TEKİRDAĞ (İHA) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin 80 yıllık huzuru ve kardeşliğinin sıkıntıya girmeye başladığını ifade ederek, "Türkiye'de anayasamızın değiştirilemez maddelerine yönelik bir talep, bir şikayet dile getirilmeye başlandı" dedi.
Baykal, partisinin Çorlu mitingine katıldı. Vatandaşların sevgi gösterileri arasında kürsüye gelen Deniz Baykal, konuşmasında hükümete yüklendi. Baykal, çiftçinin yaşadığı sıkıntılar olduğunu belirterek, "Her sene yaşanan sıkıntılar bu yıl da yaşanıyor. Geçen sene ilan edilen fiyatlar tutturulamadı. Buğday üreticisi son üç yılda her yıl gerileyen fiyatlarla karşı karşıya gelmiştir. Son üç yılda mazotun fiyatı, gübrenin fiyatı artmıştır. İktidarın çiftçiye bakışı, üreticiye bakışı belli. Bunlarda çiftçi için umut yok. Çiftçi, dünyanın her yerinde yaptığı işten kazanç sağlıyor ama bizim çiftçimiz sağlayamıyor. Trakya'nın en çalışkan çiftçileri iki yakasını bir araya getiremiyor" dedi.
Türkiye'nin toplam buğday üretiminin yüzde 15'inin Trakya'dan çıktığını ifade eden Deniz Baykal, ilan edilen fiyatların maliyeti karşılamadığını söyledi. Baykal, tarıma sahip çıkmayan hiç bir ülkenin kalkınmasının mümkün olmadığını belirterek, "Biz anlayışımızı iktidara geçirmek için buradayız. AK Parti iktidara geldiği zaman Türkiye'de mazotun litresi 1 milyon 200 bin liraydı, şimdi 2 milyon 250 bin lira oldu. Dünyada en pahalı mazot kullanan çiftçi Türkiye çiftçisidir. Bu iktidarın yüzünün tarıma döneceğini umut etmek mümkün değildir. Bu iktidar çiftçinin üstüne çarpı koydu. Şimdi çiftçimiz de bu iktidarın üzerine çarpıyı koymak zorundadır. Tarımın durumu, dünyanın her ülkesinde Türkiye'deki gibi değil, çiftçi bu duruma kader diye rıza göstermek zorunda değil. Dünyanın her yerinde çiftçi ciddi ölçüde destekleniyor, tarımdan para kazanıyor, tarımla uğraşan insanlar refah içinde yaşıyorlar. Türkiye'yi bugünlere çiftçi getirdi" diye konuştu.
"BU GİDİŞİN SONU YOK"
Baykal, AK Parti hükümetinin görevde bulunduğu süre içerisinde dış ve iç borcun 100 milyar doların üzerinde arttığını söyledi. Hükümete yönelik eleştirilerini sürdüren Deniz Baykal, "Çiftçimiz ve köylümüzle el ele Türkiye'yi ayağa kaldıracağız. Bunlar çiftçiyi bırakmışlar, borç yapıyorlar.
AK Parti'nin iktidarda olduğu 3.5 yılda Türkiye'nin dış ve iç borcu 100 milyar doların üzerinde arttı. Bunlar borç azaltmadılar, borç yüklediler. Dış ticaret açığı patladı. Dışarıdan dövizle tarım ürünleri alıyoruz. Döviz borçla, faizle geliyor. Bunu millet yüksek vergiyle ödüyor. Elde avuçta olanı satıp savarak ödüyor. Türkiye'nin telefon hizmet sektörü Lübnanlılara satıldı. Onun parasıyla biraz daha idare ediyoruz. Elde avuçta ne varsa satılıyor, bankalar satılıyor. Yunanistan, Türkiye'nin 2 bankasını satın aldı. Türkiye'deki fabrikalar Bulgaristan'a gidiyor, Ürdün'e gidiyor, Mısır'a gidiyor. Fabrikalar kapanıyor. Bu gidişin sonu yok. Satıyoruz, borçlanıyoruz, tarımı çökertiyoruz, işsizliği patlatıyoruz, işsizlik cumhuriyet tarihinin rekorunu kırıyor, bu iyi bir politika değil" açıklamasında bulundu.
Baykal, yolsuzlukların ortadan kalkmadığını savunarak, "Başbakan, 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' sözüyle ilgili olarak, 'Duvardan indireceğiz yaşama geçireceğiz' dedi. Sen onu bırak da IMF talimatıyla perişan ettiğin üreticileri düşün. IMF talimatıyla ekonomi politikası götürenlerin milli egemenlikten söz etmeye hakları yok" dedi.
Milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmaması durumunda yolsuzlukla mücadele edilemeyeceğini belirten Baykal, son günlerde yaşanan 'Ali Dibo' tartışmalarına değindi. Baykal, "Hatay'da bu Ali Dibo derken, Hatay'ın Ali Dibosu Türkiye'nin her yerinde var. Yukarıdakiler Abu Dabi, aşağıdakiler Ali Dibo. Bunların yolsuzlukla mücadele etmesine imkan yok. 'Dokunulmazlığı kaldıracağız' diyorlardı, milletvekili dokunulmazlığı olursa yolsuzlukla mücadele olur mu? Dürüst, namuslu bir insan, kendi hesabını vermekten korkmayan bir insan dokunulmazlık zırhının arkasına saklanır mı? Niye saklanıyorlar? Çünkü hesabı veremiyorlar. Yoksulluk ortadan kalkmadı. Türkiye her gün 1 milyon vatandaşımız yatağa aç giriyor. Türkiye'de geçim kapıları daraldı. Zengin daha zengin, fakir daha fakir olmaya başladı" diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE BÜTÜNLÜĞÜMÜZÜ AYAKTA TUTMALIYIZ"
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü.
"Huzurun ekonomik boyutu sarsıntıda. Bu memlekette herkes vatandaş olarak eşit, özgür ve cumhuriyetin sahibi konumunda, ulusal bütünlüğümüzün güvencesi konumunda var olmaya devam edecek. Burası Türkiye. Bu Türkiye'de Türk milleti yaşıyor. Kendi kimliğimizden utanırsak, ezilirsek, kendi kimliğimize sahip çıkamazsak, kendi kimliğimizden mahcubiyet duyarsak Türkiye'de bütünlüğümüzü ayakta tutamayız. Alt kimlik, üst kimlik dersek, Türk milleti dememek için 20 tane alt kimlik sayarsak olmaz. Bu, Türkiye'yi sıkıntıya sokar. Her gün astsubaylarımız, erlerimiz şehit ediliyor. Acı haberler geliyor. Karakollara saldırılar, huzursuzluk devam ediyor. Bunu etkisiz kılacak bir kararlı mücadeleyi başarıya ulaştırmak zorundayız. Hükümette terörle mücadele konusunda özlediğimiz kararlılığı göremiyoruz. 'Terörle mücadele yasası çıkaracağız' dediler, haftalar geçti yasa askıda. Terörle mücadele yasasını bir türlü çıkarmıyorlar. Bize getirdiler bir yasa, baktık. Yasada bir madde var, 6. madde 'Terör örgütünün kurucusu pişmanlık beyan ederse, cezası 4'te 3'e kadar indirilir' diyor"
Bu maddeyi anlayamadığını ifade eden Baykal, "Terör örgütünün kurucusu kim? Bunlar bir süre önce eve dönüş yasası diye bir yasa çıkarmışlardı. 'Terörü böyle yeneceğiz' demişlerdi. Bir af çıkarıyorlar, dağdakiler silahı bırakıp eve gelecekmiş. Muhalefet ettik ama çıkardılar. Ama ne oldu. Dağdan bir kişi eve gelmedi. Cezaevindeki PKK'lılar ve Hizbullahçılar dağa çıktı. Bu anlayışla terör mücadelesi olur mu? 'Terör örgütünün kurucusuna af var'. Bunu söyledik, kıyamet koptu. 'Çıkarın da görelim' dedik. Haftalardır tıkanıp kaldılar. Ne çıkarabiliyorlar, ne 'Deniz Baykal haklıymış, özür dileriz' deyip düzeltebiliyorlar. Uyutmaya çalışıyorlar. Bu anlayışla terör mücadelesi başarıya ulaştırılamaz" açıklamasında bulundu.
"TÜRKİYE'DE HERKES İNANCINI ÖZGÜRCE YAŞIYOR"
Deniz Baykal, iktidarla birlikte yeni yeni sıkıntılar ortaya çıkmaya başladığını savundu. Türkiye'de herkesin inancını özgürce yaşadığının altını çizen Baykal, "Türkiye'de 100 bine yakın cami var. Ezan okunuyor, namaz kılınıyor. Hepimiz Müslüman bir toplumda yaşamanın gururu içindeyiz. Hepimiz kutsal günlerimizi mutluluk içinde yaşıyoruz. Burası özgür bir ülke, en güzel Müslüman ülke burası. Bu ülkede sanki bir din problemi varmış gibi, bir huzursuzluk çıkarmanın, tartışma açmanın bu millete bir yararı olamaz. Birden bire bu tartışmalar ortaya çıktı. Son zamanlarda birden bire sanki din elden gidiyormuş gibi, dine yönelik bir büyük baskı ve sindirme varmış gibi birileri ortaya çıkmaya başladı.
23 Nisan'da Meclis Başkanı ve Başbakan konuşma yaptı. Anayasamız, Türkiye Cumhuriyeti'nin en temel dayanaklarından biri Türk halkının özgürce İslamiyeti yaşamasını ve devletimizin de laik bir devlet olmasını ön görmektedir. Bizim bir anayasamız var. Anayasa halkımızın inancına tam bir saygı ifade ediyor ama 'Eğitim, hukuk, devlet idaresi laik olacak. Dini siyasete alet etmek isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Dinin yeri cami git orada yap' diyor. 23 Nisan'da bir kırılma noktasıdır. Türkiye'de anayasamızın değiştirilemez maddelerine yönelik bir talep, bir şikayet dile getirilmeye başlandı. Türkiye'nin 80 yıllık huzuru, kardeşliği sıkıntıya girmeye başladı. İstanbul'da bir belediye çıktı kitapç bık dağıttı. Kitapçıkta 'Kadınların başı açık dolaşması günahtır' yazıyor. Bunu söyleyen belediye. Normal bir vatandaş böyle düşünse ona acırsın, ona anlatmaya çalışırsın ama bu belediye. Devletin uzantısı, yerel yönetim. Türkiye'de milyonlarca kadınımız başı açık dolaşıyor. Onlar günah mı işliyor? Bunu söylemek sana mı düştü? Senin genel başkanına mı düştü?" dedi.