Diller sürekli değişim ve gelişim içindedir. Dile giren yabancı kökenli kelimeler zamanla o dilin fonetiğine uygun hâle gelmiş ve halkın konuşma diline de yerleşmiştir. Literatür, Fransızca “littérature” sözcüğünden dilimize alıntı bir kelimedir. Türkçeye giren yabancı kökenli kelimelerin bazıları dilde anlam olarak karşılığı bulunmayan kelimelerdir. Fakat yine bazı yabancı kökenli kelimelerin Türkçede anlamsal karşılığı bulunmasına rağmen dile girmiştir. Böyle kelimelerin dilde eş anlamlısına rastlamak daha olağandır.
Anlam aynılığı veya anlam ortaklığı taşıyan kelimeler cümle içinde anlamsal açıdan birbirlerini karşılarlar. Fakat Türkçede tam anlamıyla bir eş anlamlılıktan söz edilemez. Aralarında eş anlamlı ilişkisi bulunan kelimeler, cümle içinde birbirlerinin büyük ölçüde anlam ortaklığını paylaşırlar. Aralarında eş anlamlılık ilişkisi bulunan kelimelerden genellikle biri yabancı kökenli kelimedir. Bunun nedeni, dile giren kelimenin daha önceden anlamsal karşılığının bulunması veya oluşması olabilir.
Literatür kelimesi herhangi bir bilim kolunda kaleme alınmış yazı ve eserlerin tümüne verilen addır. Literatür kelimesinin eş anlamı da büyük ölçüde bu anlamı taşır ve kullanım yerinde literatürün yerini tutabilir. Literatür kelimesinin eş anlamlısı olan sözcük listesi ise şu şekildedir:
Edebiyat kelimesi de Türkçeye Arapçadan giren alıntı kelimelerden birisidir. Fakat aynı durum bir diğer literatürün eş anlamlısı için geçerli değildir. Kaynak kelimesinin kökeni Türkçedir.
Literatürün eş anlamlıları ile örnek cümleler
Türkçede tam anlamıyla bir anlam aynılığından bahsedilmediğinden literatürün eş anlamlısı olan kelimelerin cümle içindeki kullanımlarını incelemek bu durumu daha kavranılabilir hâle getirebilir:
- Tüm kaynakları taramalarına rağmen aradıkları yazarı bir türlü bulamadılar.
- Sylvia Plath, Amerikan edebiyatındaki melankolik yazarlardan biridir.
- Önerdiğim kaynağı kütüphaneden almadan önce incelemesini ve ona göre almasını söyledim.
- İngiliz edebiyatındaki bilgisiyle saatlerce bizi kendine bağladı.
- Mezun olduktan sonra çok değerli kaynaklarını bana verdi.
- Bu olgular tiyatro kaynaklarımıza fıkra olarak geçmişti.
- Alman oda arkadaşı sayesinde ilerlettiği Almancasıyla edebî kaynakları takip etmeye başladı.
- Bitirme tezini yazmaya başlamadan önce kaynak taraması yapmak için kütüphanede sabahlamıştı.
- Edebiyatımızda yapılmış kaynak taramaları, araştırmacılar için büyük kolaylık sağlıyor.
- Divan edebiyatıyla ilgili o kadar çok makale bulmuştu ki hepsini okumak için sabırsızlanıyordu.
- Çocuklar için yazılmış bir sürü eser olsa da bu eserler çocuk edebiyatı açısından umut kırıcı.