İSTANBUL (AA) - İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Cansız, "Kök hücrenin hasarlı organın neresine, ne zaman, ne kadar ve hangi aralıklarla verilmesi gerektiği, kök hücre ayrıştırılırken kullanılan maddelerin vücuda nasıl etki yapacağı, hücrenin gereğinden fazla çoğalması durumunda ne olacağı ve gerektiğinde bunun nasıl önüne geçilebileceği gibi pek çok soru cevap bekliyor." dedi.
Prof. Dr. Cansız, İstanbul Üniversitesi Kök Hücre Kulübü'nce (İÜKÖK) üniversitenin Cemil Birsel Konferans Salonunda düzenlenen "4. Kök Hücre ve Uygulama Sempozyumu"nun açılışında yaptığı konuşmada, kök hücrenin bölünebilen, kendisini yenileyebilen, değişik organ ve dokulara dönüşebilen, dokuyu veya organı tamir edebilen ve oluşmuş sistemi ayakta tutabilme özelliğine sahip bir hücre olduğunu söyledi.
Kök hücrenin cilt gençleştirmeden yara ve yanık tedavilerine, kanserden menisküse kadar oldukça geniş bir yelpazede kullanıldığına dikkati çeken Cansız, ayrıca kalp hastalıklarından diyabete, buerger hastalığından parkinsona, hatta omurilik felçlerine kadar henüz tedavisi bulunamayan birçok hastalık için devrim yaratarak büyük buluşlara gebe bir hazine olduğuna işaret etti.
Cansız, "Kök hücrenin hasarlı organın neresine, ne zaman, ne kadar ve hangi aralıklarla verilmesi gerektiği, kök hücre ayrıştırılırken kullanılan maddelerin vücuda nasıl etki yapacağı, hücrenin gereğinden fazla çoğalması durumunda ne olacağı ve gerektiğinde bunun nasıl önüne geçilebileceği gibi pek çok soru cevap bekliyor." şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Cansız, kök hücrenin bilim adamlarını, sağlık yöneticilerini ve hastaları heyecanlandıran bir umut olduğunun altını çizdi.
- Kök hücreler vücudun yapı taşları
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji Embriyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Alp Can ise "Mezenkimal Stroma Hücrelerini Nasıl ve Ne Süreyle Taşıyabiliriz/Depolayabiliriz" başlığını ele aldığı konuşmasında, kök hücrelerin vücudu oluşturan yapı taşları olduğunu belirtti.
Bilim dünyasının, "Kök hücreleri yaralanmalarda, hastalıklarda kullanabilir miyiz? Hastalıklı hücrelerin yerine geçebilir mi? Yaralanmış, yok olmuş hücrelerin yerine geçebilir mi?" konularını araştırdığını ifade eden Can, bu sorulara, hücreleri anladıkça, bulunduğu bölgeleri öğrendikçe ve buradan çıkartarak insan vücudunda kullanmayı başardıkça cevap bulmaya çalıştıklarını dile getirdi.
Prof. Dr. Can, bu noktada "Hangi hücrelerin kullanacağız, kimden alacağız, kime vereceğiz? Bu verdiğimiz kişide bu hücreler reddedilecek mi yoksa vücut tarafından kabul edilecek mi?" sorularının cevaplarının da önemli olduğunu söyledi.
Her insanın hücresinin kendine özel olduğunu aktaran Can, "O hücrelerin üzerinde birtakım moleküller var. O moleküller başka kişiye verildiğinde reddedilmesini sağlayan moleküllerdir. O zaman acaba, kök hücrelerden de reddedilmeyen hücreler var mı? Biz o reddedilmeyeni bir başkasına verdiğimiz zaman bir şekilde baskılayabilir miyiz? Bazı hücreler için olmazsa olmaz doku uyumluluğu dediğimiz yani sizde bulunan bazı moleküllerin benimle uyumu söz konusu olduğunda o zaman siz bana hücrenizi verebiliyorsunuz." diye konuştu.
- "Göbek kordonunu kullanarak hücreleri elde ediyoruz"
Prof. Dr. Can, kök hücrenin özellikle kemik iliği nakillerinde kullanıldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Hücreler belli oranda doku uyumluluğu gerektirir. Dolayısıyla insanlar hücrelerini bağışlıyorlar. Bu bağış yapılan hücrelerin üzerinde doku uyumluluğu tespit ediliyor ve bir bilgi bankası oluşturuluyor. Bu bilgi bankası dünyanın herhangi bir yerinde bir başkasıyla belli oranda tutuyorsa o zaman size, 'Sizin hücreleriniz bir başkasıyla tuttu. Sizden kemik iliği hücresi ya da kök hücre alabilir miyiz?' diyerek başvuruyorlar. O zaman siz de kök hücre bağışçısı olmuş oluyorsunuz ama vücutta tüm hücreler böyle çalışmıyor."
Bazı hücrelerin kişiden kişiye kolaylıkla nakledilebildiğine dikkati çeken Can, üzerinde çalıştıkları hücrelerin de bu tarz hücreler olduğunu anlatarak, sözlerini "Bebeğin göbek kordonundan o atılan kordonu kullanarak biz bu hücreleri elde ediyoruz. Daha sonra yeni yeni başladığımız çalışmalarla farklı dokularda acaba işe yarayabilir mi? Hastanın hücrelerinin yerine geçer mi, iyileştirir mi? Hastalık belirtilerini ortadan kaldırır mı? Özetle, hastanın yaşam kalitesini artırır mı yanıtını bulmaya çalışıyoruz." şeklinde tamamladı.
Sempozyumda, Elif Şebnem Günaydın Umut Derneği'ne yapılan kök hücre bağışlarının sertifikaları Prof. Dr. Cansız ve Prof. Dr. Can'a takdim edildi.