AYBÜKE İNAL - Çocukluğunda yaşadığı öğrenme güçlüğünü aşarak psikolog olan Ecmel Çıtak, çalıştığı özel rehabilitasyon merkezinde, kendisiyle aynı sorunları yaşayan çocuklara destek veriyor.
Öğrenme güçlüğü nedeniyle yaşadıklarını AA muhabirine anlatan Çıtak, çocukken çok dağınık olduğunu, kalemini, silgisini sürekli kaybettiğini ve eline aldığı eşyaları çok çabuk kırdığını söyledi.
Çıtak, "Annem sık sık, 'ah defteri, kitabı, kalemi, silgisi ve Ecmel bir araya gelse bu çocuktan neler olacak ama' derdi. Benim sakarlıklarım aile içinde hep espri konusuydu. Bir yerde bir şey unutulursa herkes 'Ecmel unutmuştur', evde bir alet bozulmuşsa 'Ecmel kurcalamıştır' derlerdi." sözleriyle çocukluk yıllarında yaşadığı sıkıntıları aktardı.
Tüm sıkıntılara rağmen ailesinin çok anlayışlı olduğunu ve bu anlamda kendisini çok şanslı gördüğünü ifade eden Çıtak, şöyle konuştu:
"Öğrenme güçlüğü olan bir çocukla mutfağa girip, 'Haydi beraber kek yapalım. Bana yumurta, yağ, süt getir.' dediğinizde mutlaka birini getirmeyi unutur. Bunların hepsini sabırla tek tek söylemeniz gerekiyor. Benim ailem hiç bıkmazdı. Anne-babam çocukken bende öğrenme güçlüğü olduğunu bilmiyordu yani o dönemde tanı almamıştık ama bir şeylerin ters gittiğinin farkındaydı. Benimle o anlamda özel olarak ilgilendiler. Onların sabrı, ilgisi beni bu günlere getirdi."
- "Aynı sıkıntıları yaşayan çocuklara yardımcı olmak istiyorum"
Kendisini bazen dünyanın en zeki bazen de en aptal insanı gibi hissettiğini belirten Çıtak, anlatılan konuları bazen ilk öğrenen öğrencilerden biri olduğunu ancak yine aynı hızla unuttuğunu belirtti.
Çıtak, bu yüzden üniversite sınavına hazırlandığı dönemde çok tekrar yapması gerektiğini belirterek, öğretmenlerinin, en büyük yardımcısı olduğunu aktardı. O dönemki öğretmenlerinin, özel eğitim öğretmenleri gibi olduğunu vurgulayan Çıtak, "O dönemlerde özel eğitim yaygın değildi. Hatta öğrenme güçlüğü de bilinmezdi. Öğretmenlerim özel eğitim öğretmenleri değil, örgün eğitim öğretmenleriydi ama benim için farklı bir öğretme yöntemi gerektiğini biliyorlardı. O zaman bunun bir adı yoktu ama onlar hep ona uygun davrandı." diye konuştu.
Çıtak, üniversiteyi kazandığı yıllarda, çocukluğundaki problemlerin sebebini bulduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Üniversitede, yurtta kendi başıma kaldığımda, aile bireylerim etrafımda olmadığında yani beni toparlayan birisi olmadığında bazı şeylerin farkına varmaya başladım. Yer, yön bulmada çok güçlük çekerdim. Mesela kütüphaneye giderken kendimi rektörlüğün orada bulduğum çok olmuştur. Büyük bir alanda, 'ben ne yapacağım' korkusu vardı. Eğitimini almaya başladığım anda da bunların sebebinin öğrenme güçlüğü olduğunu fark ettim."
Özel eğitimin, öğrenme güçlüğünde çok önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Çıtak, şunları kaydetti:
"Şimdi çalıştığım yerde sadece öğrenme güçlüğü olan çocuklar var. Haftada birkaç saat buraya geliyorlar, destek eğitimleri alıyorlar. Bu jenerasyonun şansı bu. Geriye dönük baktığımda keşke benim zamanımda özel eğitim olsaydı diyorum. Şimdi ailem ve öğretmenlerimin bana gösterdiği sabrı, hassasiyeti ve ilgiyi buradaki çocuklara göstermeye çalışıyorum. Benimle aynı sıkıntıları yaşayan çocuklara yardımcı olmak, onların yaşamlarına dokunmak istiyorum."