HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Davada flaş gelişme! Kritik not

New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi'nde tutuklu olarak yargılanan Mehmet Hakan Atilla davasında, jüri heyetinden ikinci günde de karar çıkmadı. 12 kişilik jüri heyetinin yargıçtan bazı özel istekleri oldu.

12 kişilik jüri heyeti, Perşembe sabahı (dün) Atilla ile ilgili verecekleri karar için yeniden toplandı. Yargıç Richard Berman, jüri heyetiyle yapacakları toplantı öncesinde bir süre konuştu. Jürinin taleplerini dinleyip değerlendirdi. Daha sonra jüri karar için ikinci gün görüşmelerine başladı. Yargıç Richard Berman jürinin günlük karar toplantılarının akşam 16.45'te sona ereceğini açıkladı. İki gün boyunca, mesai saatleri kapsamında kapalı kapılar ardında toplanan 12 kişilik jüri heyetinin yargıçtan bazı özel istekleri oldu. Heyet, Zarrab'ın mahkemede ifadesi sırasında çizdiği bazı şemalarla, tabloları, Hakan Atilla'nın FBI tarafından gözaltına alındığında sorgulandığı görüntüleri içeren videoyu ve 17 Aralık soruşturması belgelerini Türkiye'den kaçırarak FBI'ya teslim eden eski komiser yardımcısı Hüseyin Korkmaz'ın ifade dökümünü istedi.

Davada jürinin bugün de ortak bir karara varamaması durumunda, jüri görüşmelerinin Noel tatilinin ardından 3 Ocak'ta yeniden başlaması öngörülüyor.

FİRARİ FETÖ'CÜLER CANITEZ VE KORKMAZ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, FETÖ 17/25 Aralık yargısal darbe teşebbüsüne ilişkin yürüttüğü soruşturmada, ABD'de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları hakkında devam eden yargılamada tanık listesinde ismi bulunan ve "FETÖ üyesi olmak" suçundan firari olarak aranan Osman Zeki Canıtez'in, ByLock kullanıcısı olduğu ve 25 Aralık soruşturmasında bilirkişi olarak görev yaptığı belirlenmişti.

Hakim Berman'ın tanıklığını hukuk kurallarına uygun bulduğu FETÖ mensubu Korkmaz da, mahkemede tanık kürsüsünde verdiği ifadede, mali şubeden atanmasının ardından 17 Aralık soruşturmasıyla ilgili delilleri 6 farklı zamanda temin ettiğini söylemişti.

Soruşturmayla ilgili delilleri verdiği savcıyı 25 Aralık 2013 tarihinde ziyaret ettiğini belirten Korkmaz, delilleri kendisinin de muhafaza etmek istediğini ve savcıdan CD olarak aldığı delilleri daha sonra şifreli olarak kendi flash diskine ve hard diskine kopyaladığını ifade etmişti.

Korkmaz, Ocak 2014'ün sonlarına doğru söz konusu savcıyı 2 kez daha ziyaret ettiğini bildirirken, bu görüşmelerinde delillerin taranmış hallerini ve aramalarda elde edilen fotoğrafları aldığını ve bunları yine flash diskine aktardığını kaydetmişti.

Şubat 2014'te eski görevinden alınan savcının yeni ofisini ve Temmuz 2014'te de evini ziyaret ettiğini söyleyen Korkmaz, bu ziyaretlerinde de daha önce taranmamış olan belgeleri ve eksik kalan raporların dijital versiyonlarını aldığını anlatmıştı.

Haziran 2016'da da dosyada bilirkişi görevinde bulunmuş bir memurdan da delil temin ettiğini ifade eden Korkmaz, ABD'li savcılarla ilk olarak avukatı aracılığıyla iletişim kurduğunu aktarmıştı.

KORKMAZ FBI'DAN 50 BİN DOLAR ALDIĞINI AÇIKLAMIŞTI

Hüseyin Korkmaz, ABD Federal Soruşturma Bürosunun (FBI) kendisine 50 bin dolar verdiğini ve ABD'de oturduğu evin kirasını ise savcılığın ödediğini söylemişti. Korkmaz, ABD'ye geldiği günden beri hiç çalışmadığını ancak çalışma başvurusunda bulunduğunu ve iki hafta önce olumlu yanıt aldığını anlatarak ABD hükümetinden yardım alıp almadığı sorusuna, "Savcılık 3 defa 300 dolar, toplamda 900 dolar verdi." demişti.

4 haftadır devam eden duruşmaların ardından sona doğru yaklaşılan davada çapraz sorgulamalar tamamlanırken salı günü savcılık ve savunma makamı kapanış konuşmalarını yapmıştı.

Savcı Yardımcısı Michael Lockard bu davanın "yalanlardan ibaret" olduğunu iddia ederek Atilla'nın "Halk Bankası'nın kara listeye alınmaması ve kendisinin bankadaki pozisyonunu kaybetmemesi için" ABD Hazine Bakanlığına yalan söylediğini öne sürmüştü.

Atilla'nın yaptırım uzmanı ve önemli bir kişi ve her şeyden haberdar olduğunu savunan Lockard, jüri üyelerinden Atilla'yı suçlu bulmalarını istemişti.

"BU DAVA REZA ZARRAB'IN BİR ŞOVU"

Savunma avukatlarından Victor Rocco ise, bu davanın Reza Zarrab'ın bir şovu onun yalanları ve onun işlediği suçlarla ilgili olduğunu söylemişti. ABD hükümetinin Zarrab'a ve FETÖ firarisi eski Komiser Yardımcısı Hüseyin Korkmaz'a kucak açtığına dikkati çeken Rocco, Atilla'nın "bu düzeneğin mimarı" olduğu iddialarını kanıtlayamadığını ifade etmişti.

Asıl suçluların Zarrab ve onun rüşvet verdiği Halk Bankası eski Genel Müdürü Süleyman Aslan olduğunu belirten Rocco, Atilla'nın Zarrab ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığını belirtti. Rocco, jüri üyelerinden yalanlar söyleyen, her şeyi satın alabileceğini düşünen Zarrab'a inanmamalarını istemişti.

BHARARA YARGIÇ VE SAVCI YARDIMCILARIYLA GÖRÜŞMÜŞTÜ

Duruşmanın salı günkü oturumunu izleyenler arasında Türkiye'de hakkında soruşturma açılan eski New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bharara da vardı.

ABD başkanı Donald Trump tarafından görevden alınan Bharara'nın duruşmanın ardından savcı yardımcılarıyla ve Yargıç Berman ile görüşmesi ise dikkati çekmişti.

DAVA SÜRECİ

Hakkındaki suçlamaları kabul ederek tanıklığa geçen Zarrab'ın, Manhattan'da beraber kaldığı hücre arkadaşı tarafından "Zarrab'ın kendisine iki kez tecavüz etmek ve cinsel tacizde bulunmak iddiasıyla" dava edildiği bildirilmişti.

Faouzi Jaber isimli 62 yaşındaki mahkum, geçen hafta Çarşamba akşamı Zarrab aleyhine "tecavüz" davası için başvuruda bulunmuştu. Buna göre söz konusu mahkum Jaber, avukatı Alexei Schacht aracılığıyla, Manhattan'da beraber aynı hücreyi paylaştıkları sırada Zarrab'ın kendisine iki kez tecavüz etmek ve cinsel tacizde bulunmak iddialarıyla dava açmıştı.

ZARRAB MARİHUANA İÇTİĞİNİ DE KABUL ETMİŞTİ

Duruşmalarına devam edilen dava süreci içinde Zarrab, tutuklu bulunduğu cezaevindeki bir gardiyana, Türk avukatı vasıtasıyla, yaklaşık 45 bin dolar rüşvet verdiğini belirtmişti. Zarrab, cezaevinde uyuşturucu madde olan sentetik marihuana içtiğini de kabul etmişti.

İran'a yönelik yaptırımları delme, banka dolandırıcılığı ve kara para aklamak gibi suçlar atfedilen Zarrab geçen yıl mart ayında ABD'de tutuklanmıştı. Davanın başlamasına kısa bir süre kala ise Zarrab kendisine yöneltilen 7 suçlamayı da kabul etmiş ve savcılıkla işbirliğine gitmişti.

Atilla ise 27 Mart'ta JFK Havalimanı'ndan Türkiye'ye gitmek üzereyken gözaltına alınmış ve ardından tutuklanmıştı.


En Çok Aranan Haberler