KADIN

Şişman Çocuk Sağlıklı Değil

Obezite günümüzde sadece yetişkinlerde değil, çocuklarda da sık görülen bir hastalıkdır.

Şişman Çocuk Sağlıklı Değil

Fastfood alışkanlığı, kalorisi fazla içecekler, porsiyonların büyüklüğü, televizyon ve bilgisayar başında harcanan zamanın fazla, fiziksel hareketlerin yetersiz olması çocukluk çağı obezitesinin nedenleri arasında sayılabilir.

Obezite, psikolojik olarak bireyleri olumsuz yönde etkilediği gibi; Tip 2 diyabet, kalp rahatsızlıkları, hipertansiyon, kan lipid tablosu bozuklukları, eklem-iskelet sorunları, uykuda solunum durması gibi ciddi sorunlara yol açıyor. Araştırmalar, ergenlik çağındaki (10-18 yaş) çocukların yüzde 70′inin eğer kilo veremezlerse erişkinliklerinde de obez olacağını gösteriyor. Bu çocukların, hekim kontrolünde, diyeti ayarlanarak ve fizik aktiviteleri artırılarak zayıflatılması gerekir.

Obezitenin nedeni düşük olarak hormonal kaynaklıdır. Genellikle yemek yemek ile harcanan kalori arasındaki dengesizlikten kaynaklanır. Obezler genellikle hareketleri az olan ve özellikle kilo aldırıcı karbohidrat ve yağdan zengin diyetle ve düzensiz beslenen kişilerdir. Fakat, troid hastalıklarında, böbreküstü bezi hastalıklarında, insülinin fazla salgılanmasına bağlı olarak ya da genetik hastalık kaynaklı şişmanlık olabilir. Bunlara dikkat edilerek şişmanlığın kaynağının ne olduğunu ayırt etmek gerekir. Sonraki aşamada önemli olan ise, çocuğun kararlılığı ve ailenin de çocuğun diyetine yardımcı olmasıdır.

Anne ve babası şişman çocukların şişman olma olasılığı normal kilolu anne ve babası olan çocuklara göre 2 kat daha fazladır. Bunda genetik yatkınlığın yanı sıra ailenin yemek yeme ve yaşam tarzı etkin rol oynar. Eski ve yanlış bir inanış olan, ‘Kilolu çocuk sağlıklı çocuktur’ fikri artık kesinlikle terk edilmelidir. Genetik kaynaklı şişman çocuklar hayatın ilk yıllarından itibaren şişmandırlar ve ailede de aşırı şişmanlık vardır.

Araştırmalar anne sütü ile beslenen çocuklarda mama alanlara göre obezitenin daha düşük olduğunu göstermektedir. Benzer bir bağlantı, hamilelik döneminde annenin iyi beslenmesi ile ilgili de kuruluyor. Çocukların aşırı kilolu olmaya eğilimli oldukları dönem, vücut yağ oranlarının artmaya başladığı 5-6 yaşlarıdır. Bu dönemde düzenli beslenmenin sağlanması, cips, şekerli içecekler, mayonez, ketçap gibi kalorisi fazla yiyeceklerden uzak durulması gerekir. Ayrıca yürüyüş, ip atlama gibi düzenli fiziksel aktivitede bulunmalarına özen gösterilmelidir.

Obezite kişinin aldığı enerji ile yaktığı arasındaki dengesizlik olduğu için, dengesiz beslenme ve aktivite azlığı durumlarında her yaşta ve herkeste obezite görülebilir. Buna rağmen, ebeveynlerin çocukları doğru besleyerek ve fiziksel faaliyet fırsatları vererek çocuklarının sağlık sorunlarının üst üste eklendiği bu tehlikeli yolculuğa hiç çıkmamalarını sağlaması çok önemlidir.

Genetik kaynaklı obezite çok az görülmektedir ve ailede de aşırı kilolular mevcuttur. Bunun dışında herhangi bir endokrin sorunu yoksa ve kişi hayatına diyet ve egzersizi sokmuşsa mutlaka kilo verir, ancak önce kendisi kilo vermeye karar vermelidir. Eğer hormonal bir sorun varsa, bu sorun giderilmedikçe kilo verilemez.

ABD’de obezitenin ulusal sağlık harcamalarındaki yeri % 9.1 oranındadır. 1998 yılında obezite için harcanan miktar 78.5 milyar dolarken, 2002 yılında 92.6 milyar dolara yükselmiş. 2006 yılı için 117 milyar doların üstünde bir harcama öngörülmektedir.

Türkiye’de 2005 yılında devlet ve özel sektörde obezite tedavisi ve kompikasyoları için 60 trilyon harcanmıştır.

Obezite her yıl artıyor

Obez insanların ülkesi olarak bilinen Amerika’da on kişiden altısı fazla kilolu; bunlardan üçte biri de fazla kilolu sınırını da geçip obez sınıfına girmektedir. Obeziteden kaynaklanan birçok hastalık vardır. Diyabet, hipertansiyon, damar sertliği ve kanser yılda 100 bin kişinin ölümüne neden olurken, Amerikan sağlık sektöründe de yılda nerdeyse 100 milyar dolar gibi bir maliyet oluşturmaktadır. ABD’de sağlıkta bakım ve tedavi finansal yönetim cemiyetinin yaptığı araştırma; 1987’den 2002 yılında kadar yapılan harcamalarının %20 arttığını ortaya koymaktadır. Araştırmacılar psikolojik sorunların obezite ve diyabetten ötürü oluşan depresyon vakalarının yaygınlaşmasının sonucu olabileceğini savunmaktadır. Ülkemizde de son zamanlarda; ABD kadar olmasa da bizde de yaşam koşulları insanları dengesiz beslenmeye ve hareketsiz yaşama zorlamaktadır. Çocukluk çağından itibaren dengeli beslenme ve aktivitenin hakim olduğu bir yaşam tarzı ile obezitenin önlenmesi hem aile hem de ulusal ekonomiye büyük destek olacaktır.”

Tedavi

Obezite bir hastalıktır ve mutlaka doktor ve diyetisyen kotrolünde kilo verilmelidir. Gazete ve dergi diyetlerini kontrolsüz uygulamak, özellikle gelişme çağında olan çocuk ve adölesanlar için çok tehlikelidir. Diyet yaparken öğün atlanmamalı ve az ve sık (6 öğün) beslenmeye dikkat edilmelidir. Uzun süren açlıklardan sonra yemek yenmesi insülin salgısını artıracağından çok tehlikeli olmaktadır.

Günde en az 1 saat tempolu egzersiz öneriyoruz. Az ve sık, yani 6 öğün beslenmeliler. Midede devamlı tokluk hissi olmalı ve öğün miktarlarını azaltarak mide hacmi küçültmelidir. Evde salatalık, marul gibi yeşillikler olmalı ve acıktıkça kalori değeri çok düşük bu besinler tüketilmelidir.

Prof.Dr.Atilla Büyükgebiz
Pediatrik Endokrinoloji uzmanı

Büyüme-İştahsız Çocuk
ve Çocuk Gastroenteroloji-Beslenme Merkezi

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler