Kraliçe Alexandra, 1 Aralık 1844’te Danimarka’nın Kopenhag kentinde dünyaya geldi. Babası geleceğin Danimarka Kralı IX. Christian, annesi ise Prenses Louise’ti.
Henüz genç bir kadınken kaderi değişti. Britanya Veliaht Prensi Albert Edward yani geleceğin Kral VII. Edward’ı ile evlenmek üzere İngiltere’ye davet edildi. Ve 1863’te yapılan görkemli düğünle Alexandra, İngiliz monarşisinin gelecekteki kraliçesi olarak yeni bir hayata adım attı.

O zamanlar Galler Prensesi olan Alexandra, söylenenlere göre genç yaşta boynundan bir operasyon geçirdi. Bu ameliyattan kalan yara izini gizlemek içinse kolyelerden ve yüksek yakalardan faydalandı. Prenses, boynunu gizlemek için en çok choker kolyeleri tercih ediyordu.
Prenses'in bu kamuflaj yöntemi zamanla bir trend haline geldi. Alexandra ile bütünleşen yüksek yakalı bluzlar, dantel yakalar ve choker kolyeler modaya meraklı trend takipçisi hanımlar tarafından da tercih edilmeye başladı. Alexandra’nın siyah kadife şeritleri, incili dizileri ve taşlı tasma kolyeleri yüksek sosyetenin giyim alışkanlığına nüfuz etti.
Moda tarihçileri, modern choker akımının ilk büyük dalgasının Alexandra’dan yayıldığını söyler.

Her zaman söylerim; moda trendleri bumerang gibidir. Döner dolaşır ve yeniden podyumlarda yada ünlü moda dergilerinin listelerinde kendine yer bulur.
Choker yada nam-ı diğer tasma kolye de 1990’ların pop kültüründe büyük bir moda trendi olarak çıkış yakalamıştı. Ardından 2010’larda yeniden yükseldi. 2025'te yeniden moda trendleri arasında gördüğümüz bu kolyeler 2026 yılına da sirayet edecek.
Ama sanıyorum ki bu kolyeler hiçbir dönem, Alexandra’nınkine benzer bir hikâye taşımadı.
Alexandra’nın kişisel tercihi, dönemin modasına yön veren bir akıma dönüştü; moda trendleri, onun üzerinden yeniden yazıldı.
Moda dünyası ona boşuna “Choker’ın kraliçesi” demiyordu.