Dr. Gülseren Budayıcıoğlu’nun seanslarından yol çıkarak kaleme aldığı kitaplar son dönemde televizyon tarihine damga vurdu. Doğduğun Ev Kaderindir projesinin beğeniyle takip edilmesinden sonra Budayıcıoğlu’nun kitaplarından hareketle Kırmızı Oda ve Masumlar Apartmanı dizileri çekilmeye başlandı. Bu furyaya Camdaki Kız dizisi eklenmek için gün sayıyor. Fragmanları büyük bir dikkatle takip edilen dizinin başrollerini ise Kırmızı Oda’da Boncuk ve Can karakterine hayat veren Burcu Biricik ile Feyyaz Şerifoğlu paylaşıyor. Nalan ve Sedat’ın hikayesini anlatacak olan dizinin kitabındaki öyküsünü sizler için derledik.
‘Camdaki Kız’ kitabı, Gülseren Budayıcıoğlu’nun diğer kitaplarında olduğu gibi gerçek seanslarından kesitler sunuyor. Yaşanmış hikayeleri anlatan kitap ilk olarak aslında ‘Doğduğun Ev Kaderindir’ dizisine ilham oldu. Kitapta 30 sayfalık bir bölümde Mehdi ve Zeynep’in dünyası anlatıldı. Geri kalan sayfalar ise ‘Camdaki Kız’ dizisinde izleyiciyle buluşacak.
Nalan ve Sedat’in hikayesi aslında temelde, “Doğduğun evde mutlu olmayı öğrenemediysen hayatın başında neyin peşinden koşacaksın” sorusuna odaklanıyor. Nalan’ın doğduğu evde bulamadığı mutluluğu arayışı seyirciyi bambaşka sorgulamalara itmeye hazırlanıyor.
Nalan, evinin camından hayatı izleyen genç bir kızdır. 25 yaşında ve mimar olan Nalan’ın yaşamı ilginçtir. Çünkü naif ve çevresindeki herkesten farklı olan Nalan, kötülüğü hiç bilmez ve tamamen iç dünyasında yaşar. Toplum içerisine karışmayı tercih etmeyen Nalan adeta bir fanusun içinde gibi hayatını sürdürür. Tek çocuk olan Nalan aslında oldukça varlıklı bir ailenin kızıdır. Her şeye sahip olmasına rağmen kendi halinde bir hayatı tercih eder. Maddi olarak sahip olduklarının yanında Nalan ruhen büyük bir yalnızlık içindedir. Aile ilişkileri bir hayli bozuk olan Nalan, annesinin bütün kötü davranışlarını ve soğuk tavırlarını da her daim alttan alarak içine atar.
Hikayenin diğer kahramanı ise Sedat’tır. 30’lu yaşlarının başında olan Sedat, Türkiye’nin önde gelen iş insanlarından biri Rafet Koroğlu’nun oğludur. Sedat çocukluğundan beri babasının gölgesi altında kalmıştır. Tek amacı onun gözüne girebilmektir. Ancak bunu hayatı boyunca bir türlü beceremez ve babasının devamlı olarak aşağılamalarına maruz kalır. Sedat dışarıdan oldukça güçlü gözükse de aslında iç dünyasında yarım kalmıştır.
Nalan, Sedat ve ailesine ait şirkette işe başladıktan bir süre sonra evlenirler. Ama peri masalı gibi başlayan bu hikayede işler hiç de istedikleri gibi gitmez. Nalan çocukluğunda olduğu gibi lüks içerisinde yaşamasına rağmen Sedat’tan bir türlü istediği ilgiyi göremez. Nalan hamile olduğunu öğrendiğinde durumun değişeceğini düşünür. Ancak yaşanan talihsiz bir kaza sonucunda çocuğunu düşürür. Bebeğini kaybettikten sonra Nalan adeta kendisini odaya kapatır. Gelinin durumuna üzülen kayınpederi onu işe dönmesi için ikna eder. Gelinine yardımcı olması için Hayri adında bir şoför tutar.
Hayri, Nalan’ı gördüğü anda ona aşık olur. Genç kadının kalbini kazanmak için türlü numaralar yapar. Nalan hayatı boyunca kimseden görmediği ilgiyi Hayri’de görünce bir süre sonra onunla bir şeyler hissetmeye başlar. Sedat’ın ailesinin kendisine karşı iyi davranışları için Nalan, Hayri ile olan durumunu eşiyle konuşmaya karar verir. Nalan ve Sedat yollarını ayırırlar.
Nalan babasından kalan maaşla küçük bir eve yerleşir. Nalan’ın boşanma kararının aksine Hayri eşi Türkan’dan ayrılmaz. Nalan durumu kabul eder ancak bir gün Hayri başka birine aşık olduğunu söyleyerek karşısına çıkar. Nalan bütün bu yaşadıklarından sonra Gülseren Budayıcıoğlu’nun kliniğinin kapısını çalar.
