KADIN

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Mynet Soran Anne Platformu

1 Bebeğinizin cinsiyeti nedir?
2 Bebeğinizin yaşını belirtir misiniz?
3 Sizlere hangi konuda yardımcı olmamızı istersiniz?
4 Öğrenmek istediğiniz farklı detaylardan burada bahsedebilirsiniz.
    Kalan mesaj: 10

    57 yaşında okuma yazma öğrenen mücadeleci teyzenin babasına yazdığı duygu dolu mektup

    57 yaşında, 5 tane kız büyütmüş bir anne... Okuma-yazma bilmiyor fakat azmedip öğrenmeye karar veriyor. Öğrendiğinde ise yazdığı ilk satılar yürek dağlıyor.

    Son günlerde sosyal medyada dolaşan bir kadının hikayesi, aslında bize çok derin bir problemin varlığını hatırlatıyor: Okuma-yazma bilmeyen kadınlar...

    Önce o kadının hikayesinden başlayalım. 57 yaşında bir anne, 5 kızı var ve hepsini büyüttükten sonra okuma yazma öğrenmek için bir kursa başlamış. Kızı ise defterine yazdıklarını bulunca derinden etkilenip bunu bütün Türkiye'yle paylaşmış.

    O defterde tam 35 sene önce ölen babasına bir mektup yazılı. Yıllarca kendini ifade edebilmek için 57 yaşında bir kadının hikayesi saklı o mektupta...

    ''Bak ben yazmayı öğrendim babacığım'' cümlesini gören herkes sessizce yutkunuyor. Hem baba özlemini hem de kendini yıllarca ifade edememiş bir kadının öğrenme aşkını aslında...

    Sosyal medyada bu hikayeyi görenler ise kendi hayatlarından hikayeler paylaşmaya başladı.

    Mesela kendi annesi de okumayı yazmayı öğrenmeye çalışan bir gencin paylaşımı...

    Herkes gözleri ıslak, bu hikayeden bahseder oldu...

    Haberi gören ünlü kadınlar da sessiz kalmadı..

    Kadınların okuma-yazma bilmemesi öyle gerçek bir problem ki, bu mektup bu problemi masaya yatırmayı gerektiriyor. Okuma yazma bilmeyen kadın nüfus oranı erkeklerden 5 kat fazla!

    Türkiye İstatistik Kurumu'nun 2017 yılında yayınladığı verilere göre kadınların %9'u okuma-yazma bilmiyor. Bu oran ise erkeklere göre 5 kat daha fazla. Bu 5 kat ise, kadınlara okuma imkanının en asgari düzeyde bile verilmediğini gösteriyor.

    Türkiye'de milyonlarca okuma-yazma bilmeyen insan var. Bu utanç tablosu en çok kız çocukları ve kadınları etkiliyor.

    UNESCO’nun Okur-Yazarlık e-Atlası’ndaki verilere bakıldığında, Türkiye’de 7 milyonu aşkın kişinin okuma-yazma bilmediği görülüyor. Yine bunların çoğunu, kız çocukları ve kadınlar oluşturuyor.

    Acı tarafı, okuma-yazma bilmeyen kadın sayısı artıyor. 2013 %8,4 olan okuma yazmaya bilmeyen kadın oranı artık %9.

    Aslında bu artışta hangimizin ne kadar payı var elimizi taşın altına sokmak lazım. Okuma-yazma bilmeyen annelerimizi, teyzelerimizi kurslara yönlendiriyor muyuz? Onlara destek olmak için çaba veriyor muyuz? Ya da onların ulaşabilecekleri yeteri kadar kurs var mı?

    Okuma-yazma demek, okul eğitimi almak, diplomalara sahip olmak değil... Aradığı bilgiye ulaşabilmek, okuduklarını anlayabilmek, onlara eleştirel yaklaşabilip ufkunu genişletmek ve yeni bilgiler üretebilmek demek.

    Aslında 57 yaşındaki o annenin, 35 sene beklettiği hislerini kağıda dökebilmesi kadar duru bir şey okuma yazmak...

    Hayat Boyu Öğrenme programı kadınların hizmetinde, 2007 yılından beri okuma-yazma kursu desteği veriyor.

    Kayıt olarak örgün eğitim veren okullarda derslere katılabilen kadınlar, destek ve yardımla okuma-yazmayı kısa sürede öğrenebiliyor. Önemli olan sizin de onlara vereceğiniz manevi destek.

    Onlar bize bakarken, elimizi ateşe değer diye yüreği hoplarken, biz de onların en önemli hakkı olan bilgiye ulaşma ve kendini ifade etme hakkını gözetelim. Kimbilir içlerinde sakladıkları nice duygular ve cevherler var. Bir kadın ister 26 ister 66 yaşında olsun, daha iyisini yapmaya ihtiyaç duyar ve duyacaktır. Annelerimize, teyzelerimize, kız kardeşlerimize, ablalarımıza vereceğimiz destek tam olsun, güçlü olsun...

    Vitrin


    En Çok Aranan Haberler