Yalan Rüzgarı
“Şu şunu dedi, bu bunu dedi…” şeklinde anlatmayı çok isterdik ancak Yalan Rüzgarı bu şekilde anlatılabilecek bir dizi değil. Kendi arasında üç döneme ayrılan bu dizi kelimenin tam anlamıyla bir televizyon başyapıtı. Annelerin Ayşe kadın fasülyesi kırarken izlemek için bu diziyi seçmelerine şaşırmamak lazım, çünkü izlerken insanı kendisine bağlayan nadir işlerden. Dizi maratonuna başlamak isteyenlere 13 Nisan 2016 tarihinde 10899. bölümü yayınlanan yapımı kesinlikle tavsiye ediyoruz. İzle izle bitmez.
Hayat Ağacı

Büyüdüğü konakta sığıntı gibi yaşadığını hisseden Vivian Potter'in hırslı kızı Ruth bir şekilde zengin bir koca bulup, özendiği malikane hayatına geçiş yapıyor. Derken, Ruth’un eski patronunun kızı mutsuz bir evlilik yapıp boşanıyor ve üç çocuğunun en küçüğünü kendi başına büyütmek zorunda kalıyor. Her sahnesinde ayrı bir dram, her karesinde hırs olan bu dizi de annelerin vazgeçilmezi, oturma odalarının en dakik misafiri olarak hayatımızda bir dönem yer buldu. Annelere de helal olsun, bu kadar farklı olay, bu kadar farklı karakterler akılda nasıl tutulur ya?
Köle İzaura

Bu öyle bir diziydi ki, ülkesi olan Brezilya’ya anıtını dikseler yeridir. Toprak sahibi bir baronun çiftliğinde köle olarak hayatını sürdürürken, türlü çeşitli zorluklara katlanmak zorunda kalan çilekeş İzaura’nın dramları anlatılırdı. Hala dizi deyince eskilerin aklına gelen ilk dizi olma unvanını taşır. Tabii o zamanlar “Geldi mi, gelecek mi? Bu kış da gelmedi, acaba bir dahaki kış mı gelecek? Gelince ambardaki tarhanalara dalmasalar bari.” diye aylarca yolu gözlenen ejderhalar yoktu. Elinde kamçısıyla gezen zalim baron, hiç özlenmiyorsun kardeşim.
Marimar

Şimdi böyle bir çırpıda söyleyince margarin markasına benzese de, döneminin iş yapan dizilerinden birisiydi. Marimar, hırs ve intikam bakımından muadillerinden hiç de aşağı kalmıyordu. Kendisini yüz üstü bırakan zengin sevgilisinden intikam almak isteyen, ancak onu sevmekten de vazgeçmeyen tuhaf kız Marimar’ın çelişkilerini izlemeye bayıldık! Neyse ki, diğer pembe diziler gibi 20 yıl falan sürmeye kalkmadı. Gerçi sürseydi, annelikten anneanneliğe terfi etmiş annelerimiz torunlarından altyazı bulmasını talep edip yine de izlerdi.
Cesur ve Güzel

Annelerin “Puu görüyon mu adama ettiğini?” nidalarıyla izlediği dizilerden birisiydi. Dizide kimin kiminle yattığı, hangi çocuğun kimden olduğunu senaristler bile sayamaz herhalde. Brook adındaki kadın karakter, Ric ve kardeşiyle yattıktan sonra bir de nedense onların babalarıyla yatardı. Tabii bu arada hepsinden çocuk yapmayı da ihmal etmezdi. Ortadaki bebekler için velayet davası açılması durumunda medeni kanunun çaresiz kalacağı bu dizi yaklaşık olarak 12-13 yıl yayınlandı. Yayınlandı da ne oldu peki? Brook’un neden böyle şeyler yaptığını anlayamadan bitti.
Rosalinda

Genç kızlarımızın yakışıklı aktör Fernando Enrique Carrillo Roselli için izledikleri Rosalinda, pembe dizi furyasının son rüzgarıydı. Rosalinda rolünde genç şarkıcı Thalia oynardı. Final bölümünde, çekilen bütün çilelerin acısını çıkartırcasına kavuşan çiftimiz, en sonunda bölümler boyunca hayalini kurdukları mutluluğa kavuştular. Gerçi, Fernando Enrique Carrillo Roselli’nin cazibesine kapılmış genç kızlarımız olan bitenin farkında mıydı, çok da emin değiliz. Daha da öyle aktör gelmez, benden söylemesi.
Maria Mercedes

Bu da bir başka Thalia dizisiydi. Kadın programlarından bir tık öncesi desek yeridir. Türk izleyicileri pembe dizilerden sıkılmış olacak ki, diğer pembe diziler kadar rağbet görmedi. Ama ne olursa olsun, efsane jenerik müziği ve Güney Amerika toprakları kadar yanık sesli Thalia ile bir dönemimize damgasını vurmayı başardı.
Vahşi Güzel

Gündüzleri hizmetçilik yaptığı köşkte erkek çocuğu gibi giyinip, geceleri dansa giderken afeti devrana dönüşen Milagros’un, evin zengin çocuğuyla yaşadığı inişli çıkışlı aşk anlatılırdı. Milagros rolünde, Natalia Oreiro vardı. Anlattığı hikayeyi ne kadar anımsamıyor olsak da, dizinin jeneriğindeki ateşli Latin dansları hala içimizi ısıtıyor. Yalnız, öyle ateşli bir jenerikte top sektirme sahnelerinin ne işi vardı, hala çözemedik.
Dallas

Dizilerden, hele de pembe dizilerden bahsedip Dallas’ı anmamak olmaz. Dallas’ın yayınlandığı dönemde televizyon her eve girmemişti. Televizyon olan komşunun evinde toplanılır ve Dallas izlenirdi. Rivayetlere göre, Ceyar’ın öldürüldüğü son bölüm yayınlanacağı zaman sokakta kimse kalmamış. Neyse, Allah’ından buldu pis Ceyar!