Sami 13 yaşındaydı.
Okulun tuvaletindeyken, 15 ve 17 yaşlarında üç erkek tuvalete gelerek Sami'yi sıkıştırdı ve cinsel tacizde bulundu. Sami çığlık atmaya başlayınca tuvalete gelen arkadaşları, okul müdürüne haber verdi.
Üç çocuk suçlu bulunarak okuldan uzaklaştırıldı. Ancak ailelerine uzaklaştırmanın sebebi söylenmedi.
BBC'ye konuşan ve gerçek ismi yerine Sami'nin kullanılmasını isteyen Iraklı genç, 13 yaşındayken başına gelen bu olayı ailesine anlatamadı.
Okul müdürü, diğer çocukların uzaklaştırılmasının ardından Sami'yi odasına çağırdı ve bu olayın "rızası dahilinde olabileceğini düşündüklerini" söyledi. Sami, ikinci kez saldırıya uğradığını hissetti ve itiraz etti. Okul müdürü, kendisine bir şans daha vereceğini, uzaklaştırma almadığı için şanslı olduğunu söyledi.
Aylarca kimseyle düzgün iletişim kuramayan Sami, 15 yaşına geldiğinde babası hayatını kaybetmişti.
Daha önce ailesiyle mutlu ve sıkıntı çekmeden yaşadığı hayatı, sonrasında çok değişti.
Bağdat'ın 100 kilometre güneyindeki Babil'de yaşıyorlardı, neredeyse tüm akrabaları da oradaydı. Okuldan sonra kız kardeşi ve erkek kardeşiyle vakit geçiriyordu.
Ancak babasının ölümü sonrası, okul çıkışlarında bir dükkanda çalışmak zorunda kaldı. Dükkan sahibinin aşırı ilgisinden rahatsız olsa da, ailesinin başka geliri olmadığı için orada çalışmaya devam etti.
Bir gün dükkanda ikisi yalnızken, dükkan sahibi kendisine cinsel tacizde bulununca, Sami en yakınındaki cam kavanozu adama fırlatarak dükkandan kaçtı.
Dükkan sahibinin Babil'deki meslektaşlarına olayı nasıl anlattığını bilmiyor; ancak Sami'nin başka bir dükkanda iş bulması 1 yılı buldu.
16 yaşında geldiğinde ise, annesi ve kardeşleri evde yokken kendisini ziyarete gelen kuzeni, Sami'ye tecavüz etti.
Saldırıyı ailesine anlatamayan ancak Babil'de daha fazla kalmak istemeyen Sami, annesi ve kardeşlerini daha iyi bir hayat için Bağdat'a taşınmaya ikna etti.
2008'de ailecek Bağdat'a taşındılar, hepsi birer iş buldu ve çalışmaya başladılar.
Yaşadığı travmayı uzun süre atlatamayan Sami, Bağdat'ta yeni edindiği ve çok güvendiği arkadaşlarına, başına gelenleri anlattı.
Duydukları karşısında çok şaşırdı.
Arkadaş grubundaki erkeklerin neredeyse tamamı, cinsel şiddet mağduruydu. Sami konuyu açana kadar hepsi kendisinin bu konuda yalnız olduğunu sanıyordu.
DAHA FAZLA KADIN SESSİZ KALMAYI TERCİH EDİYOR OLABİLİR
BBC araştırmasında Cezayir, Mısır, Irak, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Fas, Sudan, Tunus, Yemen ve Filistin'deki 25 bin kişiyle görüşme yapıldı.
Bu, hem görüşülen kişilerin ve gidilen ülkelerin sayısı, hem de sorulan sorular dikkate alındığında, bugüne kadar cinsel şiddet konusunda bölgede yapılmış en kapsamlı araştırma.
ABD'deki Princeton Üniversitesi'nde yer alan Arap Barometresi adlı bir araştırma şirketi tarafından yürütüldü.
Araştırmaya göre, Tunus ve Irak'ta cinsel şiddet mağduru olduğunu söyleyen erkeklerin oranı, kadınlardan daha fazla.
Tunus'ta fark sadece yüzde 1, ancak Irak'ta çok daha fazla. Irak'ta cinsel tacize maruz kaldığını söyleyen erkeklerin oranı yüzde 39'ken, kadınların oranı yüzde 33.
Cinsel şiddete maruz kaldığını söyleyen erkeklerin oranı da yüzde 20, kadınlarda bu oran yüzde 17. Cinsel şiddet uygulayan erkekler de çoğunlukla 'aileden'.
Irak anayasasına göre erkeklerin eşlerine şiddet uygulaması yasak değil.
BBC için araştırmayı yapan Arap Barometresi isimli araştırma şirketinden Doktor Kathrin Thomas, sonuçların böyle çıkmasında, kadınların sessiz kalmayı tercih etmesinin etkili olabileceğini söylüyor:
"Cinsel istismar gibi hassas bir konuyla ilgili sorduğunuz sorular, bazı çekinceleri beraberinde getiriyor.
"İstismarın ne kadar yaygın olduğu konusunda bilgi vermekten kaçınıyorlar. Utanıyor olabilirler, bunu konuşmaktan rahatsız olabilirler ya da bunu bildirmeleri onlar için daha olumsuz sonuçlar doğuruyor olabilir.
"Kadınlar bu yüzden cinsel istismar hakkında konuşmamaya daha yatkın olabilir."
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün üst düzey Irak araştırmacısı Belkis Wille de aynı görüşte:
"Genelde kadınlar ortaya çıkarak yaşadıkları şeyi aile içi şiddet ya da cinsel şiddet olarak adlandırmaktan kaçınıyor. Bu terimler onlara çok yabancı da geliyor olabilir."
Kadınlardaki bu eğilim, Irak'taki hastanelerde ortaya çıkıyor. Tüm hastanelerde her daim bir güvenlik görevlisi bulunması gerekiyor. Doktorlar da cinsel şiddet gördüğünü söyleyen kadınları bu güvenlik görevlilerine bildirmek zorunda.
Wille, "Bu sebeple kadınlar çoğunlukla şiddet uygulayan erkeği korumak için sessiz kalmayı tercih ediyor. Eğer soruşturma açılırsa, tanıdıkları bu erkeğin intikam alma irski olduğunu düşünüp korkuyorlar." diyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, eşcinsel erkekler ve cinsiyet değiştirmiş kadınlara yönelik cinsel şiddetin de çoğunlukla polise bildirilmediğini söylüyor.
Irak'taki LGBT haklarıyla ilgili çalışan İsveç merkezli IraQueer örgütünün kurucusu Amir Ashour'a göre, "Eşcinseller ve trans bireyler Irak'ta cinsel istismara maruz kalıyor. Yerel halkın gözünde daha 'kadınsı' görünenler, çoğunlukla cinsel şiddet mağduru."
Bu kişilerin çoğu, polise gittiği takdirde kendisinin de eşcinsel olduğunun ortaya çıkmasından korkuyor. Daha fazla ayrımcılık ve şiddete maruz kalmamak için, başına gelenleri polise bildirmekten kaçınıyor.
'KANUN BENİM YANIMDA AMA UYGULAYICILAR DEĞİL'
Sami de aynı fikirde. Erkeklere tecavüz etmek anayasaya aykırı olsa da, polisin ve insanların mağdura sempati duymadığını söylüyor:
"Eğer biri polise bir erkeğe tecavüz edildiğini söyler ve şikayette bulunursa, polis muhtemelen gülüp geçer."
13 yaşında ilk kez tacize uğradıktan sonra okul müdürünün tavrını hatırlıyor:
"Eğer polise tecavüzle ilgili şikayette bulunsaydım, beni mağdur olarak görmek yerine olayın gönüllü bir tarafı olarak cevazevine bile atabilirlerdi. Çünkü eşcinsel ilişki yasal değil. Yani, kanun benim yanımda ama uygulayıcılar değil."
Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz bir Irak Emniyeti sözcüsü, "Kapımız tüm vatandaşlara açık. Cinsel istismar vakaları bildirildiği zaman sorumluları tutuklandı." açıklaması yaptı. Bu tarz cinsel şiddet olaylarıyla özel olarak ilgilenmesi için konunun uzmanı olan polislerin 2003'ten sonra göreve başladığını söyledi.
Şu an 21 yaşında olan Sami'nin Bağdat'taki hayatı, Babil'dekine göre çok daha iyi. Büyük bir uluslararası şirkette çalışıyor ve başına gelenleri konuşabildiği arkadaşlarıyla birlikte iyileşmeye çalışıyor.
Ancak geçmiş, kapağını kapatıp içindekileri unutacağınız bir kitap değil. Travmayı atlatmak çok zor. Sami, henüz bir kadınla normal bir ilişki yaşayamadı. Bunun için daha en az 10 yıl beklemeyi düşünüyor.
BBC'ye hikayesini anlatarak diğer cinsel şiddet mağduru erkeklere cesaret vermeye çalıştığını söylüyor.