HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

11 Eylül yaklaşırken...

Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) 11 Eylül 2001'de gerçekleştirilen tarihin en büyük terör saldırısı, dünya siyasetinde bir devrin kapanmasına ve yeni bir devrin açılmasına neden oldu.

11 Eylül yaklaşırken...

Birkaç saat içinde tüm uluslararası dengeler ve değerlerin derinlemesine değişmesine yolaçan saldırıdan sonra dünya, artık sadece askeri, siyasi veya ekonomik gücüyle yeryüzünde güvenlik ve barışı ayakta tutabilecek bir gücün olmadığını gördü.

DAKİKA DAKİKA SALDIRI

11 Eylül'de, pasifikteki askeri üssü Pearl Harbor'a Japon saldırısından beri ABD, ilk defa evinde vuruldu. Süper Güç efsanesini sarsıntıya uğratan 11 Eylül saldırısında ABD'nin özgürlük anıtından sonraki sembolleri ikiz kuleler yerle bir oldu.
Amerika Birleşik Devletleri'ni sarsan dünyanın en büyük terör eylemi yerel saatle, dakika dakika şöyle yaşandı:

08.55: New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'nin ikiz kulelerinden birine, Amerikan Airlines'a ait Boeign 767 tipi yolcu uçağı çarptı. Boston'dan havalanan uçak, 81 yolcu 11 mürettebatla Los Angeles'a gidiyordu. Uçaktan, kaçırıldığına dair hiçbir işaret alınmamıştı.
09.05: Tüm dünya televizyonları, yayınlarını kesip New York'a bağlandı. Milyarlarca insan, "kaza"nın görüntülerini izlerken, ikinci bir yolcu uçağı diğer kuleye çakıldı. Bu uçak da Amerikan Airlines'a ait bir Boeing 757'ydi. 58 yolcu, 6 mürettebatla Washington'dan kalkan uçak, Los Angeles'a gidiyordu.
09.13: Havada çok sayıda "kamikaze" uçak olduğu anlaşıldı, artık tarihin en büyük terörist saldırısı başlamıştı.
09.32: Florida'da bulunan Başkan Bush, teröristlerin "izini sürüp, cezalandıracaklarını" açıkladı. ABD Başkanı Bush saldırılarla ilgili olarak, "Bu saldırı ülkemize yapılmış bir terörist saldırısıdır. New York valisi ve FBI yetkililerinden bilgi aldım. Kurban olanlar ve ailelerine ne gerekiyorsa yardımda bulunacağız" dedi.
Başkan Bush, saldırıyla ilgili geniş çaplı araştırmaların da başlatıldığını bildirdi.
Önlem olarak New York'ta bulunan tüm gökdelenlere ve Manhattan Adası'na girişler yasaklandı.
09.35: Filistin Demokratik Cephesi adlı örgüt Abu Dabi Televizyonu'nu açıklama yaparak saldırıyı üstlendi. Ancak sonrasında yapılan ikinci açıklamada saldırı kabullenilmedi.
09.43: FBI, uçaklardan birinin Savunma Bakanlığı Pentagon'a doğru ilerlediğini açıkladı.
09.44: Pentagon, üzerine doğru dalışa geçen United Airlines'ın Boeing 767 tipi yolcu uçağını uyardı: "Rotanı değiştir, yoksa vururuz". Ancak uçak, 56 yolcu, 9 mürettebatla doğruca, üst düzey komutanların bulunduğu batı kanadından binaya daldı.
09.45: Beyaz Saray, Hazine Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Kongre binası boşaltıldı. Tam bu sırada Kongre binası önünde patlayıcı yüklü bir kamyon patladı. Washington, Pentagon'dan yükselen dumanların altında kayboldu. Panik başladı, trafik kenetlendi. Cep telefonları iptal oldu.
09.52: Ulusal Havacılık Dairesi, tarihte ilk kez ülkedeki tüm havaalanlarını kapattı, havadaki uçakları indirdi. Bu saatten sonra Hava Kuvvetleri'ne, uçan her şeyi vurma yetkisi verildi.
10.01: New York'ta, Dünya Ticaret Merkezi'ne ait olan ikinci uçağın çakıldığı kule çöktü.
10.05: Washington'da bulunan Beyaz Saray'a yaklaşan ve kimliğini açıklamayan bir helikopter düşürüldü.
10.10: United Airlines'a ait Boeing 757, 38 yolcu ve 7 mürettebatla Pennsylvania yakınlarına düştü ya da savaş uçakları tarafından düşürüldü. Kısa süre önce uçağın tuvaletinden cep telefonu ile aradığını söyleyen bir yolcu, uçağın kaçırıldığını bildirdi.
10.10: Pentagon'un Batı kanadı çöktü.
10.15: Washington'da Dışişleri Bakanlığı önünde bomba yüklü bir araç infilak etti.
10.25: Washignton'da yeni açılan dev alışveriş merkezi Washington Mall'da bomba patladı, yangın çıktı.
10.30: Dünya Ticaret Merkezi'ne ait ikinci kule de çöktü. Manhattan Adası'nın büyük bölümü toz bulutu altında kaldı.
10.31: Amerika'daki bütün devlet binaları ve gökdelenler boşaltıldı.
10.32: Dünya borsaları çöktü, altın fiyatları fırladı.
10.46: Filistin Lideri Yaser Arafat, saldırıyı kınadı.
10.47: Başka bir uçağın Washington'a yöneldiği bildirildi.
11.00: New York Belediye Başkanı Giuliani, Manhattan'ın boşaltılması emrini verdi. Ölü sayısının binlerce olduğunu açıkladı.
12.00: New York'taki hastanelerde kan sıkıntısı baş gösterdi. Hastaneler yaralılarla doldu. New York hastanelerinde yer kalmadı.
13.26: Saldırının arkasında Usame bin Ladin olduğu iddia edildi.
13.45: Taliban açıklama yaptı, saldırıyı kınadı, bin Ladin'in saldırı ile hiçbir ilgisi olmadığını ileri sürdü.
14.30: Aşırı solcu olduğu belirtilen Japon Kızıl Ordu Örgütü saldırıyı üstlendi, Hiroşima ve Nagazaki'nin intikamını aldıklarını ileri sürdüler.
14.51: Amerikan Deniz Kuvvetleri, Wasahington ve New York'ta alarma geçti.
17.25: Dünya Ticaret Merkezi'nin ikiz kulelerinin yanındaki 47 katlı 7 nolu bina da çöktü.
20.40: ABD Başkanı Bush, New York ve Washington'daki kanlı saldırılardan sonra halka hitaben yaptığı konuşmada, saldırılarda "binlerce" kişinin öldüğünü belirtti ve "Teröristlerle onları koruyanlar arasında ayrım yapılmayacak" dedi. ABD Başkanı George Bush, ABD'de düzenlenen terörist saldırıların, ülkede korkunç bir üzüntü ve yenilmez bir öfkeye neden olduğunu söyledi.

ABD ÜZGÜN VE KIZGIN

Başkan Bush, "Kimse kuşku duymasın. Bu saldırıyı gerçekleştiren kişiler mutlaka bulunacak ve gerekli şekilde cezalandırılacaktır" dedi. Başkan George W. Bush, ABD halkını korumak için bütün güvenlik önlemlerinin alınacağını ve gereken ne varsa yapılacağını belirtti.
George W. Bush, halkına seslenişinde, ABD halkının benimle birlikte olmasını, bana destek vermesini istiyorum. Herkes kurtarma çalışmalarına katılmalı, bunu istiyorum" dedi. Bush, konuşmasını, "Bizi test etmek isteyenler, bu testi geçemeyecektir" diyerek noktaladı.
ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell ise saldırıları "savaş" olarak nitelediklerini belirterek, ABD'nin bunlara sert karşılık vereceğini söyledi. Powell, ABC ve NBC televizyonlarından yayınlanan sert demecinde, saldırıların savaş olarak algılandığını ve ABD'nin vereceği karşılığın buna uygun olacağını belirterek, "Vereceğimiz karşılık, bir kişiye yönelik tek bir karşı saldırıyla sınırlı kalmayacak" dedi.

LİDERLERDEN DESTEK

Amerika Birleşik Devletleri'ne düzenlenen saldırıların ardından liderlerden açıklamalar gelmeye başladı. İngiltere Başbakanı Tony Blair, "Korkarım terörist saldırıdan başka bir olasılık düşünemeyiz" derken, Başbakan Bülent Ecevit de, New York ve Washington'daki terörist saldırıları dolayısıyla ABD Başkanı George W. Bush'a bir mesaj gönderdi. Ecevit mesajında, "Sayın Başkan, Amerikan ulusuna karşı bir dizi haince terörist saldırı gerçekleştirildiğini öğrenmekten son derece sarsıldım ve derin üzüntü duydum. Terörizmden çok çekmiş bir ülke olarak, Türk halkı sizi anlamakta ve Amerikalı dostlarının acılarını paylaşmaktadır. Bu güç saatlerde Türk Hükümeti her zamanki gibi sizinle işbirliğine hazırdır ve Türk halkı yanınızdadır. En derin saygılarımla" dedi.

BASINDA SALDIRI

ABD basınında, New York kentindeki Dünya Ticaret Merkezi ikiz kuleleri ile Washington'daki Pentagon binasına yönelik saldırıların, ABD'nin savunmasız olduğunu ortaya koyduğuna ilişkin yazılar çıktı.
New York Times, ABD'nin finans ve savunma merkezlerine yapılan saldırılar sonucu, binlerce kişinin hayatını kaybedebileceğini yazdı.
IHT'nin 'Modern Pearl Harbor' başlığı ile verdiği analiz haberinde ise, uçakları ABD'nin simgelerine çarptırmanın bugüne kadarki en spektaküler saldırı olduğu belirtildi. Gazete, saldırının ABD'nin askeri ve siyasi politikasında büyük bir değişime yol açacağını da vurguladı.
International Herald Tribune ise haberi 'Kaçırılan Uçaklar New York'daki gökdelenlere ve Pentagon'a çakıldı' başlığı ile verdi. Gazete, saldırıların ABD'nin askeri ve ekonomik gücünün sembollerine yapıldığına dikkat çekti.
Irak devlet televizyonu da olayı, yüzyılın eylemi şeklinde duyurdu. Haberde, Amerika'nın insanlığa karşı suç işlediği için böyle bir operasyonu hakettiği ifade edildi.

LADİN'İN SUÇLANMASI

11 Eylül günü gerçekleştirilen terörist saldırılardan sonra zanlı olarak ilk gösterilen kişi, Suudi terörist Usame bin Ladin oldu. ABD yönetimi, tüm araştırmalarını Ladin'in üstünde yoğunlaştırdı. Başta Başkan George W. Bush olmak üzere diğer üst düzey yöneticilerden de Ladin'i suçlayıcı açıklamalar yapıldı. Ama bunların en net olanını Dışişleri Bakanı Colin Powell'dan geldi.
Powell, düzenlediği basın toplantısında, "Bu saldırıları düzenlemiş olabilecek terörist örgütlerle ilgili olarak, bölgedeki hükümetlerle yakın temas içindeyiz" dedi. Powell, Taliban'a yakın Pakistan hükümetiyle de bu temasların yoğunlaştırıldığını kaydederek, "Pakistan, gündemimizde en tepede bulunuyor. Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref ile de temastayız" diye konuştu.
Powell, gazetecilerin Pakistan isminin neden gündeme geldiğine ilişkin soruları ise şöyle yanıtladı: "Bu tür bir saldırıyı gerçekleştirmiş kapasitedeki terörist organizasyonlar üstünde duruyoruz. Sorumluları tam olarak belirleyemedik, ama adaylara baktığınızda birinin bu bölgede olduğunu görüyoruz." ABD'li Bakan, "Bin Ladin'i mi ima ediyorsunuz?" sorusuna da "Evet" cevabını verdi.

LADİN SUÇLAMALARI REDDETTİ

Tüm bu suçlamalar yapılırken Suudi terörist Usame bin Ladin, ilk günden itibaren suçlamaları reddetti. Ancak yapılan saldırılardan büyük keyif aldığını da her seferinde dile getirmekten de vazgeçmedi. Öyle ki Usame bin Ladin, "Allah'a şükürler olsun, Amerika şimdi, bizim 80 yıldır yaşadıklarımızın bir kopyasını yaşıyor" dedi. "Allah, bir grup öncü Müslümanı Amerika'yı yıkması için kutsadı. Allah onları şehit kabul ederek cennetine alsın" diye devam etti.

BUSH, LADİN'İN TESLİM EDİLMESİNİ İSTEDİ

Amerika Birleşik Devletleri'nin terörist saldırılarının baş sorumlusu olarak ilan edilen Usame bin Ladin'in Afganistan'da yaşadığı ortaya çıktıktan sonra tüm dikkatler bu ülkeye çevrildi.

ABD Başkanı Bush, Afganistan'da yönetimi elinde bulunduran Taliban'dan terörist başını teslim etmesini istedi. Taliban lideri Muhammed Molla Ömer, Ladin'in suçsuz olduğunu ve suçlu olsa bile şeriat kanunlarına göre yargılanacağını ifade etti.
Bu açıklamalar üzerine sinirlenen Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Bush, Afganistan'a "Teröristleri barındırmaya son vermesini" istedi. Ayrıca Bush, ve "Terörist Usame bin Ladin'in teslim edilme vaktinin geldiğini" bildirdi.
Bu gelişmeler üzerine Afganistan Ulema'sı toplandı. Ulema karar olarak Usame bin Ladin'in ülkeyi 'gönüllü' olarak terk etmesini istedi. Fakat Ladin'e açık kapı bırakan bu karar hiçbir şeyi değiştirmedi. İlerleyen günlerde de tavırlarını sertleştiren Taliban yönetimi, "Bin Ladin'i Afganistan'dan ayrılmaya ikna etmek için yapılan öneri, ABD tarafından ortadan kaldırılmıştır" dedi. Taliban, "ABD bize savaştan başka çare bırakmadı" söyleminde bulundu. Böylece restleşmede en yüksek seviyeye gelinmiş olundu.

BLAİR, LADİN İLE İLGİLİ KANITLARI AÇIKLADI

11 Eylül tarihideki terörist saldırılarını düzenleyenin Usame bin Ladin olduğunun kanıtlarını ilk olarak kamuoyuna İngiltere Başbakanı Tony Blair bildirdi.
İngiltere Başbakanı Tony Blair, Avam Kamarası'nın olağanüstü oturumunda yaptığı konuşmada, ABD'nin sunduğu kanıtları üstü kapalı olarak açıkladı. İngiltere Başbakanı Tony Blair, ABD'de kaçırılan 4 uçağın yolcu listelerindeki 19 hava korsanından en az 3'ünün Usame bin Ladin'in adamları olduğunun saptandığını vurguladı. Blair, bu 3 kişiden birinin Afrika'da ABD elçiliklerine ve Aden'de ABD savaş gemisine yapılan saldırılarda önemli rol oynadığının da saptandığını belirtti. İngiltere Başbakanı Tony Blair, Afganistan'daki Taliban rejiminin "yola gelmemesi halinde", Kabil'de rejim değişikliğinin zorunlu olacağını bildirdi. Taliban'a, bin Ladin'i teslim ederek kamplarını ortadan kaldırması uyarısını yineleyen Blair, aksi takdirde Taliban rejiminin terör karşıtı koalisyonun düşmanı olacağını söyledi.

NATO ABD'NİN KANITLARINDAN İKNA OLDU

Amerika Birleşik Devletleri elinde bulunan kanıtları NATO'ya ve üye ülkelerine sundu. Aynı zamanda destek bulmak için Rusya'ya da kanıtlar bildirildi. NATO Genel Sekreteri George Robertson, ABD'nin 11 Eylül'de hedef olduğu terörist saldırılara Usame bin Ladin'in karıştığı yolunda İttifak'a kanıt sunduğunu açıkladı. Robertson, bir İttifak ülkesinin saldırıya uğraması halinde, tüm üyelerin saldırıya uğradığını kabul eden 5. maddenin bu çerçevede harekete geçirilebileceğini bildirdi. Genel Sekreter Robertson, "Her şey açık, kanıtlar saldırının dışardan yapıldığını doğruluyor" dedi.
NATO Genel Sekreteri George Robertson, Brüksel'deki NATO Genel Merkezi'nde yaptığı basın toplantısında, ABD'nin, 11 Eylül terör olaylarına karıştıkları belirlenen 19 kişi hakkında bilgiler verdiğini, bu kişilerin, Suudi terörist Usame bin Ladin kontrolündeki bir örgüte üye oldukları, bu örgüt tarafından yönlendirildikleri, örgütten para sağladıkları ve ABD'ye girerek pilot eğitimi alabildiklerinin tespit edildiğini anlattı. Genel Sekreter, söz konusu saldırının dış bağlantılı olduğunun kanıtlandığını, kanıtların yeterli bulunduğunu, bir müttefike yapılan saldırının tüm NATO üyelerine yapıldığının varsayılmasını öngören 5.maddenin geçerlik kazandığını belirterek, bu aşamadan sonra, ABD'nin İttifak'tan beklentilerini bildirmesi gerektiğini söyledi.

5. MADDE YÜRÜRLÜKTE

NATO Genel Sekreteri George Robertson, ABD'nin Usame Bin Ladin ile ilgili kanıtı sunduğunu ve 5. maddenin harekete geçirilebileceğini bildirdi.
NATO'nun, bir müttefiğine yönelen saldırıya toplu tavır alınmasını öngören 5. maddeyi uygulamaya koyması için, saldırıların dışarıdan gelen bir tehdit olduğunun müttefiklerce kabul görmesi gerekiyordu. Buna göre, 19 kişinin, Bin Ladin'in El Kaide örgütü tarafından eğitildiği, mali kaynak sağlandığı, ve saldırı düzenlemeye azmettirildiği kabul edildi. Böylece, ABD'ye yapılan saldırıların 'dışarıdan gelen bir tehdidi' işaret ettiği de kabul edilmiş oldu ve 5. maddenin uygulanmasının önünde bir engel kalmadı.

ABD temsilcisinin Kuzey Atlantik Konseyi'ne sunduğu kanıtların tartışılma aşamasında, Almanya'nın çekimser bir tutum aldığı gözleniyordu. İngiltere, Fransa ve Türkiye ise kanıtların yeterli olduğu konusunda görüş bildiriyordu. NATO'nun 52 yıllık tarihinde bir İttifak ülkesinin saldırıya uğradığı anda, tüm üyelerin saldırıya uğraması olarak kabul edilen 5. madde ilk kez yürürlüğe soktu.

RUMSFELD ORTADOĞU GEZİSİNDE

Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanı Donald Rumsfeld ve İngiltere Başbakanı Tony Blair, operasyonun öncesinde Ortadoğu ve Afganistan'ın komşularından destek almak için destek turlarına çıktı.

ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, gezisinin ilk durağı olan Suudi Arabistan'da Kral Fahd ve Prens Abdullah'la görüştü. Görüşmede, Suudi yetkililer, Afganistan'a olası saldırıdan duydukları, endişeyi dile getirdi ve ülkedeki üslerin, Amerika tarafından kullanılmasına izin vermeyeceklerini bir kez daha tekrarladı.
Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, ABD Başkanı George Bush'un Suudi yetkililerin endişelerine karşı duyarlı olduğunu dile getirdi. Her ülkenin kendi koşullarına göre hassas noktaları olduğunu belirten ABD'li Bakan, "Ben burada kimseyle görüşme yapmaya gelmedim. Benim buradaki amacım onlarla buluşmak ve neyin peşinde olduğumuzu onlara anlatmak. Terör tehdidinin ciddiyetini ve ülkemize verdiği zararı onlara anlatmak ve buna karşı onların işbirliğini sağlamaya çalışıyorum" diye konuştu.

Sonrasında Rumsfeld, terörizmle mücadeleye destek çerçevesinde çıktığı Ortadoğu ziyaretinin ikinci durağı Umman'a gitti. Rumsfeld, Maskat Havaalanı'na gelişinin ardından, Sultan Kabus ile görüşmek üzere helikopterle çöldeki bir konaklama yerine gitti.
ABD Savunma Bakanı Rumsfeld, Mısır ve Özbekistan'ın da bulunduğu ülkelere yapacağı ziyarete Türkiye'yi de sıkıştırdı. Yaklaşık 2 saat Ankara'da kalan ve Başbakan Bülent Ecevit ile görüşen Rumsfeld, ziyarette bulunduğu her yerden aldığı desteği Ankara'dan da aldı.

BLAİR'İN DESTEK ARAYIŞI

İngiltere Başbakanı Tony Blair, ilk ziyaretini Rusya'nın başkenti Moskova'ya yaptı. Burada Rusya Devlet Başkanı Putin ile yapılan ve olumlu geçen görüşmelerden sonra sırasıyla Pakistan ve Hindistan'a ziyaretlerde bulundu.

Pakistan'ı ziyaretiyle gerçekleştirilen görüşmede, özellikle İngiltere'nin Pakistan'ın ekonomik sorunlarına çözüm bulmak için teminatta bulunduğu belirtildi. Tony Blair, görüşmenin ardından yapılan basın toplantısında, İslam dininin özelliklerine değindi. Blair, "Kuran'da verilen mesajlar inandırıcıdır. 11 Eylül'deki saldırı tüm inançlara yapılmış açık bir saldırıdır. Bu insanlık adına işlenmiş bir suçtur" dedi. Başbakan Blair, Pakistan'ın ekonomik sorunlarıyla ilgili, IMF'nin çalışmalarıyla yeni kaynaklar yaratılacağını, bütçe çalışmalarına diğer ülkelerin de katkı sağlayacağını belirtti.
Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref, 11 Eylül saldırısını Ladin'in yaptığıyla ilgili ortaya konulan delillerin inandırıcı ve yeterli bulunduğunu belirterek, özellikle ekonomik destek için Blair'e "minnettarım" diyerek karşılık verdi.

Pakistan'dan sonraki durağı olan Hindistan'da görüşmesinin ardından Vajpayi ile birlikte bir basın toplantısı düzenleyen Tony Blair, Usame bin Ladin'i teslim etmediği ve terör kamplarını boşaltmadığı sürece Taliban yönetiminin üzerindeki baskının devam edeceğini söyledi.

İHA

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler