KADIN

Çocuklardaki Bu Soruna Dikkat!

Çocuklardaki “Kaka kaçırma” sorunu ebeveynler için kabus gibi bir sorundur.

Çocuklardaki  Bu Soruna Dikkat!

“Kaka kaçırma” isminden de anlaşılacağı üzere bu sorunu yaşayan çocuk ve ebeveyni için kabus gibi bir sorundur. Genelde bize başvuru yapan anneler yada babalar “ Oğlum bilerek yapmıyor.” Ya da “ Saatlerce o şekilde dolaşıyor, çok pis koktuğu halde yinede fark etmiyor.” Ve “ Kızdım, dövdüm olmadı. Ne yapacağımı şaşırdım?” cümleleri ile başlayan hikayeleri gözyaşlarıyla sonlanır. Elbetteki bir anne olarak bende onlarla empati kurmakta “Acaba benim çocuğumda da aynı şey olsa ne yapardım?” mı sorgulamaktayım. Ama benim ilk aklıma gelen şu olurdu. “Çocuğum bunu gerçekten isteyerek mi yapıyor?”, “Evet.” demek bana zor geliyor. Çünkü çocuk içinde zor olan bu durumu niye kabullensin ki? Hoş olmayan bu sorunla neden yaşasın ki? Bence önce nedenleri araştırmak gerekir.

Yapılan araştırmalar bu sorunu iki nedene bağlıyor. Ya fizyolojik ya psikolojik. İyi ama bunu nasıl ayırt edeceğim dediğinizi duyar gibiyim.

Eğer çocuğunuzda bu sorun var ise fizyolojik kaynaklı olabilir. Eğer;

.Çocuğunuz yoğun bir kabızlık geçirmiş ve dışkı yapmaya karşı bir korku geliştirmişse,
.Kabızlık esnasında anüs kasları zarar görmüş ve her seferinde bu acıyı yaşamak istemiyorsa,
.Doğuştan getirdiği bir bağırsak anomalisi var ise,
.ADDH yani dikkat dağınıklığı tanılıysa,
.Epilepsi, beyin yapısı ile ilgili problemler yani nörolojik sorunlar mevcutsa,

Sorun fizyolojik olabilir. Yani çocuğunuz bu sorunu istemeden, tamamen refleksif şekilde yapıyor olabilir. Elbetteki bunu anlayabilmeniz için mutlaka uzman doktordan görüş almalı ve gerekli tetkikleri yaptırmalısınız. Uzmanların genelde uyguladığı üç yöntem vardır. Birinci yöntem “ilaç tedavisi”. Çocuğun duyduğu acıyı azaltmak için lavman kullanılır. Haliyle de çocuk acı duymadığı için yaşanan sorun sıklığında ciddi azalma olur. İkinci bir yöntemde “Biofeedback” tedavi şeklidir. Sadece bu tedavi şekli daha çok çocuğun kas ve sinirleriyle ilgili yaşanan sorunlarda etkili olabilmektedir. En son çare bazen “Cerrahi yöntem”. Yani ameliyat olabilmektedir. Bu konuda da doktorunuzun yönlendirmelerini can kulağıyla dinlemenizi tavsiye ederim.

Yukarıda anlattığım noktalar tamamen fizyolojik problemler olması durumundadır. Ya çocuğunuzda tüm yaptırdığınız tetkiklere rağmen sorun çıkmadıysa neden olabilir. O zaman sorun psikolojik kaynaklı olabilir. Eğer,

. Siz ve eşiniz çok kaygılı ve evhamlı tiplerseniz,
. Özellikle anne ve çocuk arasındaki ilişki gerçek anlamda bir çatışma biçimindeyse,
. Babanın evle ve ailesiyle olan iletişimi zayıfsa,
. Çocuk sürekli eleştiriliyorsa,
. Tuvalet eğitimi aşırı cezalarla ve zorlamalarla geçtiyse,
. Korkak bir çocuksa,
. Bebekliğinde yada çocukluğunda çok ciddi bir travma geçirdi ise ( ölüm, ayrılık, taciz gibi.. )
. Çocuğunuz inatçı ve duygularını sözel olarak anlatamıyorsa,

Sorun psikolojik olabilir. Psikolojik sorun olduğu kanısına varılan durumlarda davranış eğitimi ve aile terapisi beraberinde yapılan uygulama sonuçlarında olumlu geri bildirimler alınabilmektedir.

Peki aileler ne yapmalı;

. Her şeyden önce bunu bir ölüm kalım savaşına çevirmeyin. Çocuğunuza sürekli bu durumu hatırlatarak aile içi ilişkilerinizi gerginleştirmeyin. Hatta aşırı cezalandırmalardan kaçının. Bir vakamda anne çocuğun bu durumdan vaz geçmesi için çocuğun arkadaşları karşısında tüm çamaşırlarını bu sorununu söyleyerek küçük düşürmek istemiş böylece de çocuğunun bu alışkanlığından vaz geçeceğini düşünmüştü. Oysa bu durum çocukta daha da travmatik etki yapmış ve sorunu daha da kalıcı hale getirmiştir.
. Anne ve çocuk arasındaki ilişkinin mutlaka yumuşaması ve gerginliğin azaltılması sağlanmalıdır. Çocuğun anneyle kurduğu ilişki dünyaya karşı güvenini belirler. Haliyle anne çocuk ilişkisinin kötü olması çocuğun dış dünyaya hatta kendine karşı aşırı güvensiz olmasına neden olur.
. Anne kadar baba da önemli. Babanın depresif yaklaşımları, kendi iç dünyasına dönük olması ve ailesiyle geçirdiği sayının az olması da bir etkendir. Bu nedenle aile içi etkileşimlerin fazla olduğu faaliyetlerin arttırılması gereklidir.
. Takvim yöntemi kullanılmalıdır. Yani çocuğun bağırsak hareketlerini kontrol etme becerisi geliştirilmelidir. Her gün belirli saatlerde yapılan tuvalet seansları zaman içerisinde çocukta bağırsak hareketlerini kontrol etme becerisinin gelişmesini sağlayacaktır.
. Beslenmesi konusunda biraz daha dikkatli olmanız gerekebilir. Özellikle bol lifli gıdalar alması diyetisyenler tarafından da en çok önerilen konudur. Bu konuda bir diyetisyen de görüş almanızda da fayda var.

Çocuğunuzun yaşı ilerlemeden bir şekilde bu soruna çözüm bulmaya çalışın. 14-15 yaşlarında halen bu sorunla uğraşan vakalarımın olması sorunun yaşla beraber biteceği kanısının silinmesi için bir örnek oluşturabilir. Bu nedenle tıbbi destek ve psikolojik destek beraberinde yürütülecek bir ekip çalışmasını mutlaka denemenizi tavsiye ederim.

Sevgilerimle,

Pozitif Gelişim Özel Eğitim Ve Aile Danışmanlık Merkezi
Çocuk Gelişim Uzmanı
Şenay Yılmaz

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler