California 'Bilinçli Ebeveynlik Enstitüsü' kurucusu Aletha Solter'e göre ağlayan çocuğu ilk etapta anlamaya çalışmalı, onunla fiziksel temasta bulunarak varlığımızı hissettirmeli, ağlıyor olmasını kabul etmeli ve dinlemeliyiz. Unutmayın çocuğumuzu anlar ve duygularını dışa vurmasına izin verirsek ileride duygularını saklamadan anlatabilen bireyler olmalarına önayak olmuş oluruz. Sürekli ağlayan çocuğumuzu eline oyuncak tutuşturarak çeşitli tepkiler ile dikkatini dağıtmaya çalışarak susturmak yerine daha profesyonel çözümler ile sakinleştirebiliriz. Nedir bu yöntemler?
Sakin olun! Siz ne kadar sakin olursanız çocuğunuzu sakinleştirmek de bir o kadar kolaylaşır. Sonrasında fiziksel bir problem yüzünden mi ağlıyor diye kontrol edebilirsiniz. Eğer ağlama sebebi fiziksel bir acı değilse ona yorgun olup olmadığını, yorgun hissediyorsa dinlenmesi için ne yapabileceğinizi sorabilirsiniz. Örneğin birlikte masal okumayı teklif edebilirsiniz. Karnı acıkmışsa ve mutfakta birlikte vakit geçirmekten zevk alıyorsanız, sevdiği bir atıştırmalığı birlikte yapmayı teklif etmekte çocuğunuza cazip gelebilir.
Çocuklar birbirlerine karşı acımasız olabiliyor ne yazık ki... Ona bir hayal kırıklığı yaşayıp yaşamadığını sormanız iyi gelebilir. Eğer yaşıtları tarafından kendini incinmiş hissetmesine sebep olan bir durumla karşı karşıya kalmışsa onun yanında olduğunuzu ve birlikte hareket ederek bunu aşabileceğinizi anlatabilirsiniz. Kısa bir yürüyüşe çıkmayı teklif ederek bulunduğu ortamdan uzaklaşmasını sağlayabilir ve böylece daha güvende hissetmesine, hissettiği duygunun kalıcı olmadığını anlamasına yardımcı olabilirsiniz.
Susmasını ödüllendirmek iyi bir fikir değildir. Aksine bunu devamlı hale getirmesine ve her istediğini bu şekilde yaptıracağını düşünmesine yol açar. Sonrası ne yazık ki pek sağlıklı sonuçlar doğurmayabilir.
Ağlamanın endorfin hormonu salgılanmasına sebep olduğu ve bu hormonun insana neşe verdiği, ağrıları dindirdiği bilimsel olarak kanıtlanmış bir durum. Gülmek kadar ağlamanın da gayet normal bir duygu olduğu biz yetişkinler kadar çocuklar için de geçerli. Her ağladıklarında kötü bir şey yaptıkları hissine kapılmalarına sebep olmamalıyız. Unutmamalıyız ki çocuklar içinde bulundukları durumu çoğu zaman sözlü olarak ifade edemeyebilir. Bunun dışa yansıması olarak da çeşitli tepkiler verir. Onlarla empati kurmayı başarabilirsek çözüm hiç de zor değil. Onlarla mümkün olduğunca kaliteli vakit geçirmeye çalışmalıyız. Ancak tüm çabalarınıza rağmen geçmeyen ağlama krizleri yaşıyorsa durum çok daha karışık bir hâl aldı demektir. Bu durumda profesyonel yardım almaktan kaçınmamalı mutlaka bir uzmana başvurmayı ihmal etmemelisiniz.