Merhaba,
Nasılsınız, yeni yıla hazır mısınız? Ne dersiniz, 2016’da, “Yeni” de olabilecek miyiz, yoksa yine bugüne kadar bildiğimiz halimizle mi, yola devam edeceğiz. Sizi bilmem ama ben kendime aşkın yeni manifestosunu yazıyorum. Yani aşkın kurallarını değiştiriyorum. Çünkü eski kurallarım bana yetmiyor, beni uçurmuyor, büyütmüyor, aşk olup, akamıyorum..
Terk edildikten sonra sanırım bir gün geçmişti. İlk iş, yaşam koçum Hakan Arabacıoğlu’nu aradım. Biz onunla genellikle iş kurma, geliştirme, para kazanma gibi konularda çalıştık ama Hakan’ın, “Hayalinizdeki İlişkiye Doğru” (http://www.zestcoaching.com/gunluk-uygulamalar/hayalinizdeki-iliskiye.html) başlıklı, özgün, benzeri olmayan, çok ilgi gören bir çalışması olduğunu biliyordum. Yani kadın-erkek ilişkilerinde de çalışabiliriz diye düşündüm. Hemen konuştum, randevu aldım ve talebimi de şöyle ilettim: “Benim neden yeni bir ilişkim olmuyor” Hakan bayağı eğlendi tabii.. İki gün önce terk edilen, bu kadar hevesli bir kadın görmemiştir elbette.
Gerçekten gitti mi?
Çalışmamızın ilk bölümü, “Neden” sorusuyla ilgiliydi, o tuzağa yine düşmüştüm. Hakan’ın yıllardır bana öğrettiği ilk şey, bir konuyu irdelerken, neden arayarak boşa vakit kaybetme olmuştur. Neden aramak, tekrar tekrar geçmişe dönmekten başka hiçbir işe yaramıyor. Sorularımızın kalitesi, yaşamımızın da kalitesini artırıyor. Neden sorusu ise kaliteyi düşürüyor.
Çalışmamızın ikinci bölümünde, Hakan’ın ısrarla vurguladığı nokta şu oldu: Bu erkek gerçekten hayatından gitti mi? Elbette dedim. Yine de biz bakalım, tüm eski ilişkilerden hiçbir şey kalmasın. Enerji alanımızı tamamen boşaltalım. Ben ısrarla “Yok bir şey” dedim. Hay demez olaydım! Adamın aldığı bir hediye yok atılacak, Facebook yok, Instagram yok, telefon defterimden silinecek o kadar. İnanın 2 gün uğraştım, ne yapsam, silinmiyor defterden. Gittim Turkcell’e, telefonu tamamen sıfır hale getirdim.
Gayet iyiyim ama beni şeytan dürttü! Telefon defterimi, Facebook ve Instagram'ı bu gözle incelemeye başladım. Allahım neredeyse çocukken flört ettiğim insanlar, eski sevgililerim, onların sevgilileri, hatta ölen bir erkek arkadaşım, onun oğlu… Allahım çıldırmak üzereyim. O kadar gönlüm geniş ki, fark etmeden dev bir aile oluşturmuşum.
2 gün boyunca değil sevgili olma, beni beğendiğini bildiğim insanları bile sildim. Tabii bunu açıkladım, hayatımda yeni ve gerçek aşka yer açmak için diyerek, onları hepten kör kuyulara yolladım. Tam seviniyordum ki, başucumda, kitaplarımın arasında, eski sevgilimin bana imzaladığı kitapları buldum, hepsini yolladım tabii… Bunları size anlatıyorum çünkü adam gitti deyince, öyle gitmiyor, ağır bir enerji ile bizi baş başa bırakıyor ve bu ağırlık karşısında yeni bir insan hayatımıza giremiyor. Kararlı olmalı ve tüm izleri temizlemeliyiz. Öyle hatıralar falan diye tutunmak yok, bırakmayı bileceğiz!
Peki neden terk edildiğim için bu kadar mutluydum? Çünkü aşk parladığı gibi sönmüştü, büyümemişti, genişlememişti.. Değerlerime uymayan bir insanı, sadece duygusal açlığımı ya da her neye ihtiyaç duyduysam onları verdiği için hayatımda tutmuştum. Aklımı ve gönlümü bir edememiştim. Sakın mantık ilişkisi öneriyorum zannetmeyin, uymaz bana öyle şeyler… Akıl, kendimizi takip etmek için gerekli. Bunları gelecek bölümde, Aşkın Yeni Manifestosu’nda konuşacağız. Hakan’la çalışmamızın son ödevini de size anlatayım, bu yazıyı kapatalım. Sevgilim olduğunda yapacağım 10 şeyi yazacağım ve uygulamaya başlayacağım yani adam olmasa da.
Aşkı konuşmaya devam edeceğiz. Sorularınızı, yorumlarınızı yazın, paylaşalım.
Ayşegül
Ayşegülün Yolculuğu'na ait diğer yazıları okumak için tıklayın!