Buse Baloğlu, 2018'de lise son sınıf öğrencisiyken boynundaki şişlik nedeniyle hastaneye gittiğinde 3'üncü evre Hodgkin lenfoma olduğunu öğrendi. Öğretmenin yönlendirmesiyle Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı'na başvuran Baloğlu, LÖSANTE Çocuk ve Yetişkin Hastanesi'nde tedaviye alındı. Baloğlu, yaklaşık 1 yıl süren kemoterapi tedavisi ile hastalığı yendi.
Baloğlu, 2018'de 20'lik diş ameliyatının ardından boynunda oluşan şişlik nedeniyle hastaneye başvurduğunu belirterek, "Doktora gittiğimde antibiyotik tedavisi ile sürecim başladı. Fakat antibiyotik kullanmama rağmen boynumun şişliği inmedi. Daha çok şişmeye devam etti. Ben de bir üniversite hastanesine gittim. Sonrasında yapılan biyopsiler sonucunda 3’üncü evre Hodgkin lenfoma olduğumu öğrendim. Ardından benim için zorlu bir süreç başladı. Kemoterapi tedavisi aldım 1 yıl kadar. Ben aslında bir kanser savaşçısıyım. O 1 yıllık süre içerisinde umudumu ve moralimi hiçbir zaman eksik etmedim. Moralimi her zaman yüksek tuttum. Çünkü biliyordum ki ben güçlüyüm ve bu hastalığın üstesinden geleceğim. Kendime bu hastalığı yeneceğim dedim ve yendim" ifadelerini kullandı.
Tedavi sürecinde evde eğitim aldığını ve bu dönemde LÖSEV ile tanıştığını ifade eden Baloğlu, "LÖSEV bana maddi ve manevi olarak destek oldu. Her zaman yanımda oldu. LÖSEV beni aslında iyileştirdi, büyüttü ve geliştirdi diyebilirim. Bu yıl Ankara Üniversitesi İngilizce Gıda Mühendisi bölümünden mezun oldum. Şu anda LÖSANTE Gıda Araştırma Laboratuvarı'nda gıda mühendisi olarak çalışıyorum. Daha önce yürüdüğüm bu koridorlarda, tedavi sürecinde yürüdüğüm bu koridorlarda şu anda bir araştırmacı olarak yürümek benim için çok gurur verici. Biliyorum ki benim hikayem bitti fakat hikayesi devam eden diğer kardeşlerim, ablalarım, ağabeylerim var. Bizim onların hikayelerinde yardımcı kahraman olmamız gerekiyor. Ben iyileştim, artık bir LÖSEV personeliyim ve gönüllüsüyüm. Tedavisi devam eden kardeşlerim için ne yapabilirim diye düşünüyorum. Onlara enerji, umut olmak istiyorum. Bir hastanın yüzündeki gülümseme olmak çok değerli. Herkesi gönüllü olmaya davet ediyorum" dedi.
Hastalığı öğrendiğinde zorlandığını ancak ailesinin desteğiyle ayakta kaldığını kaydeden Baloğlu, "Kanser olduğumu öğrendiğimde aslında biraz dünyanın başıma yıkılacağını düşünmüştüm. Fakat çok yanlış düşünmüşüm. Ailem ve arkadaşlarım her zaman yanımda oldular, beraber saçlarımızı kazıttık hepimiz. Bu benim için çok moral vericiydi. Kimi zaman tabi ki umutsuz olduğum zamanlar oldu. Sonuçlarımın bazen iyi bazen kötü çıktığı durumlar oldu. Fakat hiçbir zaman pes etmedim. Çünkü bu hastalığı yeneceğimi biliyordum, hissediyordum. Umudum, moralim her zaman vardı. Çünkü karanlıklar aydınlığa çıkar. Her gecenin bir sabahı olduğuna inanıyorum. Ben ıssız, kocaman bir okyanusun içindeki küçük bir gemiydim ve ufuk noktasını göremiyordum ama o ufuk noktasına ulaştım. Diğer kardeşlerim ve arkadaşlarımın da tedavisi devam eden diğer hastaların da o ufuğu görebileceğine inanıyorum" diye konuştu.
Tanı aldığı dönemde üniversite sınavına hazırlandığını söyleyen Baloğlu, "Diğer tüm gençler gibi ne yapacağım, hayallerime ulaşabilecek miyim, acaba üniversite sınavını kazanacak mıyım diye kendimi strese sokuyordum. Kendimi fazla strese sokmuşum. O yüzden de hastalığımda etkisi olduğunu düşünüyorum. Üzülüyordum; olacak mı, olmayacak mı diye. Ama hiçbir zaman moralimi, motivasyonumu eksik etmedim. Kemoterapi tedavisi alırken sınava girdim, çalıştım ve bırakmadım. Tabi ki birazcık daha az tempolu çalışabildim ama hiçbir zaman pes etmedim ve Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliği bölümünü kazandım. Zaten benim böyle analizleri yapmaya, araştırmaya ve gıdalara ilgim vardı. O yüzden bu bölümün bana daha çok mühendislik anlamında da uygun olduğunu düşündüm ve gıda mühendisi olmaya karar verdim" diye konuştu.
Okuyucu Yorumları 1 yorum