HABER

Başbakan Yıldırım: (2)

Başbakan Binali Yıldırım, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani'nin tartışmalı referandum konusundaki ısrarına ilişkin, "Gaz verenler vardır. 'Bağırır çağırırlar, sonunda iş düzelir' diye gaza getirenler olduğunu düşünüyorum ama unutmasın ki sırtını sıvazlayanlar, gaz verenler, işler yolunda gitmezse hiç tanımazlar. Geleceği, çalacağı kapı burasıdır çünkü coğrafya böyle diyor." dedi.

Yıldırım, TRT, A Haber, CNN Türk, Haber Türk ve NTV ortak yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları cevapladı.

"Peşmergenin eğitimini Türkiye durduracak mı?" sorusuna Yıldırım, "Artık bu kadar bunlar yaşandıktan sonra Irak'ın kuzeyindeki Bölgesel Yönetime onların yaşaması için, bütün dünyadan gördükleri izolasyona rağmen oradaki insanların sıkıntılarının giderilmesi için gösterdiğimiz iyi niyet ve gayretin bundan sonra devam etmesi söz konusu değil. Bunun bilinmesi lazım. Neden? Bu işte inat edenler, aslında kendi halklarının geleceğini karartıyorlar, onlara zarar veriyorlar." yanıtını verdi.

"Kürtlerin bağımsız olmasına, daha iyi şartlarda yaşamasına Türkiye niye itiraz ediyor?" sorusunun sorulduğunu aktaran Yıldırım, "Böyle bir şey yok kardeşim. Zaten yıllardan beri sıkıntılarla gelmiş bir toplumun, Kürt'ün, Türkmen'in, Arap'ın, Ezidi'nin, Asuri'nin daha büyük belalara muhatap olmaması için dostça uyarılarımızı yaptık ama anlayana." ifadesini kullandı.

Irak'ın kuzeyine gidecek vatandaşlara seyahat uyarısının yapıldığını belirten Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın, Iraklı muhatabını kabul ederek, sahada neler yapılabileceğini konuştuğunu anımsattı. Yıldırım, Türkiye'nin Irak sınırında yaptığı tatbikata Irak'ın da katılma kararı aldığını bildirdi.

"Başika Kampı ile ilgili bir karar var mı?" sorusuna Yıldırım, "Hayır, Başika ile ilgili değil. Detayları burada söylememe gerek yok." yanıtını verdi.

Genelkurmay Başkanı Akar'ın Tahran'a gideceğini, sonrasında da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın buraya ziyarette bulunacağını hatırlatan Yıldırım, "İran, Türkiye, Irak iyi bir koordinasyon halinde bu krizin büyümeden çözülmesi yönünde bütün gayretimizi, iyi niyetimizi göstereceğiz." diye konuştu.

"Türkiye'nin Kerkük konusunda plan ve programının" sorulduğu Yıldırım, Irak'ın kuzeyindeki Bölgesel Kürt Yönetimi'nin, Kerkük'teki demografik yapıyı değiştirmek için Körfez Savaşı'ndan sonra adeta bir zulüm uyguladığını, oradaki insanları yerinden çıkardığını hatırlattı.

Yıldırım, şunları kaydetti:

"Kerkük gibi şu anda anayasa bakımından Bölgesel Yönetim'e ait olmayan yerlerin hem referanduma dahil edilmesi hem de bir oldu bittiye tabi tutulması ihtimaline karşı Irak Merkezi Hükümeti ile koordinasyon halinde bir çalışma içine gireceğiz. Bizim buradaki oldu bittiye kayıtsız kalmamız düşünülemez. Ama bunu Irak ile beraber yapmamız lazım. Nihayet Irak'ın toprağıdır, hükümranlık hakkı oradadır ama onlar bu konuda bizden destek talebinde bulunursa tabiatıyla biz bunu tereddütsüz yerine getiririz. Unutmayalım, 1957 nüfus sayımında Kerkük'teki Türkmen oranı yüzde 70'ti, şimdi bu oranın yüzde 30'lara kadar gerilediği söyleniyor, sağlıklı bir kayıt olmamasına rağmen."

- "Türkiye müdahale hakkını saklı tutuyor"

"Türkiye, Irak, İran üçlüsü etrafında, dünya karşısında, referanduma gitmesi durumunda neyle karşılaşacağını biliyor Barzani, böyle bir adımı atmakta neden ısrarlı?" sorusu üzerine Yıldırım, "Doğrusu biraz kendisinin oradaki konumuyla ilgili, kişisel nedenlerden olduğunu düşünüyorum. Gelecek yıllarda seçimi var ve bugüne kadar da zaten orada parlamentoyu toplayamıyor, bir otorite sıkıntıları var, dolayısıyla bir konsolidasyon yapma ihtiyacı duyduğunu düşünüyorum. Bir de gaz verenler vardır. 'Bağırır çağırırlar, sonunda iş düzelir' diye gaza getirenler olduğunu düşünüyorum ama unutmasın ki sırtını sıvazlayanlar, gaz verenler, işler yolunda gitmezse hiç tanımazlar. Geleceği, çalacağı kapı burasıdır çünkü coğrafya böyle diyor." dedi. Yıldırım, bütün bu konuları Birleşmiş Milletler, Amerika, Rusya, İngiltere, Fransa, uluslararası toplum ve NATO ile de koordinasyon halinde yürüteceklerini, Türkiye'nin buralara karşı da bir yükümlülüğünün olduğunu söyledi.

Başbakan Yıldırım'a, "Referanduma İsrail'in açıktan desteği var, ABD'nin de 'şimdi yapma' açıklamaları oldu. Bir Kürt devleti ya da terör koridoru oluşturulursa 1926-1946 anlaşmalarına baktığımızda Türkiye için kırmızı çizgi nerededir. Türkiye ne zaman Ankara Anlaşması'na dayanarak bir askeri seçeneği gündeme alır?" sorusu yöneltildi.

Türkiye'nin güney kara hudutlarında, Suriye ve Irak'ta statü değişikliğinin, yeni bir oluşumun kabul edilemeyeceğini, bunun ulusal güvenliğe tehdit olduğunu kaydeden Yıldırım, Türkiye'nin bununla ilgili her türlü müdahale hakkını ikili ve uluslararası anlaşmalara bağlı olarak saklı tuttuğunu söyledi.

- "İsrail'in kendi hesapları var" "Bizim için beyan esas. ABD Başkanı, Cumhurbaşkanımızla yaptığı toplantıda 'Bu referandumun yanlış olduğunu, erteleme değil, yapılmaması gerektiğini' kamuoyuna açıkladılar." diyen Yıldırım, ABD'de başka yetkililerin ise daha önceki beyanatlarında 'Bu ertelensin, zamanlaması doğru değil.' dediğini hatırlattı.Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim dediğimiz ne bugün ne sonra hiçbir şekilde böyle bir referandum bizim açımızdan meşru değildir, kabul edilemez, yapılmamalıdır. Tabii İsrail'in kendi hesapları var, iç sorunları var. Yani orada yapılan açıklamalar kuvvetli resmi bir açıklamaya dönüşmedi, bu yönde münferit açıklamalar olduğunu duyuyoruz. Bunda şaşılacak bir şey yok. Bölgede İsrail konumunu güçlendirmek, iç sorunlarından kurtulmak için konjonktürel açıklamaları yapıyor, bu da dikkatten kaçmıyor."

"Sınırdaki tatbikata Irak'tan da katılım olacak mı? İran'la da benzer bir iş birliği olacak mı?" sorusuna Yıldırım, "Irak'tan da askeri personel, subay, uzman düzeyinde katılım olacağı konusunda bir bilgi var. İran'la farklı bir iş birliğimiz var. İran'la olan, tatbikata katılma şeklinde değil, orada yaşanabilecek gelişmelere karşı hem PKK ile mücadele hem bölgede, Kerkük başta olmak üzere yaşanabilecek gelişmelere karşı iş birliği yapacağız. Bu konuda bir mutabakatımız var." karşılığını verdi.

- "Savaşa falan girdiğimiz yok" "Afrin'in güvenliğinin sağlanması için de Türk askerinin gidebilmesi söz konusu. Irak'ın kuzeyine de bir operasyon gündeme gelebilir. Türk Silahlı Kuvvetleri aynı anda iki cephede mücadele etmeye hazır mı?" sorusuna Yıldırım, şu yanıtı verdi: "Bunu topyekün savaş olarak düşünmeyin. Biz savaşa girmiyoruz. Biz, ülkemizin güvenliğini ilgilendiren konularda sınır ötesi tedbir alıyoruz. İşte Fırat Kalkanı'nda yaptığımız bu. Şimdi de Afrin'in güneyinde ve çepeçevre Afrin'in etrafında İran, Rusya, Türkiye bir çatışmasızlık alanı oluşturmak için birlikte adım atıyor. Bunları savaş diye nitelemek yanlış olur. Keza Irak tarafında da aldığımız tedbirler bu anlamsız sözde referandum kararından sonra oradaki terör unsurlarının daha da cesaretlenerek ülkemize yönelik faaliyetlerini artırmalarını önlemeye yönelik. Vatandaşlarımız rahat olsun savaşa falan girdiğimiz yok, böyle bir şey yok. Bir endişe havası oluşturmayalım. Bunlar noktasal operasyonlardır."

Başbakan Yıldırım, Türkiye'nin kara ve deniz hudutlarının her yerinde buna benzer operasyonları yapacak imkan ve kabiliyetinin olduğunu belirterek, "Devlet güçlü." dedi.

- "Bu bir tiyatro" Yıldırım'a, "Bir vatandaşımız bir Peşmerge ile karşı karşıya gelirse gerekeni yaparız" dediği hatırlatıldı. Bunun üzerine Yıldırım, "O tedbirdir. Diyelim ki benim bir tırım gidiyor, Peşmerge çevirdi, adamı indirdi, derdest yaptı, yükünü yağmaladı, bu nedir? Bu bizim vatandaşımıza karşı yapılmış bir harekettir, tabii ki bunun gereğini yapacağız. Kaldı ki bizim o bölgede 12-13 yerde konuşlanmamız var. Bizim zaten orada varlığımız var, yeni bir şey yapacak değiliz." karşılığını verdi. "Referandum sonuçlanmaya doğru gidiyor." denilmesi üzerine Yıldırım, "Sonuçlansa ne olur, sonuçlanmasa ne olur. Bu bir tiyatro. Yani kararı verilmiş, oradan farklı bir sonuç çıkacağını beklemiyoruz." ifadesini kullandı.

(Sürecek)

En Çok Aranan Haberler