Hazal Kaya: Babasının oğlu olsun diye Ali ismini koydum

Hazal Kaya, Gzonemag dergisinin sorularını yanıtladı. Ünlü oyuncu, karantina günlerini, rol aldığı diziler ve oğlu Fikret Ali ile ilgili açıklamalarda bulundu.

KORONA GÜNLERİN NASIL GEÇİYOR?

Korona günlerinde sağlıklı beslenmeye ve spor yapmaya özen gösterdim. Salgın nedeniyle yeni projem rafa kalkmıştı ama bir anda sete başlarsak doğum kilolarımla ne yaparım diye düşündüm. Bana kalsa ‘Ne var canım lohusayım’ deyip rahat rahat yiyecektim ama bir projem olduğu için dikkat ettim.Kitap okudum, senaryoyu biraz daha çalıştım. Bir de Fiko (Fikret Ali) ile hayat çok güzelmiş. Normalde sette olacağım için onun bu aylarına çok şahit olamayacaktım. Onunla vakit geçirmek bana çok iyi geldi.

EŞİNİZ İLE KAMERA KARŞISINA GEÇMEK İSTER MİSİNİZ?

Çok isteriz. Eskiden bir korku vardı, insanların ‘İlişkilerini mi kullanıyorlar’ diye düşünme ihtimali bizi geriyordu ama şimdi neyse ne çok istiyorum.

AŞK-I MEMNU'DA NİHAL KARAKTERİNİ KABUL ETTİĞİNDE DİZİNİN FENOMEN OLACAĞINI TAHMİN EDEBİLİYOR MUYDUN?

Bir kere ben kabul etmedim. Diziye kabul edilmek için 150 kere deneme çekimine girdim. Her seferinde stresliydim. Seçildiğimi de çok geç öğrendim. Selçuk Yöntem babamı oynayacaktı, çok heyecanlandım. Selçuk Selçuk Yöntem’in karşısında nasıl oynayacağım diye düşündüm. Sağ olsun sıcacık, dünya tatlısıdır. Hala birbirimize ‘tatlım’ deriz. Benim için çok büyük bir şanstı. Böyle bir başarıyı önceden öngörmek tabii ki mümkün değildi.

ADINI FERİHA KOYDUM DİZİSİYLE İLGİLİ ENDİŞELERİN OLDU MU?

Aslında o benim için yapabilirim iddiasıydı. “Aşk-ı Memnu” çok başarılı olmuştu, onun üzerine yapacağım şey beni çok germişti. Feriha’yı ilk okuduğumda ‘Çok klasik değil mi bu hikaye’ demiştim. İki üç kere reddetme teşebbüsünde bulundum. O zamanki menajerim ve Fatih Aksoy, ‘Çok iyi olacak bu iş’ diyerek gaza getirdiler. Gerçekten de öyle oldu. O zamandan beri hep Fatih Bey’in sözünü dinlerim.

ANNE OLMAK SENİ DEĞİŞTİRDİ Mİ? FİKRET ALİ'DEN NELER ÖĞRENDİN?

Adı Fikret Ali de ben Fikret diyorum. Çok aşığım babasına, babasının oğlu olsun diye Ali ismini de koydum. Tipi de çok benzedi. Bakışları filan çok benziyor. Fikret’ten ilk önce onun benim öğretmenim olduğunu öğrendim. Birini her an takip etme ihtiyacı çok acayip. Her an kafamın ucunda o var. Bu sabah aşı oldu ve şu an ne yapıyor, ateşi var mıdır diye düşünüyorum. O büyürken de hayata teslim olmayı öğrendim. Sürekli okuyorum. Bir şeyi çok sevdiğini görüyorum. Çok net olduğunu görüyorum. Öyle bir eğiteyim ki kırmayım istiyorum. Onun üzerinden aslında sürekli kendimi geliştiriyorum. Artık benim her şey iki kişilik.