BİZE ULAŞIN
Parkinson hastalığı beyinde dopamin adı verilen, beyin hücrelerinin birbirleriyle haberleşmesini sağlayan maddeyi üreten hücrelerin bozulması sonucu ortaya çıkar. Dopamin üreten hücreler kişinin hareketlerinden sorumludur. Bu hücrelerin bozulması sonucunda hareketlerde yavaşlık, el titremeleri başlar. Parkinson genelde 60 yaş üzerinde ortaya çıksa da günümüzde bu hastalık 20’li yaşlara kadar inmiştir. Parkinson hastalığına neyin sebep olduğu tam olarak bilinememektedir.
Parkinson’a neden olan etkenler tam olarak bilinmemekle birlikte vücuda alınan ilaçlar, kimyasallar ve genetik faktörler parkinson hastalığına sebep olabilir.
• Titreme, el titremesi; Başparmağın kontrolsüz hareket etmesi, çene ve dudakta oluşan titremeler, bazen bacak kaslarında olan seğirmeler eşlik edebilir. Unutmamak gerekir ki her el titremesi Parkinson hastalığı anlamına gelmez.
• Parkinson hastalığındaki titreme eller istirahat halindeyken olur. Stresli ve heyecanlıyken olan, kahve ya da ilaç tüketimi sonrası gelişen, ya da esansiyel tremor denilen ailevi geçişli tremor hastalığı ile görülen titremelerden ayırt etmek gerekir.
• Hareketlerde Yavaşlama (Bradikinezi); Parkinson Hastalığında harekete başlama ve hareketi devam ettirmede zorlanma sık görülen bulgularıdır. Hastalar sıklıkla kısa adımlarla yürürler ve kaslarda sertleşme nedeniyle vücut ağrıları olur.
• Konuşmada Değişimler: Konuşma hızında artış veya alçak ses tonuyla konuşma, konuşurken yüz mimiklerinin azalması ve konuşmanın monotonlaşması parkinson bulguları arasında yer alır.
• El Yazısının bozulup küçülmesi; Ani gelişen el yazısındaki kötüleşmeler, kelimelerde küçülmeler veya kelimelerin yakın yazılması Parkinson hastalığını akla getirmelidir.
Parkinson, genellikle ilaçla tedavi edilmektedir. İleri seviyedeki parkinson hastalarına beyin pili takılarak tedavi etmek de mümkündür. Hastaların tedavi sürecinde daha düzenli bir hayat yaşamaları, düzgün beslenmeleri, beyinsel egzersizler yapmaları gerekmektedir.
Parkinson hastaları doktorlar tarafından hazırlana özel bir diyet programı uygulamaktadırlar. Doğru beslenme ile hastalığın ilerlemesi en az düzeye indirmek mümkündür.
Levodopanın etkisini engelleyebilmek için yüksek miktarda protein alınmamalıdır.
Karbonhidrat bakımından zengin içerikler tüketilmelidir.
Öğünler sık sık yenilmelidir. Yenilen yemeklerde aşırıya kaçınılmamalıdır.
Bol lifli ve bol sıvı içeren gıdalar tüketilmelidir
Antioksidan oranı yüksek meyve ve sebzeler yenilmelidir.
