Bebek bekleyen ebeveynlerin en büyük heyecanı cinsiyet konusudur. Son günlerde popüler olan trendler arasına cinsiyet partileri de girdi. Ultrason görüntüsünden önce başta anne ve babalar olmak üzere aile fertleri bebeğin kız mı erkek mi olacağı konusunda fikir üretmeye başlar. Anne adayının karın şeklinden, aşerdiği yiyecekler, cilt problemlerine kadar hep bebeğin cinsiyetiyle bağlantı kurulan konular olarak karşımıza çıkar. Günümüzde modern ultrason cihazları sayesinde ebeveynler 15. – 16. haftalarda bebeğin cinsiyetini öğrenebiliyorlar. Bu da 4. aya denk geliyor ki, çoğu anne baba adayı için o haftalar geçmek bilmiyor. Haliyle bebek bekleyen birçok çift, cinsiyet tahmini için geleneksel yollara başvuruyor. Bu yöntemlerin çoğu kulağa ilginç gelse de bazılarının hala popülerliğini koruduğunu söylemeden geçmeyelim.
Bebeğin cinsiyeti konusunda başvurulan ilk geleneksel yöntem hiç şüphesiz yüzük testi olarak karşımıza çıkıyor. Bu yöntemde ip bir yüzüğe geçiriliyor. İp ve ucundaki yüzük anne adayının karnında üzerinde sallandırılıyor. Eğer yüzük öne arkaya veya sağa sola doğru sallanırsa bebeğin erkek, daire şeklinde dönerse kız olacağına inanılıyor.
Cinsiyet konusundaki bir diğer güçlü argüman ise anne adayının aşerdiği yiyecekler olarak biliniyor. “Ye tatlıyı çıkar Hakkı’yı, ye ekşiyi çıkar Ayşe’yi” sözünden hareketle hamilelikte tatlı gıdalara daha fazla aşeriliyorsa erkek, ekşi gıdalara aşeriliyorsa kız bebek doğacağı düşünülüyor.
Hamilelik temelde hormonlarda dalgalanmaların yaşandığı bir süreç olarak biliniyor. Bu durumda ciltte sivilcelenme sorunu ve kızarıklıkların olması aslında normaldir. Ancak atalarımız ciltte yaşanan bu kusurların kız çocuğa işaret ettiğini söylüyor.
Cinsiyet tahmini konusunda başvurulan en geleneksel yöntemlerden biri tanesi de anne adayının karın şeklidir. Buna göre; eğer hamilelikte karın sivri görünüyorsa erkek, yuvarlak görünüyorsa kız bebek doğacağı düşünülüyor.
Geleneksel olmasının yanında bir o kadarda eğlenceli olan bir başka yönteme geçiyoruz. Bu testte bir minderin altına makas, diğerinin altına bıçak koyuluyor. Hiçbir şeyden haberi olmayan anne adayının, altında bıçak olan mindere oturursa oğlu, makas olan mindere oturursa kızı olacağına inanılıyor.
Arpa-buğday testinin tarihi Antik Mısır’a kadar uzanıyor. Rivayete göre, o dönemlerde hamile olan kadınların birkaç gün boyunca idrarlarını buğday ve arpa üzerine yapmaları isteniyormuş. İlerleyen zamanda buğdayın filizlenmesi kız çocuğa, arpanın filizlenmesi ise erkek çocuğa işaret ediyormuş. Sonraki yıllarda yapılan araştırmalarda gerçekten de hamile kadınların idrarlarının arpa ve buğdayların filizlenmesine yol açtığı kanıtlanmıştır.
Mayalar hamile kalınan yaş ve yılın, bebeğin cinsiyeti üzerinde etkili olduğuna inanıyordu. Buna göre hamile kalınan yıl ve yaş çift ise bebeğin kız, biri çift diğeri tek veya her ikisi tek ise erkek olacağı düşünülüyordu.
Kilo almak hamilelik döneminin en sık rastlanan belirtisidir. Halk arasında ise kilo dağılımının bebeğin cinsiyeti üzerinde etkili olduğu düşünülüyordu. Buna göre; eğer kalça ve basen bölgesinden kilo alınıyorsa kız, göbek bölgesinden kilo alınıyorsa erkek bebek doğacağına inanılıyor.
Bebeğin cinsiyetini tahmin etmek için kullanılan en popüler yönteme geçiyoruz. Uzak Doğu’da Çin Takvimi bebek cinsiyeti konusunda 400 yıllık bir geçmişe sahiptir. İddialara göre takvim, Çin Qing Hanedanlığı döneminde icat edildi ve o dönemlerde yalnızca hanedanlık tarafından kullanıldı. 1972 yılına gelindiğinde ise Çinli bir akademisyen Çin Takvimi’ni kamuoyuyla paylaştı. Paylaşıldığı günden bu yana da popülerliğini hiç yitirmeden kullanılan takvim, kişinin yaşı ve hamile kaldığı aya göre bir sonuç veriyor. Yöntemin hiçbir bilimsel dayanağı olmasa da deneyenlerin yüzde 90’ı doğru sonuç verdiğini belirtiyor.
