Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Mynet Tatil Bulucu

1 Kimle tatile çıkıyorsunuz?
2 Yurt içi mi yoksa yurt dışı mı tatil yapmak istiyorsunuz?
3 Yaz Tatili mi Kış Tatili mi?
4 Ne tür tatil arıyorsunuz?
5 Vizeniz var mıdır?
6 Balayı Tatili mi yapmak istiyorsunuz?
7 Eğer Seçiminiz yurt içi ise Tatil yapmak istediğiniz yerler?
7 Eğer Seçiminiz yurt dışı ise Tatil yapmak istediğiniz yerler?
8 Eklemek istediğiniz farklı detaylardan burada bahsedebilirsiniz.
    Kalan mesaj: 10

    'Etki Yanılsaması', Mutluluk Beklentilerinizi Nasıl Etkiliyor?

    Her şey kötüye gidiyor gibi gözükürken insan nasıl mutlu olabiliyor?

    İnsan psikolojisinin garip özelliklerinden biri de, gelecekteki ruh halimizi öngörmede oldukça kötü olmamız. İyi haberlerin bizi aşırı sevindireceğini ve kötü olayların bizi çok aşağı çekeceğini sanarız, ama gerçek aslında böyle değil.

    Aşağıdaki yazı James Clear’in blogundan alındı:

    "2010 yılının yaz ayları, Rachelle Friedman için hayatının en iyi dönemine hazırlandığı zamanlardı. Yeni nişanlanmıştı, etrafında arkadaşları vardı ve bekarlığa veda partisinin tadını çıkarıyordu.

    Friedman ve arkadaşları havuz başında eğlenirken, arkadaşlarından biri onu sığ havuza ittirdi. Friedman yavaşça su yüzeyine çıkarken bir şeylerin yolunda gitmediği belliydi.Kendisine bakan arkadaşlarına "Şaka yapmıyorum" dedi.

    Kafası havuzun dibine çarpmıştı ve iki omurgası parçalanmıştı. Daha ayrıntılı şekilde söylemek gerekirse, C6 omurga kemiği omuriliğine zarar verdi ve belinden aşağısı kalıcı şekilde felç oldu. Bir daha asla yürüyemeyecekti.

    "Çok mutluyuz"
    Bir sene sonra, Rachelle Friedman yeni eşiyle evlendi ve Rachelle Chapman oldu. Yaşadığı deneyime dair düşüncelerini, 2013 yılında, bir online soru-cevap seansında paylaştı.

    Konuya bazı tahmin edebileceğiniz zorluklardan bahsederek başladı. Fiziksel engeline uygun bir iş bulmakta zorlanıyordu. Sinir ağrıları rahatsız ediciydi.

    Ama bunların yanısıra, bir dolu olumlu şey de söyledi. Örneğin, "Hayat daha mı kötüye gitti?" sorusuna, "Aslında bir şeyler değişti, ama kötü anlamda değiştiğini söyleyemem" şeklinde cevap verdi. Kocasıyla olan ilişkisi sorulduğunda; "Bence oldukça mutluyuz, çünkü rahatsızlığım çok daha kötü bir boyutta olabilirdi" şeklinde cevap verdi.

    Peki, her şey kötüye gidiyor gibi gözükürken insan nasıl mutlu olabiliyor? Rachelle'ın durumu, beynimizin travmatik olaylara nasıl tepki verdiği ve bizi nasıl mutlu yaptığını gösteriyor.

    Mutluluk hakkındaki şaşırtıcı gerçek
    Harvard Üniversitesinden psikolog Dan Gilbert, 'Stumbling on Happiness' isimli kitabında, olayların bizi mutlu yapacağı veya üzeceği konusunda nasıl yanlış tahminler yürüttüğümüz konusunu inceliyor ve bizi mutlu eden şeyin aslında ne olduğu hakkında bilinmeyenlerden bahsediyor.

    Gilbert'ın yaptığına benzer araştırmaların ortaya çıkardığı şey, uç noktalardaki kaçınılmaz durumların, beynimizin bizi olumlu ve mutlu yapma cevabını tetiklediğini gösteriyor.

    Örneğin, evinizin depremde yıkıldığını veya ciddi bir trafik kazası sonucu iki bacağınızı da kullanamaz hale geldiğinizi düşünün. Böyle bir olayın hayatlarını nasıl etkileyeceği sorulduğunda, çoğu insan bunun inanılmaz yıkıcı bir durum olacağını söylüyor. Hatta bazı kişiler, bir daha yürüyemeyeceğime ölmeyi tercihe edeceklerini belirtiyorlar.

    Ama araştırmacılar, böyle bir durumla gerçekte karşı karşıya kalan insanların, olayın gerçekleşmesinden altı ay sonraki mutluluk seviyesinin, olayın gerçekleşmesinden önceki mutluluk seviyeleriyle aynı olduğunu buldular.

    Bu nasıl oluyor?

    Etki Yanılsaması

    Travmatik olaylar, psikolojik bağışıklık sistemimizi tetikliyor. Psikolojik bağışıklık sistemimiz, kaçınılmaz bir durumda, beynin olumlu bakış açısı ve mutluluk sağlama yeteneğini yükseltiyor. Bu da, bizim böyle bir olayı kafamızda canlandırdığımızda gerçekleşenin tam tersi. Gilbert bu konuda şunları söylüyor; "İnsanlar şu gerçeğin farkında değil: Savunma sistemimiz; yüksek şiddetteki olaylarda, orta şiddetteki olaylara göre daha çok tetiklenmeye yatkın. Bu yüzden de farklı boyutlardaki talihsizlikler durumunda olacak ruh halimizi yanlış tahmin ediyoruz."

    Bu etki, uç derecedeki olumlu olaylarda da benzer şekilde işliyor. Örneğin, lotoda büyük ikramiye kazanmanız durumunda nasıl hissedeceğinizi düşünün. Çoğu kişi, büyük ikramiye kazanmanın, uzun sürecek bir mutluluk sağlayacağını varsaysa da, yapılan araştırmalar tersini söylüyor.

    1978 yılında Northwestern Üniversitesinde yapılan bir araştırmada; belden aşağısı felçli kişiler ile lotoda büyük ikramiye kazanmış kişilerin, olayın gerçekleşmesinden bir sene sonra aynı mutluluk düzeyinde oldukları bulundu. Evet doğru okudunuz. Biri lotodan hayatını değiştirecek miktarda para kazandı, diğeri bacaklarını kullanamaz hale geldi. Ve bir sene sonra ikisi de eşit derecede mutluydu.

    Bu çalışmanın ilk yapılmasının ardından tekrar edilmediğini not etmekte fayda var, ama genel eğilim defalarca kanıtlandı. Uç noktadaki olayların hayatımızı nasıl etkileyeceği konusunda abartılı tahminler yapma eğilimimiz var. Aşırı olumlu ve aşırı olumsuz olaylar, uzun vadedeki mutluluk seviyemizi bizim tahmin ettiğimiz kadar etkilemiyor.

    Araştırmacılar bunu 'etki yanılsaması' olarak adlandırıyorlar, çünkü büyük olayların hayatımızda yaratacağı mutluluk seviyesindeki değişimin süresini ve şiddetini gözümüzde büyütüyoruz. 'Etki yanılsaması', sosyal psikolojik bir durum olan ve gelecekteki ruh halimizi oldukça yanlış tahmin etmemize neden olan duygusal öngörü örneklerinden biri.

    Buradan çıkan sonuç ne?

    Bu 'etki yanılsaması'ndan çıkarılabilecek iki ana sonuç var.

    Birincisi, değişecek şeylere odaklanıyor ve değişmeyecek şeyleri görmezden geliyoruz. Lotoda büyük ikramiyenin çıkması örneği üzerinden gidersek, sadece gelecek parayı düşünüyoruz, ama hayatın geri kalan %99'unda aşağı yukarı aynı kalacak şeyleri görmüyoruz.

    Örneğin, uykumuzu almayınca yine huysuz olacağız. İşe gidiş ve dönüş trafiğinde yine trafikte beklemek zorunda olacağız. Formda kalmak istiyorsak yine spor yapmamız gerekecek.

    Sevdiğimiz birini kaybetmek bizi yine üzecek. Rahat bir koltuğa oturup günbatımını izlemek yine rahatlatıcı olacak. Değişecek şeyleri düşünüyoruz, ama değişmeyecek şeyleri unutuyoruz.

    Çıkarılabilecek ikinci sonuç ise, bir zorluğun sadece belirli bir şeye engel olduğu, kişi olarak size engel olmadığı. Filozof Epictetus'un dediği gibi: "Topallamak bacağınız için bir engeldir, istekleriniz için değil." Olumsuz olayların hayatımıza nasıl etki edeceğini, olumlu olayların hayatımıza nasıl etki edeceğini büyüttüğümüz gibi büyütüyoruz. Meydana gelen şeye odaklanıyoruz (örneğin bir bacağını kaybetmek) ve hayatın bunun dışında kalan tüm diğer deneyimlerini unutuyoruz.

    Arkadaşlarınıza teşekkür notu yazmak, haftasonları futbol maçı izlemek, güzel bir kitabı okumak, lezzetli bir yemeği yemek. Tüm bunlar, bacağınız olsa da olmasa da keyfini çıkarabileceğiniz hayatın tatlarından birkaçı. Hareket etme kabiliyeti, yaşayabileceğinizi deneyimlerin küçük bir kısmını içerir. Olumsuz olaylar, belirli olaylara özgü zorluklar yaratır, ama insan deneyimi oldukça geniş ve çeşitlidir.

    Şu anki durumunuza yabancı gelen ve istemediğiniz bir hayat şeklinde de mutluluk için dolu yer vardır.

    Mynet Youtube


    En Çok Aranan Haberler