BİZE ULAŞIN
Victoria Eyaleti Sağlık Denetleme Birimleri'nce, Avustralya genelinde 3 bini aşkın kebap satış noktasının sadece 31'nde yapılan sağlık incelemelerinde, 10 kebap salonunun bozuk yiyecek sattığının tespit edilmesiyle hazırlanan raporun basına yansımasıyla, geçmişte de aynı tür haberler sonrası büyük sıkıntı çektiklerini belirten bir grup kebap restoranı sahibi, "Sanırız, bu yine fast-food devlerinin bir oyunu. Geçmişte de Avustralya'da kendini kabul ettiren kebaba karşı bu tür spekülasyonların çıkması, bir dönem döner satan tüm esnafı zora sokmuştu. O dönemlerde dönerciler bir birlik oluşturarak soruna çare aramıştı. Sanırız, aynı oyun yeniden tezgahlanıyor" dedi.
ARAŞTIRMA SONUÇLARI N.S.W. ve Victoria Eyaleti'nde, yemek zehirlenmesi teşhisiyle sağlık kuruluşlarına başvuran kişilerin şikayetleri üzerine araştırmalarda bulunulduğu belirtilen açıklamada, en çok bakteriye kuzu kebapta, tavuk kebabında az miktarda bakteriye rastlandığı, kıymadan yapılan döner kebabın ise temiz çıktığı ifade edildi.
Araştırma raporuna göre; kebap satan restoranlardan alınan 36 ayrı tavuk kebap örneğinin 2'sinde ve 34 kuzu kebap örneğinden de 2'sinde "E Koli", 1'inde ise "Clostridium" bakterisi çıktığı, kontrol edilen 6 ayrı kıyma dönerde de hiç bir bakteriye rastlanmadığı vurgulandı.
Ayrıca, kebabın bekletildiği tepsilerden alınan 12 örnekten 4'ünde "E Koli" ve "Clostridium Perfringers" bakterilerinin tespit edildiği, kontrol edilen kebap satış noktalarının yüzde 59'unda bulunan döner makineleri ısısının sağlık standartlarına uygun olduğu, sadece yüzde 23 oranında az pişmiş dönerin müşterilere servis yapıldığı kaydedildi.
TÜRK KEBAPÇI ESNAFININ GÖRÜŞÜ Konu üzerinde konuşan bir grup Türk döner esnafı, bu tür haberleri spekülasyon ve maksatlı olarak nitelendirdi.
Bir kısım restoran işletmecisi ise, "Sayısı binlerle ifade edilen dönercilerin sadece bir kaçına gitmekle diğerleri karalanamaz" şeklinde görüş bildirerek, "Bu meslekte de diğerlerinde olduğu gibi işini doğru yapmayan bazı kişiler var. Yani, kurunun yanında yaş da yanıyor. Halbuki, et ürününü sağlıklı bir şekilde hazırlayıp satan kebapçılar yüzde yüze yakın bir oranı bulur" dedi.
Döner etinin hazırlık aşamasından servise kadar geçen süreçte eski yıllara oranla daha teknik ve sıhhi çalışıldığını ifade eden esnaf, "Eskiden, bildiğiniz gibi hemen her köşede kurulan sağlıksız tezgahlarda döner satılırdı. Şimdilerde döner gayet modern tesislere sahip işletmeler tarafından hazırlanarak restoranlara veya take away dükkanlarına geliyor. Yani her şey geçmişe oranla daha modern ve daha düzenli" diye konuştu.
"NETİCEDE BU BİR PAZAR PAYLAŞIMI KAVGASIDIR" Bu tür haberlerin sık aralıklarla basına yansıdığına dikkat çeken bir grup esnaf da, "Belli aralıklarla bu tür haberler çıkıyor. Temelinde de araştırma raporlarının var olduğu belirtiliyor. Geçen aylarda Çinlilerin geleneksel ördek kızartmaları için de bu tür bir rapor yayınlanmıştı. Bizler, bu tür haberlerin fast-food devlerinin baskıları sonucu yapıldığına inanıyoruz. Bilinen gerçektir ki, etnik kökenli toplumlar beraberlerinde kültürleriyle birlikte getirdikleri mutfaklarını bu ülkede kabul ettirdi. Bunun örneğini her yerde görebilirsiniz. Neticede bu, bir pazar paylaşımı kavgasıdır. Bugün bir iş adamı veya çalışan, öğle yemeğinde hamburger yerine kebabı tercih ediyorsa, birileri bundan dolayı tabii ki mutsuz olacaktır" şeklinde konuştu.
Bilindiği gibi, 1990'lı yıların ortalarında aynı tür haberler üzerine döner satışı yapan bir çok restoran ile take away dükkanı büyük sıkıntı çekmişti. O dönemde çoğunluğu Türkler olmak üzere az sayıda Yunan ve Lübnanlı dönerciler birlik oluşturarak soruna çare aramıştı. Birlikte alınan karar gereği müşteriler basın yoluyla tanıtılan ve güveni simgeleyen "D" logosuna haiz restoranlardan döner almaya teşvik edilmişti.
