HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"Tasarrufun 101 çeşidi"

ANKARA (İHA) - Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) 'Tasarrufun 101 Çeşidi' adlı son raporu, vatandaşın mucizeler yaratan geçinme hikayelerinin satır aralarını gün ışığına çıkarıyor. Rapora göre, tasarruf yapmak için inanılmaz fedakarlıkları göze alan vatandaş iğneden ipliğe her harcamayı hesap ediyor, kuruş kuruş artırarak ay sonunu yakalıyor.

Artık bu haberi dinlemek de mümkün. Şimdi uygulamayı indir!

2002 yılı DİE verilerine dayanılarak hazırlanan rapora göre, Türkiye'de nüfusun yüzde 2'den fazlası günde 1 dolarla geçiniyor. Günde 2 dolarla geçinenlerin oranı ise yüzde 10'u aşıyor. Türkiye'de 'en yoksul' 14 milyonu aşan kişi günde 1.9 dolar ile yaşamaya çalışıyor. İkinci sıradaki 13.6 milyon kişilik 'yoksul' kesim 3.5 dolar, 'orta direk' 5 dolar, zengin kesim 7.3 dolar, 'çok zengin' kesim ise 17.7 dolar günlük harcama yapıyor. Rakamlar alt alta toplandığında toplam 70 milyonu aşan nüfusun neredeyse yüzde 60'ı kıt kanaat geçinmeye çalışıyor. Kazancı, gideri ne olursa olsun hepsinin ortak noktası ise tasarruf. Kimileri otomatik çamaşır makinelerinin tahliye sularıyla balkon yıkıyor , kimileri ulaşım için süper market servislerine kaçak yolcu gibi biniyor. Rapora göre vatandaş gram gram, dilim dilim alış-veriş yapıyor. Bir sallama çay poşetini iki bardakta kullanıyor, kesme şeker yerine toz şekeri ikame ediyor. Kimi zaman sabahın erken saatlerinde halk ekmek kuyruklarına giriyor; kimi zaman fırın kapılarında ucuz bayat ekmek almak için bekleşiyor. Nereden alınırsa alınsın, dar gelirli ailelerde ekmekler atılmıyor, dilimi ziyan edilmiyor. Buzdolabında ya da naylon poşetlerde saklanıyor. Alışveriş için pazarı tercih ediyor. Bunun için fiyatların düştüğü akşam saatleri bekleniyor. Onlara kırık yumurta, kırık peynir, kırık pirinç ucuza geliyor. O gün yapılan pilav, ertesi gün kadın budu köfte ve çorbaya dönüşüyor. Sebzelerin yapraklarını ayıklandıktan sonra kalan sap ve köklerine kasaplardan toplanan kemiklerden yapılan et suyu da eklenerek sebze çorbası yapılıyor.

Yemekler tüpgaz ya da fırında değil soba üzerinde pişiriliyor. Kızartmada kullanılan yağlar bir kaç kez kullanılıyor. Kapıdan su değil, ama süt alınıyor. Yaz aylarından ucuza temin edilen gıda maddeleri kurutuluyor, donduruluyor, konserve, salamura, yapılıyor. Soğuk içecek, tatlı, yoğurt, salça, reçel, turşu gibi ürünleri evde üretmek ucuza geliyor. Çoğu aile kışlık erzağını memleketinden karşılıyor. Kimi aileler bir araya gelip erzaklarını toptan alıyor. Kızartmalık yağ, peçete, kağıt havlu, hijyenik pet, tuvalet kağıdı gibi ürünlerde ikinci kalite ve ucuz ürünleri tercih ediyor. Şarküteri ürünleri, balık gibi pahalı ürünleri almıyor, etlerin, sucukların en ucuzunu tercih ediyor, tavuk ciğerini et yerine sofraya koyuyor. Alışverişte limona sıra gelmeyince salataya limon tuzu koyuyor. Hazır mama alamayanlar undan, nişastadan yaptığı mamalarla bebeklerini beslemeye çalışıyor. Çocuğunu bisküviden, çikolatadan mahrum bırakmak istemeyen aileler ise açık ürünlere yöneliyor. Sigaranın ucuzu alınıyor, o da olmayınca tütün sarılıyor. Vatandaş veresiye avantajı nedeniyle bakkalı tercih ederken, alışveriş yapsın yapmasın yol parasından tasarruf etmek için süper marketlerin servis araçlarını kullanıyor.

KAÇIK ÇORAPTAN BULAŞIK BEZİ Rapora göre, alt gelir grubuna mensup aile buzdolabı, televizyon, çamaşır makinesi gibi ikinci el kullanılmış ev eşyalarını tercih ediyor, giyim eşyası ihtiyacını bit pazarlarından karşılıyor. Hal böyle olunca da ikinci el mal satan mağazalar hızla çoğalıyor. Orta gelir grubu ise daha çok spot mağazalar, outletler ve sosyete pazarlarını tercih ediyor, markalar yerine taklit markalar satın alıyor. Ayakkabıların tabanını değiştirip yeniden kullanmak, bir kaç kez giydiği abiye ayakkabının topuklarını kestiriyor gündelik kullanmak, evdeki örme kazakları söküp yeni bir kazak, paspas, elbezi, lif , kaçık çoraplardan bulaşık bezi ve pas pas, eski t-shirtlerden toz bezi, havlulardan yer bezi, uzun kollu gömleğin yaz aylarında kolunu kestirip kısa kollu gömlek yapmak, bildik ama her zaman etkili tasarruf yöntemleri.
Tüketici, faturalı telefon hatlarını iptal ederek, kontörlü telefonlara dönüyor. Faturadan tasarruf için çaldır-kapat yöntemiyle aranan kişiye "beni ara" mesajı veriyor. Direkt aramıyor, mesaj göndererek haberleşiyor. Arama yapacağı zaman indirimli saatleri tercih ediyor. Cep telefonu kullanıcıları her promosyonu takip ediyor. Bir operatörü bırakıp diğerine geçiyor. Böylece en ucuza onlar konuşuyor. Kış aylarında buzdolabını çalıştırmıyor, yiyecekleri balkona koyuyor. Kitap ve CD'lerde orijinal yerine korsan ürün kullanıyor. Bankaların havale ücretlerinin yüksekliği nedeniyle bilgisayarı olmayanlar bile mail adresi alıyor.Tüketici internet kafeye gidiyor, havalesini online olarak ücretsiz gönderiyor.

Park ve bahçelerden ağaç dalı, karton kutu; sağdan soldan pet şişe, araba lastiği; sebze meyve hallerinden meyve kasaları topluyor yakacak yapıyor. Paçavra haline gelen eski elbiseleri, eski mobilyaları atmıyor, atılanları topluyor. Bazı aileler bir araya gelip kışlık yakacaklarını toptan ve indirimli alıyor. Bazı aileler de yakacaklarını yaz aylarından temin ederek düşük fiyat avantajından yararlanıyor. Vatandaş, ısınmak için her türlü ekonomik yöntemi deniyor. Gündüzden sobada kaynattığı suları şişeliyor, yatarken yataklara termofor niyetine koyuyor. Böylece geceleri soba yakmıyor.

EVDE DÜĞÜN, MEMLEKETTE TATİL Vatandaşın bulduğu tasarruf yöntemleri parmak ısırtıyor. Kimileri elde çamaşır yıkarken önce beyazları, durulama suyu ile de renklileri yıkıyor. Kimileri, şofben veya kombiden sıcak su gelene kadar akan soğuk suyu biriktirerek kullanıyor. Otomatik çamaşır makinelerinin boşaltma sularını tahliye etmiyor, bu suyla balkon yıkıyor, yer siliyor. Evler kapatılıyor, baba evine dönüş yapılıyor. Tasarruf, çekirdek aileyi yeniden kuruyor. Bekarlar aynı evi başkalarıyla paylaşıyor. Böylece kiradan tasarruf sağlıyor. Ev kiralarken, kapıcısız, asansörsüz, kombili evler tercih ediyor. Evde bulunulmayan saatlerde kombi yakılmıyor. Perde güpürü eskiyince yenisi ile değiştirip yeniliyor. Evleri boyamak için boya yerine kireç kullanıyor.

Eski buzdolaplarına kaplama yapıyor, koltuk yüzleri değiştiriliyor. Vatandaş hasta olduğunda doktora gitmiyor, kulaktan dolma bilgilerle kendini tedavi ediyor. Kimileri komşusundan, eşinden, dostundan tek tek ilaç alıyor; kimileri aktara gidip şifalı otlardan dermen bulmaya çalışıyor. Çocuğunun dişini kendi çekiyor, seyyar dişçiyi eve çağırıyor. Damacana suyu değil, çeşme suyu kullanıyor. En yoksul kesim tuvalet kağıdı kullanmıyor. Vatandaş, okula giden çocuğuna harçlık veremiyor, ekmek arası kumanya hazırlıyor. Okul kitaplarını alamayan aileler çoğu zaman tanıdıklarından kitap temin etmeye çalışıyor. Bazıları da ikinci el kitap alıyor. İkinci el satılan kitapları alamayanlar da fotokopilerle idare ediyor. Kadınlar, saç boyama, manikür, gibi bakımlarını evlerinde yapıyor. Saçını evde kesiyor, fön masrafından tasarruf için saçlarını ütü ile ütülüyor.

Çiftler tasarruf için sade bir nikah törenini tercih ediyor. Düğününü evde yaparken, gelinliği de kiralıyor. Düğünde takılan takıları daha sonra borç ödemekte kullanıyor. Konu komşuya mahcup olmamak için ödünç takı alıyor, sonra da iade ediyor. Orta direk sinema, tiyatro, konser gibi sosyal aktivitelere katılımdan fedakarlık yapıyor. Bunların yerini halk konserleri, aile eğlenceleri ve alış veriş merkezlerinde yapılan gezintilerle dolduruyor. Dar gelirlilerin çoğu tatil yerine memleketine gidiyor.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan ATO Başkanı Sinan Aygün, raporun amacının ailelerin gerçekleştirdiği geçinme mucizesine ışık tutmak olduğunun belirterek şunları dile getirdi:
"Halk geçinmek için akıllara durgunluk veren yöntemler uyguluyor. 7 milyon liralık peynirden alamayan insanımız, fiyatların ucuzlamaya başladığı akşam saatlerinde pazara gidip 2 milyon liraya kırık peynir, yarı fiyatına kırık yumurta, yarı fiyatına kırık pirinç, ezik domates alıyor. Kırık meyve kasalarını toplayıp yakacak yapıyor. Bu ürperten mucizeyi gerçekleştirenler arasında sadece işsizler değil, işi olanlar da var. İşten elde edilen kazanç geçinmeye yetmiyor. Türkiye'nin yarı nüfusu yaşamları boyunca tasarruf yapıyor. Acı olan da bu tasarrufun yaşam kalitesinden ödün verilerek yapılması."

En Çok Aranan Haberler