*[MAÇIN CANLI ANLATIMI İÇİN TIKLAYINIZ](http://spor.mynet.com/canli-mac-anlatimi-ve-sonuclari/2118738-caykur-rizespor-galatasaray.html)**
Hayat gibi bir maç - Uğur Meleke
“Hayata dair ne öğrendiysem futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi.”
Dün Rize’deki maçta yukarıdaki muhteşem Camus sözü gibi bir futbol-hayat benzeşimi izledik hepimiz. Hayatta çok riskli temeller atmak, çok büyük kazançlar vaat etmiyor her zaman. Ya da tehlikelerden ölesiye sakınmanız, kapınızı-pencerenizi kurşun geçirmez metallerle kaplatmanız, yeryüzünün en güvenli hayatını yaşayacağınızı garanti etmiyor.
Dün Hamzaoğlu sahaya biri devşirme olmak üzere 4 savunmacı, bir merkez orta saha, 5 forvetle çıktı. Ama futbol da hayat gibi: Bu kadar çok forvetle sahaya çıkmanız, o kadar çok hücum edeceğiniz anlamına gelmiyor. İlk yarının sonundaki ısı haritası muhteşem bir dersti bence Hamzaoğlu için: Galatasaray rakip ceza alanında tek bir defa topla oynayamamıştı. Opta’nın devre arası yayınladığı ısı haritasına göre tek bir Galatasaraylı, tek bir defa rakip ceza sahasında topa dokunamamıştı. Albert Camus bu ilk yarıyı görse, acı acı gülümserdi herhalde.
Aslında Galatasaray’ın 5 forveti olmasına rağmen ilk yarıda rakip ceza sahasına hiç girememesinin çok basit bir açıklaması var: Bir futbol takımı, aynen bir akordeon düzeneği gibi. Sneijder oyunu kurmak için 30’uncu metreye gelince, Rodriguez de oraya giriyor. Yasin-Podolski 40’ıncı, Umut-Burak 50’nci metrede oluyorlar o sırada. Galatasaray’ın kalbi Sneijder topla bu kadar geride buluşunca bir zincirin halkaları gibi bütün takım yapışıyor geriye. Ve öne gitmek için her seferinde olağanüstü efor gerekiyor. İlk 11’inin 9’u 30 yaş üstü olan bir takım için bu kadar yüksek efor gerektiren bir düzen de maçın sonunda SOS veriyor, suni teneffüs moduna düşüyor tabiatıyla. Sneijder’ı savunma önüne hapseden bu düzenin sırf Umut’u 11’de oynatabilmek için zorla kurulup, sonunda sahadan 0 puan ve 1 kırmızı kartla çıkılması şüphesiz iyi etüt edilmesi gereken bir netice tabii.
Bu güzel maçta iki genç adama da parantez açmak gerek: Bıçkın sol bek Eren, Euro 2016’ya göz kırpmaya devam ediyor. Maça kötü başlayıp bir gol yediren Rodriguez’in de bence geleceği parlak. Ama her pasın ara pası ya da final pası olmayacağını, bazen daha realist oynaması gerektiğini anlaması gerek.
Böyle takım olmaz - Osman Şenher
Hamza hoca Rizespor’u herhalde hiç analiz etmemiş. Karadeniz ekibi son haftalarda kötü neticeler alsa da Türkiye’de en çabuk kontrataktan gol bulan takım. Hakem oyunun bitiş düdüğünü çalmadan maç bitmez. Bunu Galatasaraylı futbolcuların da, Hamzaoğlu’nun da bilmesi gerekirdi. Selçuk iki gün önce kuzenini kaybetti, çocuğun sıkıntısı var, gene de takımını yalnız bırakmadı, Hatay’dan direkt Rize’ye geldi. Morali sıfır. Eminim vücudundaki kan dolaşımı bile zorlaşmıştır. Bu durumda olan bir futbolcuyla maça başlamak ne kadar doğru? Emre Çolak milli takıma alındı. Bilal son haftalarda her maç oynuyor. Selçuk’un yerine bu ikiliyle maça başlanamaz mıydı?
Sneijder Galatasaray’ın en önemli oyuncusu. Hep aynı şeyi söylüyorum. Hollandalı’nın ofansif gücü çok fazla. Neden her maç defansın önünde rakibi kovalıyor. Umut ile Burak; şu an ikisi de formsuz. Hele Burak’ın ayakta duracak hali yok. Sarı-kırmızılılar bir kişi eksik oynuyor. Hamza hocanın bir oyuncu eksik oynama lüksü var mı? Veya tek forvet maça çıksa, Sneijder arkasında oynasa, takım hücumda daha etkili olmaz mı?
Olcan, gol atmış olabilir ama birinci vazifesi sol çizgiyi kontrol altında tutmak olmalıdır. Peki o ne yapıyor? Hep hücumda. Rakip soldan geldiği zaman ne oluyor? Otoban gibi Olcan’ın koruduğu mevkiyi geçiyor, bütün yük stoperlere kalıyor. Onlar da biraz formsuzsa dün akşam başına gelen felaketi yaşıyorsun. İki dakikada iki gol. Şampiyonlar Ligi’nde oynayan büyük bir takım böyle goller yer mi? Semih, Hakan Balta, Selçuk olmak üzere üç futbolcu sakatlandı. Umut-Burak yan yana oynayınca Hamzaoğlu oyuncu da değiştiremedi. Resmen dün geceki maçta harakiri yaptı. Burak’ın sorunu nedir bilemiyorum. Formsuz ya da problemliyse kulübede oturabilir. Podolski gibi çok iyi bir forveti var. Santrfor da oynar, herkesten daha iyi de topa vurup, gol yapar.
Hamza Hamzaoğlu Benfica maçını unutmuş. Galatasaray o maçta 10 kişi oynadı. Burak gene yoktu. Daha neyi bekliyor bilemiyorum. Rizespor’un hakkını yemeyelim. İlk yarıda 30 dakika, ikinci yarının son 15 dakikasında mükemmel futbol oynadı. İki bekleri Orhan ve Eren sahanın en iyisiydi. Mehmet Akyüz de yoruluncaya kadar mükemmel oynadı. Bu galibiyeti de hak ettiklerini düşünüyorum.
Hamzaoğlu ve Chedjou’nun ikramı - Serhat Ulueren
Benfica maçından sonra Hamzaoğlu’na, “Selçuk-Bilal yan yana oynamaz” demiştim. Dün doğru yaptı Hamza Hoca ama önemli bir konuyu unuttu. Selçuk 18’de sakatlandı, “Kesin Bilal girer” derken bir de baktım çömez Rodriguez’i soktu. İşte bu hata belki de maçı kaybettirdi. Sen Rize’ye köy takımı muamelesi yaparsan kaybedersin.
Takımına bak: Yasin, Sneijder, Podolski, Burak ve Umut... Ohh ne ala! 5 forvetle oynuyorsun ama pozisyona giremeden 3 atıyorsun. Hamza Hoca fazla forvetle oynayarak çok pozisyona girip fark yapacağını sanıyor. Böyle teknik adamlık olmaz.
G.Saray’ın organize bir atağı ve pozisyonu yok maçta. Sneijder uzun süre ön libero gibi oynadı. Çünkü o da biliyor ki kendisine pozisyon hazırlayacak iyi paslar verecek bir takım arkadaşı yok.
HAKEM MÜKEMMELE YAKINDI
Hamzaoğlu önce Selçuk’un yerine Bilal’i alacak, ilerleyen bölümlerde de Yasin, Umut veya Burak’tan birini çıkarıp kimi alıyorsa alacaktı. Şans ve beceri golleriyle öne geçiyorsun, sonra oyunu soğutup kontrolü ele alacağına kontralardan amatörce 2 gol yiyorsun. Hamzaoğlu zincirlerini kıramadı ve kritik anlarda hata üstüne hata yapıyor.
BAK sevgili Hamzaoğlu, geçen yıl takımın çok iyi olduğu için değil, F.Bahçe ve Beşiktaş final maçlarını kaybettiği için şampiyon oldun. Kupa ve Süper Kupa’yı da yine kötü oynayıp kazandın. Elbette şans da olsa takdire şayan bir durum. Ama bu sezon tüm önemli maçlarda büyük yanlışlar yaptın.
Ve Chedjou... Balık mısın, et misin? 3 maç üst üste harikalar yaratıyorsun, sonra dün olduğu gibi dağlara taşlara yapıyorsun. Tüm gollerde hata yaptı.
İşte Hamza Hoca’nın, Chedjou’nun, varlık gösteremeyen Burak, Sabri, Yasin, Umut gibi oyuncuların fazlalığına rağmen Hikmet Karaman kendisini G.Saray’a almayanlara, daha da
önemlisi, “O şovmen, iyi hoca değil” diyenlere ders verdi.
Serkan Çınar, G.Saraylı oyuncuların sürekli penaltı bekledikleri -ki hepsi çarpma, elle oynama olmadı- iyi niyetten uzak davranışlarına karşın ve Umut’a ilk sarıyı haksız vermesine rağmen maçı mükemmele yakın yönetti .
Unutulmaz maç - Mehmet Ayan
Hangi dakika, hangi soruya, hangi cevap? Öyle bir maç ki yanıtı 15’te farklı, 40’ta farklı, 75’te farklı... 90 artıda bambaşka! İlk 15 dakika parçalayacak bir G.Saray izledik. Wesley Sneijder’in müthiş golüyle öne geçen, oyunu ele alan, farka gideceği tahmin edilen bir takım! Ardından Selçuk İnan-Hakan Balta sakatlıklarıyla dengesi bozulan, Mehmet Akyüz’ün deparlarına teslim, 2 gol yiyen bir G.Saray!
HAFIZALARDAN ÇIKMAZ
İkinci yarıda oyunun hakimi, maçı çevirecek bir oyun. 2-1’den 3-2’ye gelen kalite. Sonrası... Umut Bulut’a verilen gereksiz 2. sarı kartla ve Semih Kaya’nın sakatlığı sonrası Benfica yorgunluğunun tezahürü... Hafızalardan çıkmayacak bir maç! Hamza hocanın başlangıç stratejisinin tartışmalı halinden tutun da 90 artılarda kopan oyun disiplini ve gelen yenilgi! Bir yazıya sığmaz bu maçın analizi!