HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

'Barzani'nin yerine Öcalan geçmek istiyor'

Ortadoğu gündeminin 1 numaralı konusu haline gelen Mesud Barzani, 1 Kasım'da Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) başkanlığını bırakacağını bir mektupla parlamentoya iletmesinin ardından, dün akşam (29 Ekim 2017) televizyondan bir konuşma yaptı; Artık peşmerge olarak devam edeceğim" dedi. 2008-2012 yılları arasında Fransa’nın ilk Erbil Konsolosunu yapan Frederic Tissot, "Barzani gibi bağımsız Kürdistan’ın ilk lideri olmak isteyen biri daha var" diyerek Abdullah Öcalan'ın işaret etti."

'Barzani'nin yerine Öcalan geçmek istiyor'

2008-2012 yılları arasında Fransa’nın ilk Erbil Konsolosunu yapan Frederic Tissot, Gazete Habertürk'ten Nalan Koçak'a konuştu. Tissot, Barzani ve bir grup Batılı diplomatın bir masa etrafında toplandığı, Kürt liderin elma kestiği, tartışmalı bağımsızlık referandumunun sembol karesinin hikâyesini anlattı.

BARZANİ'NİN ELMA SOYDUĞU, ERDOĞAN'IN TEPKİ GÖSTERDİĞİ O FOTOĞRAF

Referandumdan bir gün sonra çekilen kare çok tartışıldı, Cumhurbaşkanı Erdoğan da kayıtsız kalmadı. “Barzani, herhalde bunlardan alıyor gücü” dedi. Fransız diplomat Frederic Tissot, o isimlerden biriydi. Tissot, 2008-2012 yılları arasında Fransa’nın ilk Erbil Konsolosu’ydu.

Mesud Barzani, Kürt yetkililer ve bir grup Batılı diplomat, referandumun ertesi günü yemekte. Barzani’nin hemen solundaki, Tissot. Onun solundaki, eski Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner. Barzani’nin sağındaki ise Fransız sosyolog Bernard Henri Levy.

"Erdoğan neden kızıyor anlamıyorum. Kim bölgedeki en büyük petrol, inşaat şirketlerinin sahibi? Türkiye. Binlerce Türk şirketi faaliyet gösteriyor. Bölge Türkiye’nin kolonisi gibi. Mesela Türk Konsolosu, Kürt yetkililere diğer konsolosluklardan daha kolay erişiyordu. Erdoğan’ın Barzani’yi Türkiye’ye davet edişini hatırlıyorsunuzdur. Şivan Perver şarkı söylemişti" diyen Tissot, Barzani'nin aklından "tarih yazan lider olmayı" geçirmesi nedeniyle hezimete uğramış olabileceğini ifade ederek, Barzani'nin görevi bırakmasının ardından çok konuşulan 'Yeni IKBY lideri kim olacak' tartışmalarına çok tartışılacak bir yorum getirdi:

"Barzani gibi bağımsız Kürdistan’ın ilk lideri olmak isteyen biri daha var."

"TABİİ Kİ ÖCALAN"

Tissot, bu açıklamasının ardından, Koçak'ın "Öcalan’dan mı bahsediyorsunuz?" sorusuna "Tabii ki o. Biliyorsunuz, Barzani’nin arasının iyi olduğu biri değil" diyerek yanıt verdi.

‘BARZANİ ELMADAN İKRAM ETMEDİ, KENDİSİ YEDİ’

Tissot, kendisine yöneltilen "Hepiniz bir masa etrafındaydınız ve Barzani bir elma kesiyordu. Fotoğrafı herkes farklı yorumladı" yorumuna şöyle yanıt verdi:

"Evet, Barzani “Son Akşam Yemeği” tablosundaki İsa gibiydi. Çok komikti. Yemek sonrası bize meyve ikram ettiler. O sırada konuklardan bazıları Barzani’yle konuşmak için yanına gitti. Sonra içlerinden biri fotoğraf çekmek istedi, herkes kareye girmek için oraya gitti."

- Barzani, elmadan ikram etti mi?

Hayır hepsini kendisi yedi (Gülüyor). Barzani’yi iyi tanırım. Karşılıklı saygı duyarız.

- Çok konuşulan bir fotoğrafınız vardı. Siz ve daha pek çok Batılı diplomat, Barzani’nin yanındaydınız. Erdoğan, tepki gösterdi, “Herhalde bu isimlerden güç alıyor” dedi. Barzani’yi yanlış yönlendirdiğiniz eleştirisi de yapıldı...

Evet, yanlış yönlendirdik. Haklılar. Referandum sonrasında Kürt halkı için ortaya çıkan sonuca bakın! Yapılan analizler, verilen akıllar yanlıştı. Benim için bu bir onur değil artık, utanç. Fotoğrafa gelince... Referandumun ertesinde çekildi. Selahaddin’de öğle yemeği için buluşmuştuk.

BARZANİ: ABD BUNA NEDEN SESSİZ KALDI?

Mesud Barzani, Irak ordusu ve çoğunluğu Şii milislerden oluşan Haşdi Şabi güçlerinin ABD'nin silahlarıyla Kürtlerin kontrolündeki bölgelere 'saldırdığını' savunurken, "ABD buna neden sessiz kaldı?" diye sorduğu açıklamasında "Dağlarımız dışında kimse Kürtlerin arkasında durmuyor" yorumunu yaptı. Reuters'ın aktardığı konuşmaya göre Barzani, "Kerkük için iyi bir hazırlık yapmıştık. Maalesef 16 Ekim gecesi bu büyük ihanet gerçekleşti. Biz kan akmasın diye uğraşırken Haşdi Şabi ve Irak güçleri ilerlemeye devam etti" suçlamasını yaptı. Bağımsızlık referandumunu Bağdat ile sorunlara 'barışçıl bir çözüm bulmak' için düzenlediklerini savunurken, Bağdat hükümetini referandumunu 'bahane ederek Kürtlere saldırmakla' suçladı. Kürt lider, "Irak artık Kürtlerin haklarına inanmıyor" yorumunu yaptı.

İşte Tissot'un o açıklamalarından öne çıkan satırlar ile 'Kerkük'ün kaybedilişi ve Barzani'nin düşüş hikayesi' :

- Kimine göre, Kerkük ve diğer bölgelerin kaybı Kürt tarihindeki en büyük trajedilerden biri. Katılır mısınız?

Kerkük halkı için kesinlikle öyle. 1920’lerden beri ilk kez Kürt liderler Kerkük’ü kaybetti. Bu Kürtler için hayal edilemezdi. Ve şimdi daha da kötüsü Kerkük’ü geri almak mümkün görünmüyor.

- Kürt halkının özgüveninin azaldığını söyleyebilir miyiz?

Evet. Kerkük çoğuna göre Kürdistan’ın Kudüs’ü. Biliyorsunuz, İngiliz İmparatorluğu Kerkük’ü Kürtlerden aldı. Bu nedenle Kerkük’ün yeniden ele geçirilmesi Kürtler için çok önemliydi. Bu kayıp sadece petrol meselesi değil. Pek çok aile evini kaybetti.

- Peki başarısızlıkta en büyük sorumluluk kimin?

Amerikan işgalinden sonra anayasa yazıldı. 140’ıncı maddesine göre tartışmalı bölgelerde referandum yapılacak, halk Kerkük’ün Bağdat’a mı yoksa Erbil’e mi bağlanacağına karar verecekti. Fakat madde uygulanmadı. Şimdi de 2014’e gidelim. DEAŞ Kerkük, Musul, Mahmur’a saldırdı. Irak ordusu oraları savunamadı, kaçtı. Kürt güçleri onların yerini aldı ve bölgeyi kurtardı. Ve orada kaldılar. Bence bu adaletsiz değildi. Çünkü Irak yönetimi oraları savunamadı. Bu, diplomatik yanıtımdı.

- Kişisel yanıtınız?

Kerkük’ün kapılarını Irak ordusuna, Şii milislere kim açtı?

- Biliyorsunuz, Talabani Ailesi’nin bazı fertleri suçlanıyor.

Evet, herkes ihanetten bahsediyor. Yargılayacak kişi ben değilim. Gerçek olan tek şey, ortada bir sorunun olması.

‘KERKÜK’ÜN KAPISINI KYB AÇTI’

- 3 yıl önce Kerkük’ten Irak ordusu kaçarken, bu sefer peşmerge kenti terk etti...

Terk etmekten çok kapıları açtılar. Biliyorsunuz, Kürdistan Yurtseverler Birliği’ne (KYB) bağlı peşmergelerin bir kısmı kaldı. Tabii ki iki durum arasında fark var. Ordu korkup kaçtı. Fakat ikinci vakada anlaşarak çekildiler. Kapıyı açan da KYB’ye bağlı peşmerge.

‘BARZANİ’NİN HATASI ABD’YLE ANLAŞMA YAPMAMAK’

- Bu süreçte Barzani’nin en büyük hatası neydi?

Referandum sürecini ABD’yle anlaşma hatta yazılı bir anlaşma yaparak yürütmedi. Şimdi düşünün, bölgede pek çok güç var; milisler, peşmerge, ordu. Hepsinin Amerikan silahı, zırhlı araçları var. Peki koalisyon güçleri, Amerikalılar, Fransızlar nerede? ABD güya hem Erbil’in hem Bağdat’ın dostu. Düşünün, peşmerge Bağdat’a saldırmaya kalksaydı ABD “Lütfen yapmayın” derdi. Ama şimdi bunu söylemiyor.

- ABD, Erbil’e “Referandumu ertele” çağrısına uymadığı için kızmış olabilir mi?

Olabilir ama bazı Amerikalı senatörlerin “Artık yeter, Amerikan ordusu duruma müdahil olmalı” dediğini duydum.

‘BÖLGE TÜRKİYE’NİN KOLONİSİ GİBİ’

- İlişkiler iyiydi ancak artık eskisi gibi değil...

Erdoğan neden kızıyor anlamıyorum. Kim bölgedeki en büyük petrol, inşaat şirketlerinin sahibi? Türkiye. Binlerce Türk şirketi faaliyet gösteriyor. Bölge Türkiye’nin kolonisi gibi. Mesela Türk Konsolosu, Kürt yetkililere diğer konsolosluklardan daha kolay erişiyordu. Erdoğan’ın Barzani’yi Türkiye’ye davet edişini hatırlıyorsunuzdur. Şivan Perver şarkı söylemişti.

- İlişkiler bu kadar iyiyken Ankara’yla neden aynı noktada buluşulamadı? Barzani “tarih yazan lider” olma isteğinin mi kurbanı oldu?

Belki. Aklından bunu geçirmiş olabilir. Biliyorsunuz, tıpkı Barzani gibi bağımsız Kürdistan’ın ilk lideri olmak isteyen biri daha var.

- Kim?

Siz daha iyi biliyorsunuz.

- Öcalan’dan mı bahsediyorsunuz?

Tabii ki o. Biliyorsunuz, Barzani’nin arasının iyi olduğu biri değil.

- Bu süreç sonrasında PKK-KDP yakınlaşması olur mu?

Hayır. Ama mesela Bafel Talabani’nin PKK’yla iyi ilişkileri var.


En Çok Aranan Haberler