İSTANBUL (AA) - Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik 226 sanığın yargılandığı davada savunma yapan tutuklu sanık Mert Sucu, operasyon sırasında polise ateş etmesiyle ilgili "Uyku sersemliğinden dolayı bilinçsizce, refleks olarak yaptığım bir şeydir. Sanki Adnan Oktar azmettirici, ben de tetikçiymişim gibi bir algı yapılmaya çalışılıyor. Ben polisi çok severim. Arabamda özel harekat marşlarıyla gezerim." dedi.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısında bulunan salonda yapılan duruşmada, Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik operasyon sırasında, "Dragos" olarak tabir edilen sözde örgüt karargahında polise ateş açtığı iddia edilen tutuklu sanık Mert Sucu’nun savunması alındı.
Örgüt elebaşı Adnan Oktar'ın yakın korumalarından olduğu iddia edilen Sucu, üzerine atılı suçlamalar arasında bulunan "adam öldürmeye teşebbüs" suçundan vicdanen rahatsızlık duyduğunu söyledi.
Sanık Sucu, Karadenizli olduğu için kendisine "Lazoli" denildiğini, bunun kod adı olmadığını öne sürerek, akrabası aracılığıyla Oktar grubuyla tanıştığını ifade etti.
Kendisine ait bir ikameti olsa da sıklıkla A9 yayınlarının yapıldığı stüdyoda kaldığını anlatan sanık Sucu, 2010 yılında anonim şirket olması için 5 kişi gerektiğinden A9 Televizyonu’na ortak olduğunu, 2017’de bu ortaklıktan çıktığını aktardı.
Sucu, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan kişilerin, kendilerinin günlük yaşantılarına ilişkin şeyleri bir suç varmış gibi yansıtmaya çalıştıklarını ileri sürerek, "Dragos'ta telsiz kullanıyorduk ama şahsıma ait bir telsiz yoktu. Stüdyoda yayın için, 'Misafir geldi, gitti.' gibi şeylerde büyük bir arazi olduğu için haberleşme amacıyla kullanıyorduk. Benim nasıl kimliğim her zaman yanımdaysa taşıma ruhsatlı silahım da her zaman yanımdadır. Dolayısıyla Dragos’a gittiğimde de silahım hep üzerimdeydi." dedi.
Oktar alışverişe çıkacağı zaman, diğer arkadaşlarıyla birlikte kalabalık bir grup halinde AVM’ye gittiklerini anlatan Sucu, "Adnan Oktar ile AVM’lere birçok kez gittim. Koruma amaçlı gitmeyiz. Adnan Oktar giyinir, 'Bu nasıl güzel mi?' der. Halı alacaktır, ben dekorasyon işi yaptığım için bana sorar. Zevkime güvenir. Adnan Bey yüklü alışveriş yapar, yanında 10 kişi falan giderdik. Adnan Bey tek başına sokağa çıkabilecek biri değil. Sonuçta tanınan birisi. AVM’ye gitmeden önce güvenlik şefine haber verirdik. AVM’deyken de güvenlik şefi hep yanımızda olurdu." ifadelerini kullandı.
Sanık Sucu, operasyon sırasında hedef gözeterek polise ateş açtığı ve çelik yelekli bir polis memuruna 2 mermi isabet ettiği iddialarına değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Olay gecesi A9 canlı yayınını, stüdyonun bahçesindeki müştemilatta takip ettim. Yayın sabaha karşı bitti. Adnan Oktar’ın yayından sonra çıktığını gördüm. Stüdyo ile Dragos arası 5 dakika mesafededir. Önceki günden de yorgun ve uykusuzdum. Benim Dragos’ta kalabildiğim bir odam vardı. Oraya geçtim. Namazımı kıldım ve saat 5 gibi yattım, uyudum. Sonra odamın dış kısmında şiddetli bağırış sesleri duydum. Bize karşı bir saldırı oluyor sanıp başucumdaki geceden kurulu ruhsatlı silahımla rastgele, bilinçsizce ateş ettim. Hedef gözetmedim. Bulunduğumuz yer ormanlık araziyle çevrilidir. Bize karşı PKK'dan IŞİD'den tehdit vardı, bize karşı husumetli kişiler vardı. Bu düşünceyle ve bunların etkisiyle 5-6 el ateş ettim. Raporlardaki gibi şarjör boşalana kadar ateş etmedim. Ateş ettikten sonra sessizlik oldu, şuurum yerine gelmeye başladı. Dışarıdaki polislerin 'Polis, teslim ol, yoksa ateş edeceğiz.' diye bağırdığını duydum. Hem polis olduklarını duyunca rahatladım hem de ateş etmiş olduğum için çok korktum. Benim ateşlememle polise mermi isabet ettiğini düşünmüyorum. Çelik yelekte mermi çekirdeği de bulunmamış."
Teslim olduğunda polislere "Kusura bakmayın, yanlışlık oldu." dediğini belirten Sucu, "Orada beni 20-30 polis öldüresiye dövdü. Ben bir şey demiyorum, haklılar, yanlış anlaşılma oldu. Kendilerine de söyledim, 'Hakkımı helal ediyorum size.' dedim. Üzüntüden ağladım, polisler benim yüzümü gördüklerinde böyle bir şey yapmayacağımı anladılar. Hatta bir polis geldi yanıma, halime üzüldü, sarıldı bana. Adnan Oktar’ın, herhangi bir şey olursa kim olduğuna bakmadan ateş etmemizi söylemesi yalandır. Uyku sersemliğinden dolayı bilinçsizce, refleks olarak yaptığım bir şeydir. Sanki Adnan Oktar azmettirici, ben de tetikçiymişim gibi bir algı yapılmaya çalışılıyor. Ben polisi çok severim. Arabamda özel harekat marşlarıyla gezerim." diye konuştu.
- Görüntülerin istenmesini talep etti
Savunmasını tamamlayan tutuklu sanık Mert Sucu, kendilerine operasyon yapıldığı sırada, polislerin kullandığı kameraların, Dragos’taki güvenlik kameralarının, drone ve helikopterden yapılan çekimlerin ve Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü polislerinin yaptıkları çekimlerin görüntülerinin mahkemeye gönderilmesi için ilgili yerlere müzekkere yazılmasını talep etti.
Operasyona katılan polis memurlarının telsiz konuşma kayıtlarının dosyaya gönderilmesini isteyen sanık Sucu, 24 Haziran 2018 tarihinde annesiyle yaptığı telefon görüşmesinin tapelerinin ilgili kurumlardan istenilmesini, bu görüşmede annesine hangi partiye oy verdiğini dahi açıkladığını söyledi.
Operasyon yapıldığı sırada bulunduğu odanın zemininde kendisine ait olmadığı tespit edilen kanın kime ait olduğunun incelenmesini isteyen sanık Sucu, iddianameye göre örgüt karargahında nöbet tutmak olarak değerlendiren ve tapelere "maç" şifresiyle yansıyan eyleme ilişkin olarak arkadaşlarıyla halı saha maçı yaptığını gösteren fotoğrafları mahkemeye sunduğunu ifade etti.
- Tutukluluk halleri devam edecek
Duruşmada daha sonra, cumhuriyet savcısı söz alarak, bugün itibarıyla aylık tutukluluk inceleme süresinin dolduğunu söyledi.
Savcı, mevcut delil durumu, dosyadaki dijital veriler, atılı suçlamaların niteliği, sanık sorgularının devam ediyor olması, müşteki ve tanıkların dinlenilmemiş olması, bu aşamada adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalması nedenleriyle tüm tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verilmesini istedi.
Ara karar oluşturan mahkeme heyeti, aynı gerekçelerle tüm tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına hükmetti.
Duruşma, sanık savunmalarına devam edilmek üzere yarına ertelendi.