UCLA araştırmacıları bir süredir ilginç bir çalışmaya imza atıyorlar. 30 farklı ailenin sabahtan akşama tüm ortak etkileşimlerini izliyorlar. Sabah uyandıktan sonra başlayan kamera kayıtları, ailelerin sabah hazırlıklarını, çocukların okula gidişlerini, ebeveynlerin işlerine gidişlerini, ev işlerinin yapılışını, eve dönüşü, yemek hazırlama vb. tüm ortak faaliyetleri izliyor ve bir yandan da aile bireylerin kanlarındaki kortizol düzeylerini, stres hormonlarını inceliyorlar. Dolayısıyla aile için en çok stres yaratan durumları, iş ve okulun yarattığı gerginliğin aileyi nasıl etkilediğini ve farklı başa çıkma tarzlarını karşılaştırma imkanına sahip oluyor ve bizlere de paha biçilmez öneriler çıkarıyorlar.
"Günün en çok hangi zamanı stresli geçiyor?"
Ailelerin bu soruya verdikleri yanıtlar kuşkusuz olarak, herkesin uyanması, giyinmesi ve dışarı çıkması gereken sabahlar ve herkes eve döndükten sonra yemek yemeden önce geçen süre. Tüm aileler tarafından aynı şekilde tanımlanan bu zamanları bir mikroskop altına alalım ve sizlere özel bir dizi bilimsel öneriyi listeleyelim istedik.
Sabahlar
Güç bela uyandığınız, herkesi ama özellikle çocuklarınızı uyandırmakla cebelleştiğiniz, banyo, giyinme, kahvaltı etme derken, kapıdan zamanında çıkmayı hemen her defasında ucu ucuna başardığınız sabahlar...
Sabahları yetişmeye çalışırken en sık yapılan, zaman kaybettiren ve yaşanan stresi yükselten hatalar:
Dikkat başka bir yöndeyken, bir şey istemek
Herhangi bir yönerge vermeden önce (sütünü iç, montunu giyin vb.) çocuğunuzun ya da eşinizin size dikkatini verdiğinden emin olun. İsmini söylemeniz ve 1-2 saniye beklemeniz, size en az 30 saniye kazandırır. Özellikle çocuğunuzdan bir şey istiyorsanız, yüz yüze olduğunuzdan emin olun, yan odadan gelen yönergeler, sabahları sisteme giremez.
Sessizlik anlarını sohbete çevirmek
Aile içinde yapılan sohbetler tabi ki keyiflidir. Ancak sık yapılan bir hata, sessizliğin yaşandığı anlarda yeni bir sohbet açar. Pek çok ebeveyn, çocuklarına vermek istedikleri mesajları yemek saatlerinde verir. Ancak sabah belirli bir süre sınırı içinde başlatılan sohbetler, istenen mesajın ulaşmasını önlemekle kalmayıp bir de odağın dağılmasına neden olmakta. Akşam saatleri ya da haftasonları bağ kurmak için ideal zamanlardır.
Telefon alarmlarına fazla güvenmek
Hemen hemen tüm ailelerde telefona kurulan alarmlar sabahları uyandırmadan sorumlu. Bu alarmların tamamı ertelenebilir sinir bozucu seslerden oluşmakta. Geceleri perdeleri çekerek uyuyan aileler, sabahları daha kolay ve vaktinde kalkmakta. Bioritminize biraz daha güvenin ve bırakın hem sizi hem de çocuklarınızın uyanmasına gün ışığı destek versin.
Ne yapması gerektiğini söylemek
Genellikle ayak diremeye neden olur, hele ki ailede, birkaç kez söyledikten sonra gidip kendi yapan biri varsa... Çocuğunuza çantasını kontrol etmesini söylediniz, tekrar söylediniz, tekrar... Sonunda ders programına bakarak, kitaplarını kontrol etmek üzere çantasını açtınız! Ciddi bir stres içindesiniz demektir. Seçenek ilüzyonları oluşturmak sizi bu döngüden kurtarabilir. "Önce yemeğini mi bitirip sonra mı giyinmek istersin? Yoksa şimdi giyinip yemeğini sonra mı bitirirsin?" soruyu sorun ve işinizi yapmaya devam edin. Bekleyin, işe yarardığını göreceksiniz.
Sorunlara ve yanlışlara vurgu yapmak
"Yine geç kaldın," "Hep oyalanıyorsun," "Çok yavaşsın," vb. cümleleri sadece stresi arttırır ve zamanı kaybettirir. Sadece olumsuzdan bahsetmiyor olmalısınız. Diğer sabahlardan farklı olarak yaptığı ve iyi olan her şeyden bahsedin. Ya da her sabah yaptığı bir şeyi övün. "Aferin!" güzel bir kelimedir. "Beni çok mutlu ediyorsun," daha da güzel...
"Neden" soruları sormak
"Neden" ile başlayan sorular, gerçek sorular değildir. Çocuk-yetişkin tüm insanlara, bir eleştiri, suçlama mesajı verir ve yöneltilen kişinin de hemen savunmaya geçmesine neden olur. "Neden bir sabah olsun erkenden hazırlanmıyorsun?" Bunun yerine, "Sabahları hep geç kalmamız ne kadar ilginç değil mi?" deyin ve bekleyin, düşünsün, yorum yapsın, cevap versin. Sözel olarak yanıt vermese de, ertesi güne davranışsal bir yanıtı olacaktır.
Akşamüstü
Akşam yemeğinden yaklaşık 1 saat öncesindeyiz. Hem çocuklarınızın keyfinin yerinde olmasını sağlıyor hem de yemek hazırlıyorsunuz. Birden fazla çocuğunuz varsa, bir de onlar arasındaki kavgaların da en yoğun yaşandığı anlardan bahsediyoruz. Televizyonun ya da bilgisayarın karşısında edilgen hallerde yaşamlarını sürdürmelerini de istemeyenlerdenseniz, ciddi miktarda stres hormonu salgıladığınızı garanti ederiz. Bir de eşinizin de eve döndüğünü ve "eve iş getirmek zorunda kaldım" dediğini düşünelim.
Akşamları yemek öncesinde yapılan ve yaşanan stresi yükselten hatalar ve dikkate almanızın hayatınızı kolaylaştıracağını bildiğimiz önerilerimiz:
İşi diğer aile bireylerinin yanında yapmak
Söz konusu basit bir telefon ya da e-posta göndermek bile olsa, bunun yemek öncesinde ve diğer aile bireylerinin yanında yapılması stresi ciddi şekilde artırır. Hem işi yapan kişinin hem de diğerlerinin dikkatini dağıtır ve önemli bir stres faktörü olarak karşımıza çıkar. Mutlaka konuşmalarınızı, işlerinizi, diğer aile bireylerinden uzakta bir yerde yapın. Sadece tuvalete gidecek bile olsanız, yanlarından ayrılmadan önce, işinizin ne kadar süreceğini mutlaka diğerlerine söylediğinizden emin olun. Dahası iş yerinde kaldığınız süreyi biraz daha uzatın, ama ev iş getirmeyin. Evde ve ailenizin yanında bulunduğunuz anlarda tüm ilginizi onlara vermeniz hepbirlikte keyifli vakit geçirmenizi sağlayacaktır.
Çocukları serbest oyun oynar şekilde bırakmak
Çocuklarınız birbirleri ile kolay kavga edebilir bir yaş döneminde olabilir. Bu saatlerde, özellikle herkesin birbirinden ayrı olarak yapabileceği, yaşlarına uygun birer aktivite ile meşgul olmalarını sağlayın ve koşturmacaya bunun ardından başlayın. Aksi takdirde basit bir oyun kavgası, açlığın da verdiği etkiyle, daha şiddetli yaşanacak ve herkesin stres düzeyinin yükselmesine, konsantrasyonunun düşmesine ve zaman kaybına neden olacaktır. Birlikte yapılacak aktiviteleri, çaktırmadan yemekten sonraya erteleyin.
Tatiller ve hafta sonları
Yapılması gereken o kadar fazla şey var ki, tatillerin ve hafta sonlarının aileler için stressiz geçmesi neredeyse imkansız. Yaşanan stresin nedenleri ise her aile için farklılaşır. Bu nedenle bu bölümde daha genel ve gevşeme odaklı önerilerde bulunmak istedik. İşte herkesin yaşamanın bir parçası haline getirmesini önerdiğimiz birkaç rahatlama tüyosu:
. Nefes egzersizleri
. Zihinde canlandırma
. Spor yapma
. Meditasyon
. Aşamalı kas gevşetme
Çocuklarınızla oynayın: En sevdiğiniz şarkıyı dinleyerek oturma odanızda dans edin, küçük basket potasına basket atın ya da ailecek bisiklet sürmeye çıkın.
Fazla kafeinli içecek içmeyin: Çok kahve, çay veya soda tüketmek sinir sisteminizi zedeleyebilir ve sizi aşırı duyarlı yapabilir.
Uykunuzu düzenleyin: Yavaş yavaş normal yatma saatinizden yarım saat erken uyumaya çalışın. Bebeğiniz varsa uykularınızı hafif tutmaya dikkat edin, çünkü bebeğiniz her an uyanabilir.
Hayır demekten çekinmeyin: Katılmak istemediğiniz ya da sizi zorlayacak herhangi bir aktiviteyi es geçin.
Gülümseyin: Ne olursa olsun... Eğlendiğinizden ve kahkahalar attığınızdan emin olun.
Yazan: Filiz Kaya
Psikoloji istanbul