HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"Plan, adil ve kalıcı çözüm getirmiyor"

ANKARA (İHA) - KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, bugün TBMM Genel Kurulu'nda, milletvekilerine hitaben yaptığı konuşmada, tahammülü zor baskılarla Kıbrıs'ı Türkiye'den ayırma eyleminin başarılı olduğu takdirde, aynı baskılarla aynı yöntemle Türkiye'den daha neler isteneceğini düşünmenin bile kendisini üpretttiğini söyledi.
Denktaş, "Benim New York'ta hastanede olduğum bir günde ve Türkiye'de hükümet değişikliği aşamasında önümüze bir sürpriz olarak koydukları Annan Planı, 'milli davayı' Rumlar'ın AB'ne girmelerini kolaylaştırıp yasallaştırmak davası haline gelmiştir" dedi.

"Yunanistan'ın girişimleri ile 1960 Anlaşmaları'nı çiğneyerek Rumlar'ın yapmış oldukları üyelik müracaatını kabul eden AB, Türk tarafının, AB üyeliği için Rumlar'ın peşinde koşacağı inancı ile hareket etmiş, yanıldığını anlayınca Türkiye'ye ve Kıbrıs Türkleri'ne baskıya başlamıştır. Rumlar açısından AB, Türkiye'nin garantisinden, müdahale hakkından, Türk askerinden kurtulmak için vasıta oluyor" dedi.

1960 anlaşmalarıyla verilmiş hakların kutsal olduğunu ve kaale alınması gerektiğini kaydeden Denktaş, ancak bu yasal haklarının Rumlar tarafından kabul edilmediğini ifade etti. "Masa başında olan müzakerecinin elinde, 'olmazsa olmazları' kabul edilmediği takdirde tereddütsüz rücu edeceği bir alternatifin bulunması şarttır" diyen Denktaş, aksi takdirde pazarlık gücünün zayıflayacağına dikkat çekti.

Denktaş, son zamanlarda milli dava olan Kıbrıs konusunda iki ayrı sesin çıktığına değinerek, "Halbuki uluslararası anlaşmalarla Türkiye'ye ve Kıbrıs Türkleri'ne verilmiş olan en temel hakkı savunmak suretiyle AB'yi doğru yola davet etmek mümkün olabilir. Son devreye kadar biz bu milli direktifler çerçevesinde hareket ettik. Ancak Annan Planı'nın meydana getirdiği, Madam Fogg ekibinin körüklediği bölünmeyi önleyemedik. Dış dünya bu bölünmeden azami istifade peşindedir. Bunun bilinci içindeyiz. Milletçe üzülmekteyiz, zaman zaman uğruna şehitler verilmiş, 40 yıllık bir direniş abidesi olduğuna inandığımız milli Kıbrıs meselesi hakkında yazılanlar ve payılan iddiaları okudukça hicap duymaktayız. Planın son şeklie, meclisinizin son kararı ışığında baktığımızda şunları görürüz. Annan Planı kararınızın öngördüğü şekilde adil ve kalıcı bir çözüm getirmiyor. Üzerinde tarafların mutabık kalmadıkları bir rejimin zorla kabulü öngörüyor. Uzlaşma olmadığı halde tarafları bir meçhule oy atmaya zorluyor v ebuna halkın hür iradesinin tezahürü diyor. Planda tarafların eşit statüsü ve iki kesimlilik sulandırılmaktadır. Rum bölgesinde yüzde 100 Rumlar'dan oluşan bir sözde kurucu devlet, Türk tarafında ise kısa bir zaman süresi içerisinde yüzde 33 oranında Rumla karışık bir kurucu devlet oluşturmaktadır. 'Kurucu devlet' deyimi de aldatıcıdır, çünkü bunlar egemenlik hak ve yetkilerinden yoksuk, Rum çocuğuna tabi bir merkezi hükümetin anayasasının öngördüğü şekilde hareket edebilecek vilayet idarelerdir. Rum tarafının 1963'te yaptığı gibi, bu rejim işlemiyor deyip yeni bir darbe yapmasını kimse önleyemeyecektir. Bunca yıllık mücadelemiz böyle bir ihtimali önleyecek tedbirler bulmak içindi. KKTC'nin kuruluşu, eşit egemenlikte ısrar bunun içindi. Annan Planı bunları alıp götürmektedir" ifadelerini kullandı.

Express


En Çok Aranan Haberler