Anne baba olmaya hazırlanırken, doğal yöntemlerle bebek sahibi olamadığınızda kısırlık problemiyle karşı karşıya olabilirsiniz. Hiç beklemediğiniz bir anda, istediğiniz ve planladığınız zamanda çocuk sahibi olamıyorsanız üremeye yardımcı tedavi yöntemlerine başvurmanız gerekebilir. Ancak hemen panik olmamak gerekiyor. Çünkü; psikolojiniz bile anne-baba olma hazırlığınızı direk etkiliyor. Ne kadar beklemeniz gerektiğini, nedenlerini ve hangi yöntemlerle bebek sahibi olabileceğinizi Alman Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Sorumlusu Op. Dr. Halit Fırat Erden anlattı:
Ne zaman tüp bebek?
Çift bir yıl boyunca düzenli bir cinsel beraberliğe rağmen gebelik elde edemiyorsa mutlaka infertilite (kısırlık) alanında uzman bir doktora başvurmalıdır. Maksimum süreç 1,5 yıldır.
İlk araştırılacak şey; baba adayının sperm tahlili ile başlar. Hem kolay hem de çok basit bir yöntemle sperm sayısı ve kalitesi öğrenilebilir. Anne adayı için ise; adet düzeni sorgulanır, ultrason ile yumurta rezervine bakılır, rahimin durumuna bakılır, hormonal tahliller istenir ve gerekirse rahim filmi isteriz. Böylece, hangi yöntemle çiftin çocuk sahibi olabileceğine birlikte karar verilir.
Doğal yöntemlerde ne kadar ısrarcı olunabilir?
Çift için yapılan ön tetkikler ve taramalar normal ise, çifte 6 ay daha doğal yöntemlerle bebek sahibi olabilmesi için süre verilir. Çünkü; bu süreç içinde, yapılan bir rahim filmi tetkiki sırasında tüplerin açılması ile bile bir çok çiftin gebelik elde ettiğini görüyoruz.
Hangi yaş aralığında ne kadar beklemek gerekiyor?
Yeni evli bir çift için; kadın için 30 yaşın altı sözkonusu ise 1 yıl beklemek gerekiyor. Eğer 30-35 ise; 6 ay, 35 sonrası için hiç beklemeden hemen bir infertilite doktoruna gitmeyi öneriyoruz. Belki tıbbi anlamda bu süreçler farklılık gösterebilir ama bizim klinik tecrübelerimiz ve deneyimlerimiz bunu gösteriyor.40 yaş üstünde ise; düşünmeye bile vaktiniz yok, hemen gelmelisiniz diyoruz!
Hangi durumda, hangi üremeye yardımcı tedaviyi seçiyorsunuz?
Yalnızca kadının yumurtlamasına engel teşkil eden hastalıklar; örneğin prolaktin yüksekliği, tiroit hastalıkları, polikistik over sendromu gibi durumlar söz konu ise ilaç tedavisi ile çift bebek sahibi olabilir. Eğer laparoskopi veya histereskopi dediğimiz küçük cerrahi girişimlerle yapışıklıklar ayrılarak, rahim içi perdeler temizlenerek yine anne adayının çocuk sahibi olması sağlanabilir. Diğer bir durum ise; sperm sayısının ne yüksek ne de düşük olduğu, yani sınırda olduğu durumda ise aşılama yöntemi yani spermlerin yıkanarak rahime daha konsantre bir şekilde bırakılması ile çocuk sahibi olması denenebilir. En son olarak; kesin ve net durumlar sözkonusu ise, erkekte hiç sperm olmaması ya da sayının 5 milyonun altında olması, kadının tüplerinin tamamen kapalı olması, ileri yaşta olması ve yumurta rezervinin az olması mutlak tüp bebek yöntemini gerektirir.
İlaç tedavisi, aşılama ile de olmuyorsa ne yapıyorsunuz?
İlaç tedavisi, cerrahi girişimler ve aşılama ile de 1 yıl boyunca cevap alınamadıysa çift tüp bebek tedavi sürecine girmelidir.
Tüp bebek tedavisine nasıl hazırlanılır?
Tüp bebek işlemi günümüzde pahalı bir tedavi yöntemidir. Çiftlerin bu tedaviyi başarı oranları yüksek, tecrübesi fazla ekiple, en iyi şekilde yaptırmaya özen göstermeleri gerekir. Çiftlerin merkezi seçmede gösterdikleri özeni kendilerine de göstermeleri mutlak bir zorunluluktur. Tüp bebek işlemini profesyonel bir müsabaka olarak görüyorum. Bu yüzden doktorun ve çiftlerin bu sürece en iyi şekilde hazırlanması, eldeki spermin ve yumurtanın kalitesinin artırılması için beslenmedenpsikolojiye, ilaçlarından uygulamaya kadar her yönüyle kendilerine ait sorumlulukları yerine getirmeleri şarttır. Örneğin; mutlaka sigaraya bırakmak, sağlıklı ve düzenli beslenmek, kiloluysa mutlaka zayıflayarak tedaviye girmek tedavi için çok çok önemli kriterlerdir.
Beslenme, üremeyi direk mi etkiliyor?
Çocuk sahibi olmak yalnızca insanlara mahsus bir şey değildir… Üremek bütün canlıların ortak özelliğidir. Bu en ilkel genetik özelliğin, diğer canlılarda da, çevre faktörlerinden ve özellikle beslenmeden etkilendiği bilinmektedir. Gübresiz, susuz tohumlar meyve vermez.
Sağlıklı üremek için de, doğru beslenme, zararlı etkenlerden korunma, sağlıklı bir beden ve ruh haline sahip olmak önemlidir. Proteinden zengin beslenmek, bol sebze ve meyve içeren diyet programını uygulamak, ideal kiloya sahip olmak, endişe ve stresten uzak kalmak tedaviyi direk olumlu etkiler.
Bu tedavi süreci ne kadar sürüyor?
Artık paket tedavi programları var. Ortalama 15 gündür. Biz hastanın durumuna göre tedavi protokolü belirleriz. Erkeklerin sperm verme süreci ortalama 10 dakikadır. Ama bu süreç kadınlarda 10 gündür. Bu süreç bir tedavi değil, takip sürecidir. İlaçla destekleyerek o ay verebileceği maksimum yumurtayı elde etmeye çalışırız. Bu başarı oranını etkiler. Ama elde ettiğimiz tek bir yumurta ve tek bir spermle de çifti çocuk sahibi yapabiliriz. Sonuçta; hepimiz tek bir yumurta ve tek bir spermden dünyaya geliyoruz. Yumurtalar belli bir olgunluğa eriştikten sonra toplanır, 4-6 saat içinde baba adayının spermi ile döllenirve döllenme durumuna, sayısına göre 2-3-5 gün içinde transfer edilir. Bu süreç 15 gündür.
Bu süreç içinde anne-babalığa nasıl hazırlanılıyor?
Tüp bebek yöntemine karar verilince de hemen folik asit almaya başlayın diyoruz hastalarımıza! Ama bu süreç çok daha değerli, zor ve ister istemez stresli olduğu için, biz çiftimizi, ekibimizde yer alan Beslenme Danışmanı, Dahiliye Uzmanı ve infertilite deneyimli psikologlarımızla hazırlıyoruz. Önce, başka herhangi bir sağlık sorunu olup olmadığına bakıyoruz. Tansiyon, şeker gibi… Sonra çok şişman ya da zayıf ise özel bir diyet programına alıyoruz. İlaçlarla, maddi boyutuyla zor bir süreç olduğu için psikolojik olarak da bu sürece iyi hazırlanmak gerekiyor. Eğer; tüp bebek söz konusu olduğu için çift arasında doğabilecek herhangi bir iletişimsizlik, aile içinde bir problem, tedaviye uyum problemi yaşanıyorsa psikologlarımız devreye giriyor ve tedavi boyunca çift bu açıdan da destekleniyor.
İkinci çocuğa hazırlanırken ya olmazsa?
Tabii, bir çocuğunuz olduğu zaman zaten ikincisinin de istediğiniz anda olabileceğini düşünüyorsunuzdur. Ama bizim tıp dilinde "sekonder infertilite” dediğimiz durumla da karşı karşıya olabilirsiniz. Yani; kısırlık problemini ikinci ya da üçüncü çocuğunuzu isterken de yaşayabilirsiniz. Böyle bir durumda, endometriozise veya enfeksiyon bağlı tüpünüz kapanmış olabilir, yapışıklık olabilir, menopoza girmiş olabilirsiniz, yumurtalık rezerviniz azalmış olabilir. Erkekler için ise sperm sayısı, hareketliliği ve kalitesi düşebilir. Çocuğu olup da sonradan gebe kalamayanlar da, bu durumda aynen hiç çocuğu olmayan infertil çiftler gibi değerlendirilir.
Birinci çocukla, ikinci çocuk arasında ne kadar beklemek gerekir?
Minimum bir yıl, yaşa göre de maksimum süreç değişebilir. Doğurganlığın düşmeyeceği bir yaş içinde ikinci çocuğun yapılması gerekir.
Tüpbebek tedavisine başlarken hangi testleri yaptırmak gerekiyor?
Erkek için sperm analizi
Kadın için FSH, TSH ve prolaktin hormon testleri
Ultrasonografik inceleme
Rahim filmi
Tüp bebek son tedavi yöntemi midir?
Bazı çiftler için ilk, bazıları için ise son! Hasta endikasyona göre tedavi edilmelidir. Zaten hastayı başlangıçta araştırmamızın nedeni de bu değil midir? Ama gerek halkımızda gerekse hekimlerimizde yanlış bir kanı vardır; "Tüp bebek ilk tedavi yöntemi değildir!” Özellikle de genç hastalarımız kendilerine tüp bebek önerdiğimiz zaman "Bu yaşta da tüp bebek yapılır mı?” diye şüpheyle sorgulamakta, hatta endişelenmektedirler. Oysa belirttiğim gibi biz hekimler hastalarımızı araştırır, tanıyı koyar ve bu doğrultuda tedavi ederiz. Örneğin; menisinde hiç sperm hücresi olmayan bir hasta için tüp bebe uygulamaları tabii ki ilk tedavi yöntemidir. Bu örnekler çoğaltılabilir. Önemli olan hastaya doğru endikasyonu koyup tedaviyi ona göre programlamaktır.
Hangi hasta, ne kadar başarı şansı ile yola çıkıyor?
20-30 yaş grubundaki hastalar yüzde 60 başarı şansı ile yola çıkıyor. 30 -35 yaş arasındaki hastalar yüzde 50. 35 yaşın üzerindeki hastalarda bu başarı oranları tabii ki, yumurta rezervlerine bağlı olarak düşüyor. 40 yaşın biraz üstünde ise yüzde 15 -20 civarında. Bu tabii ki sadece hastanın durumuna değil, merkezin standartlarına, başarı oranlarına da bağlı. Ülkemizde çok fazla sayıda tüp bebek merkezi var. Teknolojik açıdan tam donanımlı bir laboratuara sahip tüp bebek merkezi ise ve bu alanda yetişmiş, deneyimli bir ekibi varsa dünya standartlarında bu başarı oranlarını verebilir.
Op. Dr. Esra Aksoy Jozwiak – Bahçeci Kadın Hastalıkları&Doğum, Teşhis ve Tedavi Merkezi