ANKARA (İHA) - TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ve Antalya Milletvekili Mehmet Dülger, Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye ile müzakere sürecinde sözde Ermeni Soykırımı konusunu ön şart olarak Türkiye'ye getiremeyeceğini söyledi.
Osmanlı İmparatorluğu'nun 1915 yılındaki kabinesinde 7 Ermeni bakan olduğunu belirten Dülger, "Ermeni bakanlardan bir tanesi padişahın tüm özel harcamalarıyla ilgilenen Sakızyan Paşa'dır. Padişahın cebiyle ilgilenen bir makamda bulunan bir ırka soykırım yapılması düşünülemez. İsveç, bir Türk'ü Maliye Bakanı yapar mı? Bunu sormak lazım" dedi.
AB İlerleme Raporu'nun açıklanmasının ardından İHA'nın sorularını cevaplandıran Dülger, Türkiye'nin politik şartlar ve insan hakları konusundaki durumunun AB seviyesinde olduğunu vurguladı. "Ülkemizin Kopenhag kriterlerinde insan hakları ve azınlık durumu konusundaki seviyesi AB seviyesinde görülmüşki müzakerelerin açılmasına karar verilmiş" diyen Dülger, müzakere sürecinde bu seviyenin daha da yükseltilip, rafine hale getirileceğini kaydetti. Kadın hakları konusunda Avrupa'nın Türkiye'yi gıpta edeceği hakları kadınlara verdiklerinin altını çizen Dülger, Türkiye'de meslek hayatında kadınların bankacılık, eğitim, sağlık sektöründe hak sahibi olduğunu, özellikle bankacılık sektöründe kadınların erkeklere hakimiyetinin olduğunu dile getirdi. Azınlık meselesinin tartışma konusu olduğunu ifade eden Dülger, raporda Alevi ve Kürtlerin azınlık telakki eden bir yapısı olduğunu, bunun da tartışmalı konular arasında yer aldığını vurguladı.
Türkiye'nin bu konularda çok fazla katettiğine dikkat çeken Dülger, "Biz temel haklarının tanınması değil temel haklarının daha rafine hale getirilmesi bakımından daha yolumuz var. Kadın hakları tartışılacak konulardır. Bütün mesele, bu tartışmaların yapılacağı masada Türkiye'nin de olmasıdır. Türkiye'nin olmadığı bir masada Türkiye'yi etkileyecek bir karar alınması kabul edilebilir değil. AB ile müzakereyi yapacağız. Sadece bizim bazı sektörlerde müzakereyi kabul etmemiz değil, bazı şeyleri de onlara anlatmamızdır" diye konuştu.
'SOYKIRIM' UYARISI
Dülger, müzakere sürecinde Ermeni meselesi, Kıbrıs ve Ege meselesinin Türkiye'nin önüne şart olarak getirilemeyeceğini vurguladı. Kopenhag kriterlerinden sonra Türkiye'nin önüne getirilecek şartların Maastricht kriterleri olduğunu anlatan Dülger, "Bu konudaki ihtilaflar devam edebilir. AB topluluğu ihtilafsız bir topluluk değil, ihtilaflarını müzakere yoluyla metod olarak seçmiş ülkelerin topluluğudur. Biz bu sorunları da müzakere yoluyla çözeceğiz sözde Ermeni soykırımının ön şart olma ihtimali yoktur" diye konuştu.
Sözde Ermeni soykırımının olduğu kararın alındığı iddia edildiği 24 Nisan 1915 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu'nun kabinesinde 7 Ermeni bakan olduğunu hatırlatan Dülger, AB'ye şu uyarılarda bulundu: "Ermeni bakanlardan bir tanesi de padişahın özel harcamalarıyla ilgili Sakızyan Paşa. Padişahın cebiyle ilgilenen bir makamda bulunan bir ırkın bir soykırıma tabi tutulması düşünülemez. Acaba İsveç bir Türk'ü Maliye Bakanı yapar mı?"
'ANTALYA'DA İBADETEVİ AÇILIYOR"
Dülger, müzakere sürecinde Türkiye'deki dini özgürlüklerin nasıl gelişeceğine ilişkin görüşlerini de aktardı. Dülger, "Türkiye'de mukim Hrıstiyanların kilise açıp açamayacakları konusunda, mesela Antalya'da bir ibadetevi açılıyor. İçerisinde hem cami, hem kilise hem de havra var. Çok muazzam birşey. Başbakan bu konuda çok haklı olarak meseleyi söylemiş. Anayasımıza göre devletimiz, hükümetimiz laiktir. Dini mülahazalarla devlet yönetimini nazarı itibare almayız" şeklinde konuştu. Dülger, müzakere sürecinin başlaması halinde Türk ekonomisinin olumlu yönde etkileyeceğini vurguladı. Ekonomik konularda Türkiye'nin çok ileri adımlar atacağını ve ekonomik istikrara kavuşacağının altını çizen Dülger, "Müzakere süreciyle birlikte yabancı yatırım artacaktır. Biz de bu yönde beklenti vardı. Tarım konusu, AB müzakerelerinin en çetin başlığını teşkil ediyor. Türkiye çok büyük hamleler yapmaya hazırlanıyor. Engel teşkil etmez, Türk tarımını AB normlarına getirme konusunda elimizden geleni yapacağız" değerlendirmesini yaptı.