Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, göçü engelleyebilmenin mümkün olmadığını belirterek, "O zaman göçün getirdiği değişimi yönetmek bizim en büyük görevimiz" dedi.
Şahin, Adana HiltonSA Oteli'nde düzenlenen "Türkiye'de İç Göçün Sosyo-Ekonomik Sonuçları ve Adana Özelinde Değerlendirme" konulu sempozyumda, göçün umut, değişim, aş, ekmek, hareket anlamına geldiğini ifade etti.
Adana'da bu toplantının yapılmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Şahin, "Adana bereketli toprağıyla Karacaoğlan'ın memleketidir. Toprağın en önemli özelliği bereketidir, ama aynı zamanda tevazusu, alçak gönüllülüğüdür. Adana insanının bu iklimle örtüşen yapısı, kişiliği, bereketi, zenginliği çok önemlidir. Bende bu bölgenin insanı olarak her zaman Adana'nın yeri farklı olmuştur" dedi.
Şahin, göçün yönetilmesi, neden ve sonuçlarının bilim kullanılarak anlaşılması, anlatılması gerektiğini söyledi.
Çok kültürlülük ve çok dinliliğin Türkiye'nin zenginliği olduğunu anlatan Şahin, "Bunun bu artı değerlerini koruyarak, küreselleşme denilen şeyi yönetmek en önemli görevimizdir. Beraberinde göçle ilgili tarihi sürece baktığımızda bir tarım devrimini ıskalamış, sanayi devrimini ucundan yakalanmış, bilim ve teknolojiyi hakikaten hakkını vermek adına yaşadığımız bir yüzyıldayız. Bu her zaman insan hareketini de beraberinde getirmiştir" dedi.
Şahin, yaşanan bu devrimlerin her zaman insan hareketini de beraberinde getirdiğini, hem köyden kente göçün, hem kentler arasında göçün, hem de 1950'li yıllarda olduğu gibi uluslararası göçü beraberinde getirdiğini vurguladı.
Sorunların arkasından gitmek, sonucu yönetmenin kendilerini her zaman için zorladığını anlatan Şahin, şöyle devam etti:
"Bunun bedeli bize çok daha ağır olmuştur. Oysa bilimi kullanarak, bu hareketin nedenlerini, sonuçlarını öncesini tespit etmek, göçün bereketini hakikaten insanların ruhunda oluşturmanın en önemli görevimiz olduğunu düşünüyorum. Göçü engelleyebilir miyiz- Mümkün değil. O zaman göçün getirdiği değişimi yönetmek bizim en büyük görevimiz. Göçle ilgili süreçte özellikle ne yapmamız gerektiğini iyi bilmemiz gerekiyor. Zorunlu göçün azalması gerektiğini düşünüyoruz ve insan merkezli yönetim anlayışını göç içinde hayata geçirmemiz gerektiğini düşünüyoruz. neden insanlar göç etmek zorunda kalıyor. Önce bunu önleyecek yapısal değişimi yönetmemiz gerekiyor. Son 10 yıldır ekonomik olarak ülkemizin kalkınmasını, kişi başına düşen milli gelirin arttırılmasını, bölgeler arası gelişmişlik farkının azaltılmasını, terörle mücadeleden kaynaklı zorunlu göçün azaltılmasını çok önemsedik. Çünkü yola çıkarken 'önce insan' dedik.
O yola çıkarken bunları düşünerek gerekli tedbirleri almaya çalıştık. Bugün teşvikle yapmaya çalıştığımızın temelinde insanları kendi toprağında, onurluca yaşam mücadelesinde, birinci sınıf vatandaş olma anlamında, dili, dini, ırkı, cinsiyeti, mezhebi ne olursa olsun, kendi toprağında huzurlu ve mutlu yaşayacak imkanları onlara vermenin temel felsefemiz olması gerekiyor."
-Göçle gelenlerin entegrasyonu-
Şahin, göç olgusunu gönüllüye dönüştürmek zorunda olduklarını, insanların istediği yere, istediği zaman gidebileceği yaşam alanının kurulması gerektiğini anlattı.
Göçle gelenleri yük olarak görmek değil, şehre entegrasyonunu, şehre katma değer sağlamalarını sağlamanın en büyük görev olduğunu ifade eden Şahin, insanların temel ihtiyacını, temel hakkını, eğitim, barınma, sağlık, iş imkanının oluşturulması gerektiğini vurguladı.
İnsan merkezli çalışma noktasında beşeri sermayenin kuvvetlendirilmesi gerektiğini dile getiren Şahin, "Her bireyin eğitim imkanlarından eşit şekilde istifade edeceği, sağlıktan eşit şekilde istifade edeceği olanakları sağlamak en büyük görevimiz. Bize, devlete düşen şey bu. Kişiye düşen, kendini geliştirmek, beşeri sermayeyi kuvvetlendirmek bilim ve teknoloji çağını yakalamak. Bizim petrolümüz, doğalgazımız yok. Ama bizim bunlardan daha kıymetli bir şeyimiz var; beşeri sermayemiz, insanlarımız" dedi.
Şahin, yerel yönetimlere düşen görevin geçişi kolaylaştırmak, köprü görevi görmek olduğunu vurgulayarak, "Gelen göçe hazırlıklı olmadığınız zaman, gecekondulaşma, çarpık kentleşme, asayiş gibi birçok sorunlarla karşı karşıya kalıyorsunuz. Ondan sonra bunu düzeltmenin maliyeti çok daha yüksek" diye konuştu.
Şahin, sorunu en baştan görüp, gerekli tedbiri alıp, şehrin huzurunu, barışını, asayişini sağlayan ve bunu kültür hazinesine dönüştüren şehirlerin bulunduğunu vurguladı.
Sorunun bir parçası değil, üste çıkmak ve çözümün bir parçası olmak gerektiğini belirten Şahin, şöyle konuştu:
"O yüzden belediyelerimize çok iş düşüyor. İnsan odaklı belediyecilikte göçü, kentleşmeyi yönetmek ve oradan gelen talebi yönetmek, şehrin huzurunu ve barışını sağlamak en önemli görevlerimizden biridir. O yüzden biz bir taraftan Şehircilik Bakanlığı'nı güçlendirdik. Belediyelerimizin gücünü arttırıyoruz. Adana'nın sorunlarının Adana'da çözüleceği mekanizmaları güçlendirmeye çalışıyoruz.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak biz işin neresinde olacağız. Ben ilk bakan olduğumda görev alanımı sordular, kadın, çocuk, yaşlı, engelli saydım, dedim ki; 'güçlü erkekler alanın dışında gözüküyor ama bu kadar sorunu çözebilmem için güçlü erkeklerin desteği gerekiyor' dedim. Herkesin yaşam alanı içinde benim bakanlığımın çok önemli görevi var. İdari olarak kendimizi güçlendirdik, mali olarak güçlendirdik. Sosyal yardımlaşmayla, sosyal hizmetlerin birleştiği yeni bir idari kadrodayız. Bugün aile ve toplum hizmetleri bizim en önemli genel müdürlüklerimizden birisi. kadını kollar, korurken, aileyi de kollamak, korumak en önemli görevlerimizden bir tanesi, toplumun temel taşı."
-Aile sosyal destek uzmanlığı-
Şahin, hükümet olarak en önemli projelerinden birinin aile sosyal destek uzmanlığı olduğunu belirterek, bunu hayata geçirmek üzere olduklarını anlattı.
Devlet, olarak hep sonuçlarla uğraştıklarının altını çizen Şahin, şunları kaydetti:
"İş bitiyor, yangın çıkıyor, testi kırılıyor hukukumuzu, sistemimizi buna göre oluşturuyoruz. Oysa modern ve çağdaş devlet yönetimi sonucu görebilmek, baştan müdahale edebilmektir. Bunun maliyeti çok daha ucuzdur. Koruyucu ve önleyici tedbirlerle devlet yönetimi bakanlığımızın temel yönetim felsefesidir. O yüzden aile sosyal destek uzmanlığı dediğimiz şey, nasıl her ailenin hekimi varsa, sağlık ne kadar önemli, sağlıkta dönüşüm nasıl olduysa, sosyal hizmet dediğimiz insan odaklı kişilerin merkeze alındığı yönetim anlayışında da sosyal devlet olmak, sosyal adaleti, barışı sağlamak için de bizim koruyucu tedbirleri hayata geçirmemiz gerekiyor."
Şahin, bu konuda bilimi ve tekniği kullanarak, kendini yetiştirmiş akademisyenlerle çalıştıklarını, şu anda 150 kişiyi alarak, bu alanda ön çalışmayı başlattıklarını söyledi.
Çalışmalara iki ayrı şehirde Kırıkkale ve Karabük'te başladıklarını anlatan Şahin, şöyle devam etti:
"İki ayrı model deniyoruz. Bu modellerin sonunda bölgesel olarak Adana'da ve tüm Türkiye'de bunu çalışacağız. Nedir buradaki çalışmamız- Verdiğimiz ekonomik destek tek başına yeterli değildir. Sosyal yardımlaşmayla birlikte son 10 yılda 10 kat artmış bir bütçemiz var. Çünkü sayın Başbakanımızın bize verdiği talimat, biz kimsesizlerin kimsesi, sessiz yığınların sesi olacağız dedik. Bize gelip başvuran değil, ben hakikaten bu işin hakkını vereceksem, gidip benim onu bulduğum, ihtiyacı olanı yerinde tespit ettiğim bir sistemi hayata geçirmek zorundayız. İşte o yüzden aile sosyal destek uzmanlığı önemlidir. Artık bütün Türkiye'nin aile ve kişi bazlı sosyal ve ekonomik haritasını 3 saniye içinde düğmeye basınca çıkaran bir iktidarın bakanlığıyız ve genel müdürlüğüyüz. Kişilerin adını koyduğun zaman o kişiye ait bütün ekonomik ve sosyal verilere bakıyoruz. Düğmeye basıp alıyoruz. Bu tespit yeterli mi- Değil. O aileye gidip ulaştığın zaman o aileye verdiğin destek o ailenin sorununu çözüyor mu- Zihinsel özürlü bir anne varsa, alkol ile mücadele eden bir baba varsa, evde şiddet varsa, oraya ekonomik destek belki işi daha da büyütüyor. Beraberinde sosyal hizmetle bütünleşmesi, o ailenin temel ihtiyacının ne olduğunun analiz edilmesi, kağıt üzerinde kalmadan hemen geriye dönük gerekli tedbirleri alabilmek önemli. Bugün gerekli tedbirleri alabilmek ve gerekli yetkiyi koyabilmek için her şeyimiz var."
Şahin, ithalatı, ihracatı, ekonomik kalkınmayı tamamlarken, insani gelişmiş nitelikleri ve göçü de beraber yönetebilmenin tek yolunun güçlü toplum olmaktan geçtiğini, güçlü toplum olunmadığı zaman, bu ekonomik verilerin toplumsal huzur ve barışı getirmeyeceğini anlattı.
Zengin ve fakir arasında farkın devam ettiği bir toplumun mutlu ve huzurlu olamayacağını dile getiren Şahin, "O yüzden hem petrol zengini ülkelerde, hem avro ve dolar zengini ülkelerde büyük bir huzursuzluk var. Bizim adaletli kalkınma hamlemizde son yaptığımız Türkiye araştırmasında, Türk toplumunun yüzde 70'inin mutlu ve çok mutlu olduğunu görüyoruz. Bu önemli bir şey. Toplumsal huzur ve barış, sürdürülebilir kalkınma ve beraberinde insanımızı merkeze alan yönetim anlayışıyla engellimizin birinci sınıf vatandaş olduğu, 74 milyonun ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, bu kimlikle onur duyuyorum dediği bir Türkiye bizim temel hedefimiz" dedi.
-Adana Valisi Coş-
Adana Valisi Hüseyin Avni Coş da böyle önemli bir toplantının Adana'da gerçekleştirilmesinden büyük memnuniyet duyduğunu belirtti.
Göçün Adana'ya kazanımlarının yanı sıra sıkıntıları da getirdiğini belirten Coş, "Bu göç olgusunun getirdiği sorunların çözülebilir, yönetilebilir olup olmadığı önemli. Bu hususta Adana'da iskan, kentleşme konusunda, buna bağlı olarak çeşitli kamu hizmetlerin sunulmasınında sorunlar yaşanmıştır. Derecesi azalsa da bu sorunlar yaşanmaya devam etmektedir. Özellikle plansız, programsız yapılaşma sonucunda ortaya çıkan mahalleler hem imar kirliliğine neden olmakta, hem deprem kuşağında olan ilimizde muhtemel depremin getireceği yıkıcı etkilere karşı içinde bulunan vatandaşları tehdit etmektedir" dedi.
Konuşmaların ardından İktisadi Araştırmalar Vakfı Başkanı Prof. Dr. Ahmet İncekara Bakan Şahin ve Vali Coş'a günün anısına plaket verdi.
Toplantıya AK Parti Adana Milletvekilleri Necdet Ünüvar, Fatoş Gürkan, Mehmet Şükrü Erdinç, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni Aldırmaz ile ilçe belediye başkanları da katıldı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz