Nagihan'ın tartışmadığı kimse yok gibiydi. Agresif olma öfkeni kontrol et diye uyardım. Ben Nagihan'ı hiçbir şartta bırakmadım onunla birlikte hareket ettim ama Yılmaz'ın gidişiyle her şeyin seyri değişti. Yılmaz elenmeden önce beni uyarmıştı. Nagihan için "güvenilecek insan değil uzak dur" demişti. Gerçekten de her şey onun dediği gibi oldu. Yılmaz gider gitmez Nagihan onun elenmesine neden olan Atakan'la yakınlaştı. Birlikte takılmaya başladı bir yandan da bir sonraki akşam düzenlenen konseyde Yılmaz'ın gitmesinden büyük üzüntü duyduğunu söyledi. Oysa yarışmanın temposundan sıkıldığı ve gitmek istediği zamanlarda ona ben engel olmuştum.
BAMBAŞKA BİR SEMİH TABLOSU ÇİZDİ
Semih bizim adamıza geldiğinde gece ateş etrafında toplanmayan insanlar, uykularından feragat etmeyecek insanlar, Semih'in etrafında toplandı. Atakan, Ezgi, Nagihan Yattara, Semih'in etrafında toplandı çünkü halk oylamalarında Semih birinci çıkıyordu. Semih'le birlikte hareket edersek, 'acaba oylarından nasiplenir miyiz?' düşüncesiyle onunla birlikte takılmaya başladılar. Bunlar yaşanırken, bir yandan da onu kötülüyorlardı. Semih, ünlüler adasına geldiğinden beri herkesle diyalog kurmaya çalıştı. Herkesi tanımaya çalıştı. "Ben burada kendimi buldum" diyordu. "Hesaplar kitaplar içinde olmak istemiyorum" dedi.
Semih'in hesapçı kitapçı olduğunu düşünmüyorum çok da saygılı bir çocuk. Tabi ki bunlar kendi gözlemlerimden ve benimle kurduğu diyaloglardan çıkardığım sonuç. Atakan da o da Kıbrıs'a gitmek istiyor sonuçta. Semih'in kız arkadaşı bana destek vermiş biz adada bir ittifak kurmuş olmasak da dışarıda bir ittifak oluşmuş. Aramızda uçurum yoktu ama elenen ben oldum. Semih'le diyaloglarımız iyiydi ve Nagihan'la aramızın düzelmesi için uğraştı Yattara da bunu denedi ama Nagihan çok hırslı ve şansını güçten yana kullandığı için bir araya gelemedik. Nagihan konseyde veda ederken bana sarıldı ve benden özür diledi burada psikolojim çok bozuldu dedi. Atakan'la konsey öncesinde konuştum üslubunun kötü olduğunu söyledim, aramızdaki sorunlar üzerine konuştuk. Barakadaki yaklaşımına bakarsak kullandığı üslupla adeta kadına şiddet uyguladı. Atakan'a, 'Nagihan size gelip benimle ilgili laf taşıdı mı?' diye sordum. Atakan da 'evet' dedi. Nagihan'ın benimle ilgili ne söylediğini bilmiyorum ama çok fazla dedikodu yapmış. Konuşmadığım bir şeyi konuşmuşum gibi aksettirmiş.