Uyku terörü, genellikle uykunun ilk üçte birlik döneminde ortaya çıkan, çığlık atma ve ağlamanın eşlik ettiği yoğun korku, panik ve bazı otonomik davranışların olduğu bir bozukluktur.
Bu bozukluk genellikle episodiktir. Yani belli bir dönemde ortaya çıkar ve sonra bir dönem görülmeyebilir. Çocuk çığlık atarak ve daha sonra bazı sesleri mırıldanarak derin uykudan birden uyanarak yatağında oturur. Göz bebeklerinde büyüme, terleme, çarpıntı, hızlı nefes alma, el kol hareketleri gözlenebilir. Bazen korku ve panik içinde odadan kaçabilir. Bu sırada eşyalara, kapılara çarparak yaralanabilir. Uyurgezerlikten farklı olarak hareketler ani ve hızlıdır. Bu sırada çocuğun bilinci yerinde değildir ve çığlık atar, gözleri açık ve korkmuş, panik içinde bir yüz ifadesi olmasına rağmen çevresini algılamaz, yanına gelen kimseyi tanımaz.Bu nedenle sakinleştirme çabalarına karşılık vermez. Çocuğu bu şekilde gören anne babalar için korkutucu bir tablodur.
Çocukla diyalog kurmak zor veya imkansız olabilir. Yaklaşık 10-15 dakika içinde bilinci tam yerine gelmeden yatağa dönerek veya konuşarak uykuya dalar. Sıklıkla uyurgezerlikle birlikte görülür. Genellikle gecede bir kez ve çoğunlukla uykunun ilk üçte birlik döneminde görülür. Sabahleyin uyanan hasta gece olanları hatırlamaz.
Uyku terörü en sık olarak 5-7 yaşlarında görülmektedir. Çocuklukta yaklaşık dört yıl içinde geçmektedir. Bu bozukluğu olan çocuklarda yaş ilerledikce nöbet sıklığı azalmaktadır. Ergenlik öncesi dönemde % 1-6 oranında görülmektedir. Yetişkinlerde oran % 1’in altındadır. Genellikle çocukluktan itibaren devam etmektedir. Kız ve erkeklerde eşit oranda görülmektedir. Bu bozukluğu olanların % 96’ının aile bireylerinin bir veya daha fazlasında bu bozukluk bulunmaktadır. Araştırmalar bu bozukluğun genetik bir geçiş gösterdiğini ve birçok faktöre bağlı olabileceğini göstermektedir.
Bu bozukluğun genetik, organik, ruhsal nedenlere bağlı olarak ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. Merkezi sinir sisteminin tam olgunlaşmaması ile ilişkili olduğu, bu nedenle çocuklukta başlayıp ergenlik döneminde geçtiği belirtilmektedir. İleri yaşlarda ortaya çıkması durumunda epilepsi, beyin tümörü ve merkezi sinir sisteminin organik hastalıklarını araştırmak gerekir. Organik bir nedenin söz konusu olmadığı yetişkinlerde stres etkenleri neden olabilir. Bu bozukluğu olan yetişkinlerde depresyon, fobi ve anksiyete sık görülmektedir. Kişinin ayrıntıları ile hatırladığı korkulu düşlerden ayırt edilmelidir.
Tedavi
Öncelikle organik bir problem olup olmadığı araştırılmalı; varsa buna yönelik tedavi yapılmalıdır. Çeşitli stres etkenleri sözkonusuysa bunlara yönelik olarak psikiyatrik tedavi yapılmalıdır. Ayrıca bu bozuklukla birlikte başka ruhsal bozuklukların olup olmadığı araştırılmalı ve tedavi edilmelidir. Tedavide aileye danışmanlık, psikoterapi ve ilaç tedavisi gibi yöntemler kullanılabilir. Korkarak uyanıp hareket eden çocuğun bir yere çarpıp yaralanmasını engelleyecek tedbirlerde alınmalıdır.
Dr. Mazlum Çöpür
Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı
mazlum.copur@mynet.com
www.nirvanacocuk.com