“Baylar, yemin ederim, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; hem de tam anlamıyla, gerçek bir hastalık. Normal bir insanın anlayış gücü çok olmamalıdır.” Dostoyevski. Bu sözden de anlayacağınız üzere zeka bazen sizi çıldırtabilir. Zeki insanlar her zaman aykırı ve sıra dışıdır.
İşte zeki insanların o sıra dışı özellikleri...
Bir kalemin tıkırtısı, ağız şapırdatma sesi ya da derin nefesler… Hiper-zeki diye tabir edebileceğimiz bu insanlar için en basit günlük sesler bile işkence haline gelebilir. Tarihteki birçok dahi, örneğin Marcel Proust ve Charles Darwin de seslerle yaşadıkları bu zorluklarla bilinirdi.
Bu durumun ciddi vakalarına ise misofoni deniyor ve kişi bu tür rahatsız edici sesler duyduğunda beynine ölçülebilir derecede değişiklikler meydana geliyor. Bunun ayrıca terleme ve kalp atışlarında hızlanma gibi fiziksel sonuçları da olabiliyor.
Birçok araştırmacı zeka ve endişe duygusunun arasındaki güçlü bağları incelemiştir ve sonuçlar bu iki durumun arasında bir ilişki olduğunu kanıtlamıştır.
Çok çalışan beyinler aldığı bilgileri sürekli olarak yeniden değerlendirmeye soktuğu için bu onlarına daha fazla üzüntü ve endişeye girmesine sebep olur. Öte yandan bu endişe ve mutsuzluk durumu çoğu bireyde bir süre sonra yaratıcılığa dönüşebiliyor.
Geleneksel toplumlar üzerinde yapılan çalışmalara göre antik insanın geceleri pek ayakta kalmadığı biliniyor. İnsan gece karanlıkta herhangi bir av, iş ya da çalışma yapamayacağı için uyumaya alışmıştır.
Fakat elektriğin icadından bu yana günlerimiz 24 saate uzamıştır diyebiliriz. Tıpkı dahi insanların genel olarak evrime zıt giden özellikleri olduğunun bilimsel olarak kanıtlanmış olması gibi, uyku saatleri de sıradanın çok çok dışındadır.
Araştırmalar her ne kadar antik çağlardan beri insanın sosyalleşerek mutlu olduğunu, daha yüksek tatmin seviyelerine ulaştığını söylese de aşırı zeka seviyesine sahip bireyler için bunun tam aksi geçerli olabilmektedir.
Savana Mutluluk Teorisi’nde bu kişilerin daha çok yalnız aslan olduğunu, bu şekilde çok daha mutlu yaşadıklarını söylemek mümkün.
Bu elbette her başarısızlık için söylenebilecek bir gerçek değil fakat araştırmalara göre çoğu zeki insan başarılarından ders aldığı kadar başarısızlıklarından da ders almayı bilir. Bununla birlikte daha düşük zeka seviyesindeki kişiler sadece başarıdan ders alır ve bu kişilerin başarısızlıkları çok nadiren onlara ders olur.
Yine araştırmalara göre yüksek zekalar bunu bilinçli değil daha çok içgüdüsel bir şekilde yapar.
Başkalarının talihsizliğine ya da yapılan acımasız şakalara gülüyorsanız sizde de yüksek zeka olabilir. Ya da sadece kötü kalpli birisinizdir kim bilir?
Şaka bir yana, bu konu hakkında yapılmış psikolojik araştırmalara göre ofansif esprilere gülen kişilerin IQ testlerinde yüksek puan aldığı ortaya çıktı. Bu kişiler aynı zamanda agresyon testlerinde en düşük notları alanlar oldu.
Bunun aslında çok geçerli bir sebebi var. Yüksek zekalı bireyler sürekli kendi başarılarını ve yeteneklerini sorgular; hayatlarında ya da kariyerlerinde karşılarına çıkan zorlukları sık sık değerlendirirler.
Bu da onların yetersiz ya da dış dünyayı kandırıyor gibi hissetmelerine sebep olabilir. Dunning Kruger etkisi fenomenin de olanın aksine, insanlar kendilerini olduğundan büyük ya da becerikli görmek yerine kendini suçlamaya başlar.
Aşırı zekanın madde bağımlılığı ile uzun yıllardır süregelen bir ilişkisi var. Jack Kerouac ve Billie Holliday gibi büyük yetenekleri genç yaşta bağımlılık yüzünden kaybettik.
Peki neden bu süper zekalar alkol ya da uyuşturucuya bağımlılık gösteriyor? Bir teoriye göre yüksek IQ seviyesindeki kişiler yeni deneyimlere daha açıklar .
Bir başka araştırma ise sosyal izolasyon gösteren yani yalnızlığı seçen bireylerin alkol ve uyuşturucuya daha kolay kapılarını açtığını öne sürüyor.
Küfür etmek her ne kadar entelektüel kelime dağarcığının eksikliği ile bağdaştırılsa da son yapılan araştırmalara göre geniş bir küfür yelpazesi yüksek zeka ile doğru orantılıdır. Elbette yüksek zekaya sahip olmak birinin kötü dille konuşmasının açıklaması olamaz ama küfür aslında hayal gücü gerektiren bir olgudur.
Zeki insanların tamamı kafirdir ya da kafirler zekidir gibi bir genelleme yapmak elbette olasılıksız.
Ama akademik çevrelerde sık sık sorgulanan, araştırılan bu konu yine sorgulama ile açıklanıyor. Yüksek IQ’lu kişilerine her şeye şüpheci ve sorgulayıcı yaklaşması onları dine de aynı tutumla bakmaya itiyor.