KADIN

Osteoporoz Sarışınları Vuruyor

Sağlığınız tehlikede mi?

Osteoporoz Sarışınları Vuruyor

Yaş ilerledikçe özellikle kadınlarda kemik erimesinin artmasına paralel olarak kalça kırığı oluşma sıklığında ciddi artışlar görülüyor. Yapılan araştırmalar, yaşam boyu osteoporoza bağlı kırık görülme oranının erkeklerde yüzde 15-20, kadınlarda yüzde 40-50 olduğunu gösteriyor.

Kalça kırıkları sadece yaşa bağlı olarak değil, geçirilen travmalar, düşmeler sonucu da oluşup hayatı tehdit eden boyutlara varabiliyor. Sarışın, ince ve solgun derili olanların osteoporoz riski altında olduğunu söyleyen Liv Hospital Kalça Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Aykın Şimşek "Cerrahi tedavi bilgi, deneyim ve donanım gerektirir.

Deneyimli bir ekip tarafından yapılacak olan eksiksiz planlanmış, doğru implant seçilmiş bir ameliyat, hastanın sağ kalım süresini ve yaşam kalitesini olumlu etkiler" diyor.

Osteoporoz nedir?
Halk arasında kemik erimesi olarak bilinen osteoporoz; kemik kütlesindeki azalma ve kemik mikro mimarisindeki bozulma sonucu ortaya çıkan kemik kırılganlığındaki artıştır. Kırık ortaya çıkıncaya kadar osteoporoz sessiz seyreder. Yapılan araştırmalarda, yaşam boyu osteoporoza bağlı kırık görülme oranı erkeklerde yüzde 15-20, kadınlarda yüzde 40-50'dir.

Osteoporoz görülme sıklığı 50 yaş ve üzerinde daha yüksektir. Yaşlı nüfusun artması ile birlikte osteoporoz önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Osteoporoza bağlı ortaya çıkan kırıklar, özellikle yaşlı hastaları etkiler. Bu hastaların tanı ve tedavisi güçtür. Kırıklar sonrasındaki hareketsiz yaşam, sağ kalımı ve yaşam kalitesini olumsuz etkiler.

Osteoporoz önlenebilir, tanısı konulabilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Bu nedenle osteoporozda risk faktörlerinin bilinmesi, erken tanı ve tedavi kırık riskini azaltır.

Osteoporoz tedavi edilmezse ne olur?
Tedavi edilmeyen osteoporoz hastalarında kırık görülme riski yüksektir. Omurga kırıkları, kalça eklemi çevresinde kırıklar, el bileği eklemi çevresinde kırıklar ve omuz eklemi çevresinde kırıklar sıklıkla osteoporoz sonrasında görülür. Tedavi; hastanın özelliklerine, kırığın yer aldığı kemiğe ve yerleşimine, hekimin deneyimine göre farklılık gösterir. Amaç hastaya erken dönemde kırık olmadan önceki işlevlerini en kısa süre içinde kazandırmaktır. Bir kırık oluştuktan sonra aynı bölgede ya da farklı bir yerleşimde yeni bir kırık görülebileceği akılda tutulmalıdır.

Omurgadan sonra kalça kırığı riski artar
Omurga kırığı teşhisi koyulan bir hastada kalça kırığı gelişme riski yaklaşık olarak 4-5 kat artar. Bu nedenle osteoporoza bağlı gelişen kırıkların tedavisi yapılırken, bu hastalarda yeniden kırık gelişimini önlemek için mutlaka sistemik osteoporoz tedavisi uygulanmalıdır.

65 bin kalça kırığı olması bekleniyor
Artan düşme riski ve azalan fiziksel etkinlikler özellikle kalça kırıkları oluşma riskini artırıyor. Türkiye'de 50 yaş üzerindeki kadınlarda yaşam boyu kalça kırığı riski yüzde 15 olarak rapor edilmiştir. 2010 yılında Türkiye'de yapılan bir araştırmada 50 yaş üzeri bireylerde 24 bin kalça kırığı tespit edilmiş ve 2035 yılında bu rakamın 65 bin olacağı öngörülmüştür.

Kaslar kuvvetsizse kırık oluşabilir

Kalça kırığı en sık düşme sonrasında oluşur. Her düşme kırıkla sonuçlanmaz. Kırık olasılığı kemik kalitesi ve kantitesi dışında düşmenin enerjisi ve darbenin kalça üstüne ya da yakınına gelmesi ile bağlantılıdır. Kas gücü eksikliği, duruş ve yürüme bozukluğu, eklem hastalıklarının varlığı, görme kusuru, ortostatik hipotansiyon düşme riskini arttıran faktörlerdir.

Düşme sonrası hastaneye getirilen bir hastada dikkatli öykü alınması, fizik muayene ve radyolojik tetkiklerin yardımıyla kalça kırıkları teşhis edilebilir. Ayrılmamış kırıkların teşhisi zordur. Düz röntgen grafileri değerlendirilirken bu tip kırıklar kolaylıkla gözden kaçabilir.

Düşme sonrası değerlendirilen yaşlı hastalarda kırık şüphesi varlığında düz röntgen grafisinde bulgu yok ise, kırığı gözden kaçırmamak için bilgisayarlı tomografi ve/veya manyetik rezonans inceleme tetkiki istenmelidir.
Sarışınsanız dezavantajlısınız!

Kimler osteoporoz riskiyle karşı karşıya?

• Yaşlılar: Bağırsak kalsiyum emiliminin azalması
• Genetik faktörler: Ailede osteoporotik kırık hikayesi olması, beyaz ırk, sarışın, ince ve solgun derili olmak, 58 kilodan zayıf olmak
• Hormonlar: Kadın olmak, erken menopoz, geç ergenlik diyebilir miyiz, doğum yapmamış olmak
• Beslenme: Düşük kalsiyum ve D Vitamini alanlar
• Yaşam şekli: Hareketsiz yaşam, sigara ve alkol kullanımı, fazla kahve tüketimi, güneş ışığından faydalanmama)
• İlaçlar ve hastalıklar: (Glikokortikoid kullanımı, heparin, metotreksat, şeker hastalığı, romatizmal hastalıklar)

Kalça kırıkları tedavisi
Kalça eklemi çevresinde kırık tanısı koyulan hastaların hemen hemen tümü hastanede yatış ve cerrahi tedavi gerektirir. Kalça kırığı gelişen yaşlı hastalarda, cerrahi dışı tedavi yöntemleri uygulandığı zaman uzun süren yatışa ikincil olarak ortaya çıkan akciğer, böbrek ve bağırsak sorunları, tromboembolik komplikasyonlar, bası yaraları hastaların yaşam kalitesini ve sağ kalım sürelerini azaltmaktadır.

Bu nedenle, kırık sonrası en erken dönemde bu hastaların destekli olarak ayağa kaldırarak rehabilitasyonlarının yapılabilmesi için cerrahi tedavi gerekmektedir. Ameliyat ile hastanın erken dönemde mobilizasyonu ve kırık öncesindeki işlevlerine geri dönmesi amaçlanır.

Bu hastaların ilk tedavisinin hastanın tek şansı olduğu dikkate alınmalıdır. Kalça eklemi çevresinde meydana gelen kırıklar eklem kapsülü içinde ve dışında yerleşir. Eklem kapsülü dışında yer alan kırıkların tedavisinde kırığın uygun pozisyonda iyileşmesini sağlayacak güçlü internal tespit yöntemleri kullanılır. Modern kalça çivileri ve plakları bu amaçla kullanılmaktadır.

Kapsül içinde yer alan ayrılmamış kırıkların tedavisinde ise özel vidalar ya da kalça kompresyon çivileri kullanılabilmektedir. Bu tip ameliyatlardan sonra kırık çizgisinde kaynama sorunu gelişen olgularda ikinci bir ameliyat gerekebilir. Ayrılmış kapsül içinde yer alan femur boyun kırıklarının tedavisinde ise kırık parçanın kaynamasındaki zorluk nedeniyle kırık parçanın çıkarılarak protez uygulanması gerekir.

Total veya parsiyel protez, hastaya ait özellikler dikkate alınarak seçilir. Protez ameliyatından sonra hastanın mobilizasyonu ve erken dönemde rehabilitasyonu mümkündür.

Tedavi eksiksiz planlamalı
Cerrahi tedavi, hastanın genel durumu ve sistemlerinin anestezi için en uygun olduğu dönemde yapılmalıdır. Kalça kırıklarının cerrahisi teknik olarak zordur. Cerrahi tedavi bilgi, deneyim ve donanım gerektirir. Deneyimli bir ekip tarafından yapılacak olan eksiksiz planlanmış, doğru implant seçilmiş bir ameliyat, hastanın sağ kalım süresini ve yaşam kalitesini olumlu etkiler. Düşük oranlarda görülmekle birlikte yüzeysel ve derin enfeksiyon, kırık çizgisinde iyileşmeme, protezde çıkık, protez çevresinde kırık, erken gevşeme ve derin ven trombozu cerrahi tedavi sonrasında görülebilecek komplikasyonlardır.

Düşme sonrası kalça kırığından nasıl korunabiliriz?
• Uygun beslenme, egzersizler ve ilaçlar ile osteoporozun önlenmesi ve tedavisi yapılırken, yaşam alanında alınacak bazı önlemlerle düşme riski azaltılarak kalça kırığı oluşma sıklığı azaltılabilir.
• Osteoporoz tanısı olan hastalar yürürken, yürüteç ya da baston kullanmalıdırlar.
• Yürürken alçak topuklu ayakkabıları tercih etmelidirler.
• Tabanı kaygan olmayan, yere sıkıca tutunan ayakkabıları kullanmak gerekir.
• Osteoporozlu kişilerin çevresinde yer alan kaygan zeminler, kapı eşikleri ve halı yükseltileri ve kablolar ortadan kaldırılmalıdır.
• Banyo ve tuvaletlerde tutunabilecek, yeteri kadar aydınlatılmış ortamlar tercih edilmelidir.
• Osteoporozlu hastaların çevresinde evcil hayvanlar ve çocuk oyuncakları bulundurulmamalıdır.
• Denge koordinasyon eğitimi almaları önemlidir.
• Kas güçlendirici egzersizler ile düşme riski azaltılabilir.

6 hafta sonra cinsel hayata
Total kalça protezi sonrasında uygulanacak olan rehabilitasyon hastaya ve kalça protezi ameliyatı cerrahi tekniğine bağlı faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterir. Rehabilitasyonun amacı hastayı bir an önce ayağa kaldırarak günlük yaşamına kavuşturmak olmalıdır. Bu hedefin gerçekleştirilmesinde hekim, hasta ve fizyoterapist iletişimi son derece önemlidir. Uyumlu bir çalışmayla hastalar, en kısa sürede bağımsız yürüyüşlerini kazanabilir ve günlük yaşantıları için gerekli olan işlevlere sahip olabilir. Hastanın rehabilitasyon programına verdiği yanıta göre değişmekle birlikte, ameliyatı takiben ortalama 3 ay sonunda hastalar günlük yaşamlarına geri dönebilirler ve yaklaşık 1 yıl sonunda ameliyattan tam olarak yarar elde ederler. Total kalça protezi ameliyatını takiben ortalama olarak 6 hafta sonunda, meydana gelebilecek çıkık komplikasyonu riskini azaltmak için güvenli seks pozisyonlarında cinsel yaşam başlar.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler