HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Dünyanın sonu mu geliyor?

Dünyanın sonu mu geliyor?

2012 yaklaşıyor. Çoğumuza göre 2012 Dünya için tehlikeli bir yıl olacak. Maya uygarlığından kaynaklanan kıyamet teorilerini Güneş, Dünya ve uzay kaynaklı birçok doğa olayı destekliyor. 2012’de Dünyayı manyetik Güneş fırtınaları mı daha çok etkileyecek, yoksa meteor çarpması mı? İşte en çok konuşulan 10 meşhur teori…


Avusturalya, Fransa, İrlanda, Rusya ve ABD’den bilim adamlarının oluşturduğı Holocene Impact Working Group’un ortaya attığı teoriye göre Dünya 1000 yılda 1 kez büyük meteor çarpmasına sahne oluyor. Başlangıçta bu teori diğer bilim adamları tarafından eleştirilse bile Avustralya, Madagaskar, Yeni Zelanda ve Rusya’da art arda keşfedilen kraterlerle bu teori ciddiye alınmaya başladı.


Bu kraterlerden en yakın tarihlisi 1443’te meteor çarpmasıyla Rusya’da oluşanıydı. Bu meteorun yarattığı etki 1954’te test edilen Castle Bravo termo nükleer bombası ile denkti.


Bu bulgular yeni milenyumda da meteor çarpması ile karşılaşacağımızı gösteriyor. Olası bir meteor saldırısını tahmin edip engellemek için B612 kurumu kuruldu.


Her 10.7 yılda bir Güneş solar döngüye girer. Bu döngü Dünya’nın iklimini de büyük ölçüde değiştirir. İki tip döngüden solar maksimum döngüsünde ise solar alevler Güneş’ten yükselir ve elektrikli gaz bulutları uzaya salınır. En son 2008’de yaşanan Solar Döngü 24’ün 2013’te maksimum solar döngü ile gerçekleşmesi bekleniyor


2013’teki bu döngünün 100 yılın en büyük etkili döngü olacağı tahmin ediliyor. Nasa tarafından Süper Fırtına (super storm) olarak adlandırılan bu döngünün Dünya’ya etkisi sadece kötü havalar olarak gerçekleşmeyecek. İnsan sağlığından iletişime her şey etkilenecek. Uydu bağlantılı araç navigasyon aletleri bozulacak, bankacılık sistemi ve hava yolu ulaşımını aksatacak. Bilgisayarlar ve cep telefonları dahil elektronik olan her şey çökecek ya da olumsuz etkilenecek.


Ekim 2010’dan beri Dünya az önce bahsettiğimiz Solar Döngü 24’ün içinde. Bu döngü sebebiyle NASA bir araştırma programı başlattı. Living with a Star (Bir Yıldızla Yaşamak) adı verilen bu programla Güneş’teki manyetik hareketlilik takip edilmeye başladı. Amaç uzayı gözlemleyerek bu hareketliliğin günlük yaşama etkisini ortaya çıkarmaktı


Bunun için en iyi yer Güney kutbuydu. Güney kutbuna gözlem evi inşa eden NASA’nın bulguları ise tüyler ürperticiydi. 2005 Aralık ayında Pegasi II yıldız sisteminde gerçekleşen solar döngü yürekleri ağza getirdi.


Güneşten küçük bir yıldızın merkezinde olduğu sistemde gerçekleşen döngünün yaydığı enerji 50 milyon atom bombasına eşitti.


İnternette hakkında en çok teorinin üretildiği takım yıldızı Dünya için en tehlikeli yıldızları barındırıyor. Birçok kişi gerek Youtube’ta yayınlanan Nebula görüntülerinin gerekse de Google Sky’da yer alan görüntülerin üst makamlardaki insanlar tarafından karartıldığını iddia ediyor. Ayrıca takım yıldızının Maya kültüründe de adı geçiyor


Maya uygarlığında Xibalba olarak bilinen takım yıldızı Maya kültüründe “korku yeri” olarak tanımlanmış. Öte yandan 17. Yüzyıla kadar Nebula’dan bahseden bir kaynak yok.


Sadece Mayaların bu yıldız takımından bahsetmesi soru işaretleri de beraberinde getiriyor. Maya takviminin 21 Aralık 2012’de bitecek olması ve Nebula’da bugünlerde gerçekleşen hareketlilik takvimin yıldızla ilişkisini kuvvetlendirirken kıyamet şüphesini de beraberinde getiriyor


Basında çıkan haberlere göre Beyaz Saray küresel ısınma yerine küresel iklim bozulması kavramını kullanmak istiyor. Bunun sebebi tehlikeye daha çok dikkat çekmek. Sadece Beyaz Saray değil birçok kişi


Ancak rakamlara göre 1998 ve 2007 arasında Dünya daha fazla ısınmadı. 2007 ve 2008 son yılların en soğuk yıllarıydı.


Bilim adamları da yavaş yavaş küresel ısınmanın yarattığı etkilerin abartıldığı konusuna birleşmeye başladı. Bazı bilim adamları bunun medya abartması olduğunu bile söyledi. İnternette dolaşan bir başka iddiaya göre küresel ısınma 2012’de olacak doğa üstü olayların üstünü örtmek için uydurulmuş bir iddia olacak


Yakın tarihli araştırmalarda Güneş’in Dünya’daki kara hareketlerinin sebeplerinden biri olduğunu gösteriyor. NASA’nın 5 uzay aracının yaptığı gözlemler Güneş’in manyetik hareketlerinin uzayda titreşimlere yol açtığını ortaya koydu. NASA’ya göre uzaydaki bu titreşimler büyük depremleri tetikleyebilir.


NASA’nın 5 uzay aracının yaptığı gözlemler Güneş’in manyetik hareketlerinin uzayda titreşimlere yol açtığını ortaya koydu. NASA’ya göre uzaydaki bu titreşimler büyük depremleri tetikleyebilir.


2010 Dünyada birçok depremin olduğu bir yıl olmuştu. Kaliforniya’yı varan 7,2 büyüklüğündeki depremin ardından 500 artçı sarsıntı gerçekleşti. Aynı zamanda 2010’da birçok petrol boru hattı faciası da gerçekleşti. Tüm bunlara Güneş’in manyetik hareketliliklerinin yol açtığı belirtiliyor. 2013’te maksimum solar hareketlilikle birlikte depremlere ve boru hattı kazalarına daha fazla hazırlıklı olun.


Amerikalı akademisyen Charles Hapgood’un geliştirdiği bu hipotez dünyanın jeolojik tarihinde birkaç kez ekseninin kaydığını ve dönüş yönünün değiştiğini iddia ediyor.


Her dönüşümde büyük felaketler, seller ve depremler meydana geldi. Hapgood eski Antartika haritalarını kanıt göstererek eskiden Antartika’da nehirlerin aktığını iddia etmişti


Hapgood’a göre Dünya 100 000 yılda üç kez eksen kayması yaşadı. En son gerçekleşen kayma 12 000 yıl önce gerçekleşti. Gerçekleşen kaymalar her seferinde bazı türlerin sonunu getirdi. Gerçekleşen büyük sıcaklık farklılıkları bazı türlerin neslinin tükenmesine sebep oldu. Kim bilir gelecekte belki de Dünya bir kez daha eksen kayması yaşayacak


Rusya’nın Antartika araştırmaları kapsamında dünyanın en soğuk bölgesine inşa ettiği Vostok İstasyonu ilginç keşiflere imza attı. Yapılan kazılar sonucunda Antartika’da buzun 4 kilometre altında büyük bir gölün varlığı keşfedildi.


Yüzlerce bilinmeyen bakteri örneklerinin yer aldığı bölge manyetik açıdan da gariplikler barındırıyor. Dünya merkezine yakın olması sebebiyle bölgede daha şiddetli manyetik dalgalanmalar yaşadığı ortaya çıkarıldı.


Rus bilim adamları bölgenin yüz binler yıl boyu ani değişimler geçirdiğini kanıtladı. Bu bölgedeki ani jeolojik dönüşümler genel kabul gören aşamalı değişim teorisini sarstı. Aynı zamanda Charles Hapgood’un eksen kayması teorisini de destekliyor. Bu ani değişimlerin de Güneşin manyetik hareketleri ile gerçekleştiği sanılıyor. Maya uygarlığının bu değişimlerin zamansal istikrarı olduğunu keşfettiği yönündeki iddialar da yine gözleri 2012 yılına çeviriyor.


2012 ile ilgili kıyamet komplo teorilerinden en popüleri Nibiru gök cismi ile ilgili. Teoriye göre bu gök cismi Güneş sisteminde yer alıyor ve Dünya’nın atmosferine girerek büyük bir yıkıma yol açacak.


Birçok insan internette Maya’ların Nibiru gök cismini takip edip Dünyaya çarpma zamanını hesapladıklarını bunun da 2012 yılı olduğunu iddia ediyor.


Bu teori modern zamanlarda da o kadar etkili ki 2008’de bir Norveç adasında olası bir Nibiru çarpışmasına karşı bir tahıl deposu inşa edildi. Yakın tarihte keşfedilen ufak gezegen Eris’in Nibiru olduğu iddia edildi. Birçok web sitesinde Eris’in 2012’de Dünya’ya en yakın konumda olacağını yazıyor. Bunun da başta yerçekimi olmak üzere etkisinin felaket boyutlarında olacağı iddia ediliyor.


Elektrikli aletlere bağımlılığımız yadsınamaz. Bu da 2013 yılında gerçekleşecek maksimum solar döngünün önemini daha da artırıyor. Maksimum solar döngüde Dünya son yılların en büyük manyetik fırtınasına maruz kalacak. Bu fırtınada Dünya’daki tüm elektrik santralleri, dağıtım kanalları, uydular etkilenecek.


1989’da benzer fırtınada Kanada Quebec eyaletinde tüm elektrikler kesilmişti. Yine fırtına sırasında Avrupa ve Kuzey Amerika’da telgraf sistemleri çökmüştü.


2010 yılında dört ciddi Güneş patlaması gerçekleşmiş ve bunlar belli yerlerden çıplak gözle görülmüştü. 2013’teki fırtınanın ne etki yaratacağı ise henüz bilinmiyor. Bilim adamlarının üstünde anlaştıkları en önemli nokta en büyük zararın elektrik ve telefon hatlarında olacağı yönünde. 2013’te ciddi elektrik ve telefon kesintilerine hazırlıklı olun.


Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler