HDP İzmir il binasına 17 Haziran 2021'de gerçekleştirilen silahlı saldırıda Deniz Poyraz'ın öldürülmesiyle ilgili olarak yargılanan Onur Gencer davasının 4'üncü duruşması İzmir 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. Duruşma öncesi adliye önünde ise silahlı şüpheli alarmı yaşandı.
SİLAHLA ADLİYEYE GİRMEYE ÇALIŞTI
İzmir Adliyesi'nde, Deniz Poyraz davası öncesi yapılan basın açıklamasının ardından elinde silahla binaya girmeye çalışan şüpheli, polis ekiplerince gözaltına alındı.
KISA SÜRELİ GERGİNLİK YAŞANDI
Bu sırada partililer ve polisler arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Şüphelinin, M.Ö. olduğu, sabah erken saatlerde 112 Acil Çağrı Merkezi'ni arayarak eski eşi çocukları kendisine göstermediği için adliye önünde intihar edeceğini söylediği belirtildi.
İLK İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
M.Ö.'nün, ilk ifadesinde ise boşandığı eşinin kendisine çocuklarını göstermediğini ve intiharını polislerin engellediğini söylediği öğrenildi.
NE OLMUŞTU?
Olay, geçen yıl 17 Haziran'da, Çankaya semtinde meydana geldi. İş hanının 2'nci katındaki HDP İl Başkanlığı'na gelen eski sağlık çalışanı Onur Gencer, partide çay servisi yapan annesi rahatsız olduğu için yerine 1 günlüğüne çalışan Deniz Poyraz'ı tabancayla öldürdü. Silah sesleri üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Polis, binanın bulunduğu sokağın çevresini güvenlik şeridiyle çevirerek, yaya geçişine kapattı. Saldırgan Gencer, polis tarafından yakalanıp, gözaltına alındı. Gencer, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı. Olayla ilgili hazırlanan iddianamede, Gencer hakkında 'tasarlayarak kasten öldürme', 'iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme' ve 'siyasi partiler veya meslek kuruluşlarının kullanımında olan bina, tesis veya eşyaya zarar verme' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 7 yıl hapis cezası talep edildi.
Davanın 29 Nisan'da görülen duruşmasında Poyraz'ın avukatları, salonda hazır bulunan avukatların tamamının tutanağa geçirilmesi talebinin reddi üzerine reddi heyet talebinde bulundu. Talebi değerlendiren İzmir 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi, davada hakimin reddi veya çekilmesi koşullarının bulunmadığını belirtip, reddi heyet taleplerinin reddine karar verdi.
Tutuklu sanık Onur Gencer'in yargılanmasına bugün 4'üncü duruşmayla başlandı. Duruşmada, sanık Gencer'in yanı sıra avukatlar, Poyraz'ın ailesi, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP milletvekilleri ve partililer salonda yerini aldı.
'CİNAYETTEN ÖNCE 105 KEZ KEŞİF YAPILMIŞ'
Duruşma öncesi İzmir adliyesi önünde yapılan basın açıklamasına Poyraz'ın ailesinin yanı sıra CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve HDP Van Milletvekili Sezai Temelli katıldı. "Bu cinayet, canı sıkılan bir yurttaşın, 'Bugün de bu işi yapayım' dediği bir katliam değil" diyen Tanrıkulu, "Bu tür olayları yapanlarda üç aşamaya bakmak lazım. Birincisi cinayetten önceki aşama, ikincisi işlendiği silahla güvenlik güçlerinin tutumu, üçüncüsü ise sonraki aşamada yine güvenlik güçlerinin ve yargının tutumu. Üç aşamaya da baktığımızda bu katliam girişiminin, bu cinayetin derin devletin derin ilişkileriyle şekillendiği çok açık biçimde ortada. Cinayetten önce 105 kez keşif yapılmış. Binanın önünde karakol var. Gelen giden takip ediliyor ama bu katile herhangi bir şey yapılmamış. Cinayetten önceki siyasal ortam, kutuplaştırıcı nefret söylemi, kapatma davası, kadın hareketine karşı girişimler, böyle bir cinayet fikri, siyasi zemini hazırlamıştır. Üçüncüsü, cinayetten sonra sadece 24 saat gözaltında tutuldu. Hiçbir ilişkisi araştırılmadı. Adliyeye getirilip, tutuklandı. Savcılık tarafından soruşturma yapılmadan, ilişkileri değerlendirilmeden, nerede kimlerle kaldığı araştırılmadan bir iddianame hazırlandı" dedi.
HDP Van Milletvekili Temelli de "Bugün burada bir yargılamayı daha izleyeceğiz. Aslında burada bir adalet arayışı yok. Aksine büyük bir adaletsizliğin örtülmesi ve çok büyük bir adaletsizlik var. Elini kolunu sallaya salaya tam 105 kez keşif yapan bir katile engel olmayan bu zihniyet aslında bu cinayetin ortağıdır. İltisak mı arıyorsunuz? Onlarca iltisak var ortada ama münferit bir olaymış gibi önümüze bu davayı getirip koyuyorlar ve o büyük suçu gizlemeye çalışıyorlar. Deniz'in hesabını sormak, hepimizin boynunu borcudur. Tıpkı Deniz gibi katledilmiş birlerce gencimiz, arkadaşımız ve yoldaşımızın hesabını sormak aslında bu ülkede toplum barışını inşa etmektir" diye konuştu.
(DHA)