HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

DHA YURT BÜLTENİ-11

Şehit Uzman Çavuş Seçgin, Tokat'ta son yolculuğuna uğurlandı Hatay'ın belen ilçesinde askeri aracın devrilmesi sonucu şehit olan 2 askerden Jandarma Uzman Çavuş Kadir Seçgin (41), memleketi Tokat'ın Turhal ilçesine bağlı Şenyurt beldesinde, yaklaşık 5 bin kişinin katıldığı cenaze töreniyle toprağa verildi.

Şehit Uzman Çavuş Seçgin, Tokat'ta son yolculuğuna uğurlandı

Hatay'ın belen ilçesinde askeri aracın devrilmesi sonucu şehit olan 2 askerden Jandarma Uzman Çavuş Kadir Seçgin (41), memleketi Tokat'ın Turhal ilçesine bağlı Şenyurt beldesinde, yaklaşık 5 bin kişinin katıldığı cenaze töreniyle toprağa verildi.

Belen ilçesindeki Amanos Dağları'nın yüksek kesimlerindeki Çerçikaya mevkisinde, operasyona giden jandarma ekibini taşıyan askeri aracın devrilmesi sonucu şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Kadir Seçgin'in cenazesi, dün akşam kente getirilerek Turhal Devlet Hastanesi morguna konuldu. Ali ve Havva Seçgin çiftinin 3 çocuğundan ortancası olan şehit Kadir Seçgin'in cenazesi, sabah saatlerinde hastane morgundan alınarak helallik için Şenyurt beldesi Karaevli Mahallesi'nde bulunan baba ocağına getirildi.

'BEN ONA BİR SENEDİR HASRETTİM'
Bu sırada gözyaşı döken annesi Havva Seçgin, "Yavrum sen beni mahçup etmedin. Ben de seni etmeyeceğim yavrum. Kurban olurum senin yattığın yerlere. Bu gece bana misafir vermediler. Ben ona bir senedir hasrettim. Yavrum dik duracağım, düşmanı sevindirmeyeceğim. Sen toprağına, vatanına hainlik yapmadın. Ben de sana yapmayacağım yavrum. 'Ana ben görevimden razıyım' diyordun. Yavruma izin vermediler, sağlığında göremedim. Bir senedir göremedim. Ben onun bayrağını yere eğmeyeceğim. Ben bugün onu vatana kurban veriyorum" diyerek göz yaşı döktü.

Helallik alındıktan sonra şehit Uygun'un cenazesi, törenin yapılacağı, Şenyurt Belediyesi önüne getirildi. Burada şehidin annesi Havva Seçgin ve eşi Sema Seçgin, Türk bayrağına sarılı tabutuna kapanarak ağladı. Eşi Sema Seçgin bu sırada "Beni merak etme, ben iyiyim" diyerek göz yaşı döktü. Törene Vali Ozan Balcı, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mahmut Özer, AK Parti Tokat Milletvekili Mustafa Arslan, CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, MHP Tokat Milletvekili Yücel Bulut, Giresun Jandarma Bölge Komutanı Tuğgenaral Hasan Koçyiğit, İl Jandarma Komutanı Albay Murat Kınay, İl Emniyet Müdürü Göksel Topaloğlu, Turhal Belediye Başkanı Yılmaz Bekler ile şehidin ailesi ve yaklaşık 5 bin kişi katıldı.
Tokat Müftüsü Ömer Faruk Bilgili'nin kıldırdığı namazın ardından şehit Jandarma Uzman Çavuş Kadir Seçgin'in cenazesi, beldedeki
Karaevli Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Görüntü Dökümü
------------
-Cenazenin evine getirilişi
-Annesinin sözleri
-Tören alanından görüntüler
-Tabuta sarılan eşi ve annesinin görüntüleri
-Cenaze namazının kılınması
-Cenazenin uğurlanışı

Haber-Kamera: Fatih YILMAZ- Halil İbrahim YEL/TOKAT, (DHA)

====================================
Gaziantep'te silahlı kavga: 4 yaralı

Gaziantep'te, iki grup arasında, oto galeride borç- alacak yüzünden çıkan silahlı kavgada, 3 kişi yaralandı. Polis, olaya karışan ve kaçmaya çalışan 1 kişiyi ayağından vurup, etkisiz hale getirdi. Hastaneye kaldırılan 4 yaralı, tedaviye alındı.

Olay, öğle saatlerinde, Savcılı Mahallesi'ndeki oto galeride meydana geldi. Borç- alacak meselesini konuşmak için buluşan iki grup arasında, tartışma çıktı. Tartışma, kısa sürede büyüyüp, tabancaların da kullandığı kavgaya dönüştü. Bu sırada kim tarafından ateşlendiği bilenmeyen tabancadan çıkan mermiler, 3 kişiye isabet etti. Olay sonrası elindeki tabancayla kaçmaya çalışan Mehmet Reşat Y., polis ekiplerince ayağından vurularak, etkisiz hale getirildi. Mehmet Reşat Y. ve kavgada yaralanan 3 kişi, sağlık görevlilerince ambulanslarla hastaneye kaldırıldı. Mehmet Reşat Y.'nin, tedavi sonrası emniyete götürüleceği belirtildi. Polis, olayla ilgili soruşturma başlattı.

Görüntü Dökümü
-----------------
- Olay yeri
- Polis ekipleri
- Yerdeki tabanca ve mermiler
- Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mustafa KANLI -GAZİANTEP-DHA

=====================================

Otomobil ile motosiklet çarpıştı: 1 yaralı

Adıyaman'da otomobil ile çarpışan motosikletin sürücüsü yaralandı.
Kaza, öğle saatlerinde Siteler Mahallesi'nde meydana geldi. Gazi Birisik yöntemindeki 44 BH 554 otomobil ile Ramazan Ergül'ün kullandığı 02 HF 710 plakalı motosiklet çarpıştı.Çarpmanın etkisi ile yola savrulan motosiklet sürücü Ramazan Ergül yaralandı. Kazayı görenlerin ihbarı üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, yaralı sürücüyü Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürdü. Hastanede tedavi altına alınan Ergül'ün sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.
Kaza ile ilgili soruşturma sürüyor.

Görüntü Dökümü
------------
- Olay yeri
- Yaralının yerdeki görüntüsü
- Vatandaşların yaralıya yardımı
- Ambulansın gelişi
- Sağlık ekiplerinin müdahalesi
- Yaralının sedye konulması
- Yaralının ambulansa taşınması
- Genel ve detay görüntü

Haber-Kamera: Mahir ALAN-ADIYAMAN-DHA

============================
Kaza kurbanı Ayşe, can ve ışık olacak

Antalya'nın Serik ilçesinde, 8 gün önce gerçekleşen trafik kazasında ağır yaralanan ve 7 gündür tedavi gördüğü hastanede beyin ölümü gerçekleşen Ayşe Kurnaz'ın bağışlanan organları özel bir ekip tarafından nakil bekleyen hastalara nakledilmek üzere alındı. Ayşe Kurnaz'ın kalbi İstanbul'a, akciğerleri ise Ankara'ya gönderildi. Organlar ambulans helikopterlerle gönderildi. Ayşe Kurnaz'ın böbrekleri, korneaları ve karaciğeri ise Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Hastanesi'nde organ bekleyen hastalara nakledilecek. AÜ Organ Nakli Koordinatörü Nilgün Bilal, karaciğerin ikiye bölünerek iki hastaya nakledileceğini kaydetti.

BAŞKA CANLARI DÜŞÜNDÜ
Organların uzman ekiplerce sevkinin sağlandığını kaydeden Bilal, "Ayşe Kurnaz geçen hafta kardeşi Okay'la motosiklet kazasında yaralandı. Hastamızın dün beyin ölümü gerçekleşti. Ailesiyle organ bağışı konusunda görüştük. Amcası Mithat Kurnaz, olumlu baktı. Çok dramatik bir olay gelmişti başlarına. İki kardeş aynı motosikletle kaza yapmıştı. Küçük kardeş Okay olay yerinde, abla ise maalesef hastanemizde vefat etti. Bundan 40 gün kadar önce de babaları beyin kanaması nedeniyle yaşamını yitirmiş. Buna rağmen amca Mithat Kurnaz organ bağışına olumlu baktı. Bundan sonra Serik ilçesinde oturan anneye ulaştık. Anne Emine Kurnaz'ın hastaneye gelecek durumu yoktu. Evine gittik ve kendisiyle görüştük. Acısına rağmen başkalarını düşündü. Çocuklarını kaybetmiş, eşini kaybetmiş bir anne başka gençleri başka canları düşünerek organ bağışını kabul etti. Kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır" dedi.

İNSANLIK İÇİN GELİNECEK SON NOKTA
Organ bağışının ne kadar yüce bir şey olduğunu, bırakılacak en büyük miras olduğunu sürekli anlattıklarını kaydeden Bilal, "Ama bu annenin bu durumda bağışı yapabilmesi insanlık için gelinebilecek en son nokta. Büyük bir acı yaşıyor. Buna rağmen başka canları düşündü" dedi.

BABA KURNAZ DA 44 GÜN ÖNCE ÖLMÜŞ
Ayşe Kurnaz'ın amcası Mithat Kurnaz ise 50 gün içinde 3 büyük kayıp yaşadıklarını söyledi. Ağabeyi Faik Kurnaz'ın 44 gün önce evinde beyin kanaması geçirdiğini ve yaşamını yitirdiğini belirtti. Ağabeyinin çocukları Okay ve Ayşe'nin 27 Eylül günü saat 19.00 sıralarında kaza geçirdiğini belirten Kurnaz, "Lise 2'nci sınıf öğrencisi olan Okay aynı gün yaşamını yitirdi. Bir otelde çalışan Ayşe ise Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edildi. Bir hafta yoğun bakımda kaldı. Ancak dün saat 17.00 sıralarında beyin ölümü gerçekleşti" dedi.

'KIZMA AĞLAMAYACAĞIM 7 KİŞİYE CAN OLACAK'
Anne Emine Kurnaz ise "Kızımı kaybettim. Bir çocuğumu kaybettim ama ben 7 tane evlat kazandım. Çok ihtiyaçları varmış. Bununla teselli buluyorum ben. Ben de daha önce organlarımı bağışlamıştım. Çocuklarıma da söylemiştim. Akciğerim kullanılacak durumda değil ancak diğer organlarımı verebilirim diye çocuklarıma hep söyledim. Ama nasip kızıma imiş. Böyle teselli buldum. Oğlum ve eşimin arkasından çok ağladım. Ama kızımın arkasından ağlamayacağım. Benim kızım 7 kişiye can verdi. Hep bunlarla teselli oluyorum" dedi.

ALKOL İÇENE VERMEYİN
Emine Kurnaz, kızının organlarının içki içen, organlarının kıymetini bilmeyenlere vermemesini istediğini söyledi. Emine Kurnaz, şöyle konuştu:
"Benim hayatının baharında ölen çocuğumun organlarının kıymetini bilmezlere vermesinler. İkinci şartım da ben organ verilen kişileri tanımak istiyorum. İsterlerse beni yanlarına götürsünler isterlerse onları bize getirsinler. Onları görmek istiyorum, onlar benim evladım. İster benden büyük olsunlar ister küçük olsunlar hepsi benim evladım. Kızım benim canım ciğerimdi. Trafik kazası nedeniyle yoğun bakımda yatan çok insan gördüm. Onlar da böyle durumlarda organları bağışlasınlar. Dün akşam imamlara sordum. Onlar da 'Bağışla abla, çok hayır işlersin' dedi. Ben onların dediğine göre davrandım. Hayır olmaz deselerdi belki bağışlamazdım ama onlar bana teselli verdi. Bir hafta arayla iki çocuğumu da kaybettim. Kızımın organlarını bağışlamak geldi içimden. Ama oğlumun ki olmadı. Hastaneye gelmeden öldüğü için onu yapamadım" diye konuştu.
Ayşe Kurnaz'ın cenazesi, işlemlerin ardından yarın toprağa verilecek.

Görüntü Dökümü
------------
-Helikopter inişi
- Organların helikoptere taşınması
- Röp. Organ Koordinatörü Nilgün Bilal
- Röp: Amca Mithat Kurnaz
- Röp: Anne Emine Kurnaz

Haber- Kamera: Erol AKKIR/ANTALYA-DHA

==============================

Aranan zanlı, yatakta saklanırken yakalandı

Kayseri'de, 'yaralama ve mazot hırsızlığı' suçlarından hakkında 10 yıl 7 ay kesinleşmiş hapis cezası olan Osman Y. (37), evde annesinin uyuduğu yatakta saklanırken yakalandı. Osman Y.'nin 40 gün önce de aranırken, evinin tuvaletindeki küçük havalandırma penceresine sıkışmış halde yakalandığı ve cezaevine konulduktan sonra firar ettiği ortaya çıktı.

Kayseri Asayiş Şube Müdürlüğü Aranan Şahıslar Büro Amirliği ekipleri, kentte çeşitli suçlardan yakalama ve kesinleşmiş hapis cezası bulunan 41 kişinin yakalanmasına yönelik sabah saatlerinde şafak operasyonu gerçekleştirildi. Operasyonda, 40 gün önce düzenlenen operasyonda, evinin tuvaletindeki küçük havalandırma penceresine sıkışmış halde yakalanan ve bir süre önce cezaevinden firar ettiği belirlenen Osman Y.'nin Osmanlı Mahallesinde bulunan adresine baskın düzenlendi. Baskında polisten saklanmak için annesinin uyuduğu yatağa saklanan Osman Y. gözaltına alındı. Osman Y.'nin yakalanmamak için kadın kıyafetiyle evine girip, çıktığı öğrenildi. Hakkında, 'yaralama ve mazot hırsızlığı' suçundan kesinleşmiş 10 yıl 7 ay hapis cezası bulunan Osman Y., sevk edildiği adliyede, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Öte yandan, şafak operasyonunda toplam 40 kişinin yakalandığı öğrenildi.

Görüntü Dökümü
------------
-Operasyonla yakalanan şahısların cezaevine götürülmesi
-Kadın kılığı ile eve girip çıkan Osman Melik Y.'nin cezaevine gönderilmesi
-Emniyet'ten detaylar
-Diğer detaylar

Haber-Kamera: Muhammed KISIR/KAYSERİ-DHA

============================

7 yıldır aranan firari, sokağa çıkınca yakalandı

Antalya'da, 24 suç kaydı bulunan ve 32 yıl 10 ay kesinleşmiş hapis cezasıyla 7 yıldır aranan Süleyman Ersoy (50), sokağa çıkınca yakalandı. Ersoy'un, ifadesinde, yakalanma korkusu yüzünden 5 yıldır nadiren evden çıktığını söylediği belirtildi.

Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, dün akşam saatlerinde Kepez ilçesinde şüphelendikleri kişiye kimlik kontrolü yaptı. Ekipler, şüphelinin verdiği kimliğin başkasına ait olduğunu belirledi. GBT sorgusu yapan ekipler, şüphelinin 32 yıl 10 ay kesinleşmiş hepis cezası bulunan Süleyma Ersoy olduğunu belirledi. Süleyman Ersoy'un, resmi belgede sahtecilikten 7 dosyadan, 2863 sayılı kanuna muhalefete ilişkin 6 dosyadan, 1 dolandırıcılık, 1 konut dokunulmazlığını ihlal, 4 hırsızlık, 1 mala zarar verme, 1 iftira, 1 şantaj, 1 nitelikli konut dokunulmazlığını ihlal, 1 gece vakti birden fazla kişi ile yağma suçlarından 24 suç kaydı olduğu ortaya çıktı.

Süleyman Ersoy'un ifadesinde, yakalanma korkusu yüzünden 5 yıldır kendisini eve kapattığı ve nadiren dışarı çıktığını söylediği kaydedildi. Süleyman Ersoy, ifadesinin ardından adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü
------------
-Şüphelinin asayiş şube müdürlüğünden çıkması
-Ekip arabalarına yürümeleri
-Arabaya binmeleri, aracın hareket etmesi
-Asayiş dış plan

Haber- Kamera: Bülent TATOĞULLARI/ANTALYA,(DHA)

===========================

Dünya Şampiyonu Beytullah Eroğlu: Biz üçüncü tür insan değiliz

Türkiye'nin ilk Paralimpik Avrupa Yüzme Şampiyonu Sümeyye Boyacı ve Dünya Şampiyonu Beytullah Eroğlu, Süleyman Demirel Üniversitesi'ne (SDÜ) konuk oldu. Başarı hikayesini anlatan Beytullah Eroğlu, "Ailem beni 'Allah tarafından verilmiş bir hediye' olarak gördü ve bu şekilde hayata hazırladı. Allah, canlıları iki tür olarak yarattı. Ancak insanoğlu, bizlere niçin üçüncü bir türmüşüz gibi davranıyor? Biz üçüncü tür insan değiliz. Biz insanız" dedi.

'Engelimi Değil, Yeteneğimi Gör; Bir Kulvar da Bana Ayır Projesi' kapsamında Avrupa Paralimpik Yüzme Şampiyonu Sümeyye Boyacı ve Dünya Paralimpik Yüzme Şampiyonu Beytullah Eroğlu, SDÜ'ye konuk oldu. Kolları olmadan dünyaya gelen Sümeyye Boyacı, Avrupa Şampiyonluğuna uzanan yaşam hikâyesini anlattı. Engellilere empatiyle yaklaşılması gerektiğini belirten Boyacı, "Bize sempatik tavırlar ile yakınlaşmaya çalışılmasın. Bu yaklaşım çok incitici ve rahatsız edici. Empati kurarak yaklaşsınlar. Kent yaşamından günlük hayatın gereksinimlerine kadar her alanda gerekli ve sağlıklı koşulların sağlanmasına destek verin. O zaman kendimiz yapabiliriz. O zaman mutlu oluruz" diye konuştu.

'EN BÜYÜK HEDEFİM TOKYO OLİMPİYATLARI'
Kollarının olmamasının kendisi açısından bir önem taşımadığını anlatan Boyacı, "3 yaşında ayak parmaklarımla güle dokunarak dokunma duygusunu kazandım. 4 yaşında resim çizme yeteneğimi keşfettim. 5 yaşında Rus Halk Masalları kitabının kapağını çizdim. Ebru sanatı ile uğraşıyorum. Ulusal ve uluslararası kişisel sergiler açtım. Aynı zamanda yüzme sporuna başladım. 4 yıl özel ders aldım. 2017'de 0.23 salise ile kürsüye çıkma fırsatını kaçırdım. Çok ağladım. Ama sağlıklı düşününce önümde uzun yıllar olduğuna ve çok çalışmam gerektiği kararına vardım. Hırslandım. Çok çalıştım. 2018 yılında Avrupa Şampiyonu oldum. Cumhuriyet tarihinde Avrupa Şampiyonu olan ilk Türk kadın sporcu unvanı kazandım. Şimdi en büyük hedefim Eylül 2020 Tokyo Olimpiyatları'nda İstiklâl Marşı'nı okutmak, Türk bayrağını göndere çektirmek" dedi.

'İNSANOĞLU NEDEN ÜÇÜNCÜ TÜRMÜŞÜZ GİBİ DAVRANIYOR'
Paralimpik Yüzme Dünya Şampiyonu Beytullah Eroğlu ise kendi hikayesini anlatırken önemli mesajlar verdi. İki kolu olmadan dünyaya geldiğini belirten Eroğlu, "Ailem beni 'Allah tarafından verilmiş bir hediye' olarak gördü ve bu şekilde hayata hazırladı. Allah, canlıları iki tür olarak yarattı. İnsanoğlu bizler için niçin üçüncü bir türmüşüz gibi davranıyor? Biz üçüncü tür insan değiliz. Biz insanız. Sizlerin, bizim için 'bizden biri' demeniz gerekiyor. Bunun denilmediğini düşünüyorum. Zira Türkiye'de çok önemli bir nüfus var. Ama hayatın içine çıkmıyor. Neden? Bu bakış açısı yüzünden" diye konuştu.

'15 TEMMUZ'U DÜŞÜNEREK ÇOK ÇALIŞTIM'
Spora başladığında 7 yıl can simidiyle yüzdüğünü belirten Eroğlu, yüzme hikayesini şöyle anlattı: “İlk kez milli formayı 2010 yılında giydim. İlk an kaybettim. Kendimi sorgulamaya başladım. 'Çok çalışacağım ve bir daha kaybetmeyeceğim' dedim kendi kendime. 2011'de Avrupa Şampiyonu oldum. Karakterimdir; beni ne kadar zorlarsan o kadar isterim. 15 Temmuz bize gösterdi ki millet olarak kenetlenmemiz gerekiyor. Birbirimizin kuyusunu kazmak yerine destek olmamız gerekiyor. Bütün olursak hiçbir zaman yenilmeyiz. Bunları düşünerek çalıştım ve 2017 yılında da Dünya Şampiyonu oldum. O arenada göğsünde ay yıldızı taşımak, yürümek onur ve şereftir. Ve çok büyük bir sorumluluktur. Artık şu andan itibaren hedefim 2020 Olimpiyatlarında şampiyonluk."

'AİLE İNANIRSA ÇOCUK BAŞARIR'
Beytullah Eroğlu, yaptıkları sporun çok zor olduğuna dikkati çekti. Hep çalıştığını, günde 7 saat antrenman yaptığını anlatan Eroğlu, "Bunun bir karşılığı var. Biliyorum. Spor bakidir. Hayatta kalırsın. Her yorulduğumda şunu düşünüyorum; rakiplerin çalışıyor. Onun için hemen motive oluyorum. Ben ana kuzusuyum. Aile zoruyla okula başlamıştım. Aile zoru ile spora başladım. Babam marangozdu. Dükkânı kapattı. Benimle olimpiyatlara geldi. Söylemek istediğim şu; aile inanırsa çocuklar başarır" dedi.
Söyleşiden sonra proje koordinatörü Doç. Dr. Aygen Oksay, Sümeyye Boyacı ve Beytullah Eroğlu adına SDÜ Hatıra Ormanı'na dikilen fidanların belgesini verdi.

Görüntü Dökümü
------------
- Sümeyye Boyacı ve Beytullah Eroğlu konuşmaları
- Detaylar

Haber: Ali ÇEVİKBAŞ- Kamera: ISPARTA-DHA

======================================

Safran hasadı başladı

Karabük'ün Safranbolu ilçesinde yetiştirilen, gıda, tıp ve giyim sektörlerinde kullanılan, kilosu 30 bin TL'den satılan safranın hasadına başlandı.
Safranbolu'da, bu yıl 20 üretici, tarlalarında safran ekimi yaptı. 35 dönüm alanda 20 kilogram safran hedefleniyor. Ağustos ve eylül aylarında ekimi yapılan bitkinin hasadına başlandı. Ağırlığının 100 bin katı suyu sarıya boyayabilen safran, farklı özellikleriyle gıda, tıp ve giyim sektörlerinde kullanılabiliyor. Yukarı Çiftlik köyünde, 10 yıldır safran yetiştiriciliği yapan ve geçen Ağustos ayında, 20 dönüm tarlasına ekimini yaptığı safranı toplamaya başlayan İsmail Yılmaz, safran üretimi işçiliğinin çok zor olduğunu belirterek, "İlkbahar döneminde sürekli ot ayıklıyoruz. İnek gübresiyle yetişen bir ürün. İşçiler sürekli ot ayıklıyorlar. Soğan dikimi zor. Soğan dikiminden sonra çiçek toplama 2 ay devam ediyor. Ekim ayının ilk haftasıyla Kasım ayının sonuna kadar çiçeklenme olur. Bundan sonraki günlerde tarla tamamen moraracak. Her gün topluyoruz. Çiçeklerin içindeki kırmızı lifleri ayıklıyoruz. Kurutuyoruz. Mor yaprakları da ayrı olarak kurutuyoruz. Mor yapraklar reçel yapımında kullanılıyor" dedi.
"YAĞMUR YAĞDIKÇA ÜRÜN ARTAR"
Bu yıl 10 kilogram civarında ürün elde etmeyi planladığını ifade eden Yılmaz, "Her dönümden yaklaşık olarak 500 gram ürün alıyoruz. Kasım sonu gibi alacağımız ürün tam olarak belli olur. Eylül ayında safranın iyi bir yağmur alması gerekiyordu. Bu sene Eylül ayı biraz kurak geçti. Ama bu haftadan itibaren yağış görünüyor. Yağmur yağdıkça ürün artar" diye konuştu.
UZAKDOĞU ÜLKELERİ TERCİH EDİYOR
Safranı özellikle Uzak Doğu ülke vatandaşlarının satın aldığına dikkat çeken Yılmaz, şöyle devam etti:
"Bu hafta Endonezyalı bir müşterimize 1 kilogram göndereceğiz inşallah. İçme amaçlı olarak kullanıyorlar. Çünkü onlar bize geldiklerinde safran çayı istiyorlar. Ama safranın kozmetik alandaki yeri onlarda daha büyük. Kilogramını 30 bin TL'de satıyoruz. Hasadı gören, işçiliği gören fiyatın ucuz olduğunu söylüyor. Hakikaten meşakkatli ve işçilik maliyeti çok yüksek olan bir ürün. Bir de diğer ülkelerde yetişen safran ile bizim safranın kalitesine baktıktan sonra fiyatın uygun olduğunu söylüyorlar."

Görüntü Dökümü
------------
-Safran hasadı yapılırken
-İsmail Yılmaz'ın açıklaması

Haber-Kamera: Bülent DİKTEPE/SAFRANBOLU(Karabük),(DHA)

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler