BİZE ULAŞIN
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 3. Kuşak ve Yol Forumu için gittiği Çin'deki temaslarını tamamladıktan sonra basın toplantısı düzenledi. Sputnik'te yer alan habere göre; Gazze'deki hastane saldırısıyla ilgili soru karşısında Putin, yaşanan gelişmenin trajedi ve insani felaket olduğunu vurgulayarak şunları aktardı:
"Tek bir yerde yüzlerce ölü ve yüzlerce yaralı var. Bu elbette bir felaket, üstelik insani nitelikli bir tesiste yaşandı. Bunun çatışmanın en kısa sürede sonlandırılması gerektiğine dair bir sinyal olacağını umuyorum. Her halükarda meseleyi temasların ve müzakerelerin başlayabileceği noktaya getirmeliyiz."
Bugün İsrail ve Filistin arasında yaşanan mevcut krizin Filistin devletinin kurulmasının yolunu açıp açmayacağını bilmediğini söyleyen Putin, ancak böyle bir adımın doğru olacağını, anlık hamlelerin krizi çözmeyeceğini vurguladı.
Çatışmanın tırmanmasından bağımsız olarak Rusya'nın her zaman bağımsız, egemen, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti kurulmasından yana olduğunu bir kez daha dile getiren Putin, "Ancak biz bunu uzun süredir söylüyoruz, uluslararası toplum uzun süredir, iki bağımsız ve egemen devlet kurma görevinin belirlendiği 1948 yılından beri söylüyor. Bağımsız Filistin devleti kurulması, uzun bir tarihi perspektife sahip olası barış için gereken koşulları sağlayabilir" mesajını verdi.
Pazartesi günü bölgedeki 5 ülkenin liderleriyle yaptığı telefon görüşmelerinden de bahseden Rusya lideri, "Edindiğim izlenime göre kimse çatışmanın sürmesini, genişlemesini ve durumun kızışmasını istemiyor. Bence ana aktörler, çatışmanın gelişmesini ve geniş kapsamlı bir savaşa dönüşmesini istemiyor, bundan çekiniyor" ifadelerini kullandı.
Filistin toplumu içinde, Batı Şeria ve Gazze arasında görüş ayrılıkları olduğunu ancak bu kesimlerin birbirine düşmanlık beslemediğini belirten Putin, şöyle devam etti:
"Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın tepkisi, Gazze Şeridi'ne ve oradaki durumu kontrol edenlere hasmane tutum içinde olmadığını gösteriyor. Bu, etkileşim düzeyini artırmaya ihtiyaç olmadığı ve Filistin toplumunda topyekün bir birlik sağlamaya gerek olmadığı anlamına gelmiyor. Elbette Filistinliler bunu hedeflemeli ancak bu onların meselesi, biz bu süreci yönetemeyiz."
ABD'nin Ukrayna'ya ATACMS füzeleri göndererek yeni bir hata daha yaptığının altını çizen Putin, söz konusu füzelerin zarar vereceğini ve ek tehdit oluşturacağını ancak sahadaki durumu değiştiremeyeceğini ve Rusya'nın bu tür saldırıları püskürtecek kapasiteye sahip olduğunu vurguladı.
Ukrayna'nın Herson'daki uzun süredir beklenen karşı saldırıda da can kayıpları verdiğini ancak hiçbir sonuç elde edemediğini belirten Putin, Kiev'e müzakerelerle ilgili olarak da şu mesajı gönderdi:
"Ukrayna tarafı gerçekten müzakere süreci istiyorsa bunu teatral jestlerle yapmamalı. İlk yapılması gereken Ukrayna Devlet Başkanı'nın müzakereleri yasaklayan kararnamesinin iptal edilmesidir."
Bunların yanında Putin, Karadeniz'deki durumu kontrol altında tutmak için talimat verdiğini söyleyerek bu talimat uyarınca Rusya Hava-Uzay Kuvvetleri'nin Kinjal hipersonik füzeleri yüklü MiG-31 uçaklarıyla Karadeniz semalarında devriye faaliyetleri yürüteceğini vurguladı.
ABD'nin eylemleriyle Ukrayna'daki çatışmaya giderek daha fazla müdahil olduğunu ve bunun bölgedeki atmosferi tırmandırdığını kaydeden Rusya lideri, bin kilometreden daha uzun menzile ve 9 Mach hıza sahip MiG-31'lerle yürütülecek devriyelerin bir tehdit teşkil etmeyeceğinin altını çizdi.
Putin, bir soru üzerine, ABD Başkanı Joe Biden'ın Rusya'nın Ukrayna'da yenilgiye uğradığını öne sürmesinin gülünç olduğunu belirterek "Eğer Rusya savaşı kaybettiyse, neden ATACMS gönderiyorlar? ATACMS'larını, diğer tüm silahlarını geri alsınlar. Biden krep yapıp bize çaya gelsin" sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'le yaklaşık 3 saat süren görüşmede Ortadoğu'daki durumu, Ukrayna'daki gelişmeleri ve diğer güncel konuları ele aldıklarını anlatan Putin, "Tüm bunlar dış faktörler ve ortak tehditler. Bunlar Rusya-Çin işbirliğini yalnızca güçlendiriyor" dedi.
Rusya ve Çin başbakanlarının yakında Bişkek'te bir araya gelerek Moskova ve Çin arasında 2030 yılına kadar gerçekleştirilecek etkileşimi öngören planı imzalayacağını da ifade etti.
