HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Ahmet Davutoğlu: Ulusal güvenliğimize karşı büyük bir tehdit var

NATO Dışişleri Bakanları zirvesinde konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Afganistan'da NATO varlığının 2016 yılına kadar devam etmesi gerektiğini söyledi.

Suriye krizinin çözümü noktasında, Suriye halkının isteğinin olması gerektiğini savunan Davutoğlu, "DAİŞ'in kontrolü altındaki topraklara sınırı olan tek ülke olan Türkiye, olarak ulusal güvenliğimize karşı büyük bir tehdit var. Terörün dini yoktur. İşte bu yüzden İslam'ı terörizmle bağdaştıran kişilere karşı çıkmalıyız" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Antalya'da yapılan NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda konuştu.

Türkiye'nin çok üst bir seviyede 2021 çalışmalarına destek vereceğini kaydeden Başbakan Davutoğlu, "Türkiye'nin eşsiz stratejik lokasyonu bize zorluklar karşısında önemli bir yer vermektedir. Türkiye istikrarsız olan bütün bölgelerdeki olaylardan etkilenmektedir. Biz müttefiklerimizle hayatı ve yapıcı katkılar konusunda bütün bu zorluklarda yanında olacağız" dedi.

Afganistan'da yapılacak çok şeyin olduğunu bildiklerini ifade eden Başbakan Davutoğlu, "Burada halen devam eden güvenlik tehditleri var. Başarılarımızı pekiştirmeleri ve Afganistan'daki otoritelere gerekli reformların yapılması konusunda destek vermeliyiz. Geçtiğimiz 13 yıl içerisinde yapılan çalışmalara rağmen Afganistan halen kırılgan bir durumda. Bu yüzden NATO ve uluslararası toplulukların varlığı 2016'dan sonrada devam etmelidir. Biz Afganistan'a hem ikili ilişkiler hem de NATO aracılığıyla destek vermeye devam edeceğiz. Biz Kabil Uluslararası Havalimanı'nın sorumluluğunu üstlenmek, aynı zamanda kararlı destek misyonuna Kabil bölgesinde yardım etmeye devam etmekteyiz. Afganistan'ın güvenliğinin sağlanması konusunda 60 milyon dolarlık bir desteğimiz oldu" şekilde konuştu.

Konuşmasında Ukrayna krizine de değinen Başbakan Davutoğlu, "Ukrayna krizi aslında bize, Avrupa'daki güvenliğin ne kadar kırılgan bir yapıda olduğunu gösterdi. Kırılganlığın üzerine gidebilmek için Ukrayna'ya da desteklerimizi sunmaktayız. Bu ülkeye destek verirken Kırım halkının yaşadıklarını göz ardı etmemek lazım. Kırım'ın ilhakının hiçbir şekilde kabul dilmesi söz konusu olamaz. Burada Kırım Tatarları izole bir şekilde yaşamaktadır" ifadelerini kullandı.

-"SURİYE'DEKİ ÇATIŞMA BEŞİNCİ YILINA GİRMİŞTİ"-

Suriye'de yaşanan iç savaşa ilişkinde değerlendirmelerde bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu konuşmasına şöyle devam etti:

"Suriye'deki çatışma beşinci yılına girmiştir. Şu ana kadar 220 binden fazla kişi hayatını kaybetmiştir. 12 milyon Suriyeli, devleti terk edip vatansız kalmıştır. Türkiye'de şu anda 2 milyondan daha fazla Suriyeli var. Şu ana kadar onlara ev sahipliği yaparken vermiş olduğumuz yardım 6,5 milyar dolar olmuştur. Uluslararası topluluğunu bütün yaptığı harcama 356 milyon dolar seviyesinde kalmıştır. Biz bu kriz konusunda eşsiz bir politika yürütmek zorundayız. Bunun içerisinde Suriye halklarının isteği olmalı. Suriye'de koalisyon çalışması olmadan bütün adımlar hem uluslararası arena da hem de yerelde meşruiyet kazanamayacaktır."

-"TERÖRÜN DİNİ YOKTUR"-

"DAİŞ tehdidi artıkça ülkemizin hemen sınırının ötesinde şiddetin gitgide artığını görüyoruz. DAİŞ'in kontrolü altındaki topraklara sınırı olan tek ülke olan Türkiye, olarak ulusal güvenliğimize karşı büyük bir tehdit var. Bu bağlamda uluslararası topluluk çalışmalarını, daha iyi bir şekilde, iş birlikçi ve eş güdümlü bir şekilde yürütmelidir.

DAİŞ'in terörünün aynı şekilde köklerine de bakmamız gerekiyor. Bunun içeriğinde kapsamlı ekonomik ve insani boyutları dikkate alan plana ihtiyaç var. Terörün dini yoktur. İşte bu yüzden İslam'ı terörizmle bağdaştıran kişilere karşı çıkmalıyız. Bu yalnızca yanlış değildir aynı zamanda DAİŞ'in meşruiyetini ortadan kaldırmaya çalışmalarımıza da balta vurmaktadır. Bu çalışmaların yapılabilmesi için iş birliği çok önemlidir. NATO işbirlikleri sayesinde ortaya çıkan riskler ve tehditlere karşı olumlu adımlar atılabilmektedir. Bütün Euro ve Atlantik organizasyon kurumları AB buna dâhil, şefah bir şekilde, açık bir şekilde çatışmalı ve kabul edilen ilkeler üzerinde iş birliğini ilerletmelidir. Aynı zamanda dâhil edici ve rekabetçi olmayan istişare görüşmeler yürütülmelidir. Ancak bu şekilde kurumlarımız arasında tam bir eşitlik sağlanabilir."(ANKA)

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler