ŞIRNAK (A.A) - Gülyazı köyüne gelen Heyet Başkanı Yılmaz Ensaroğlu ile üyeler Mehmet Emin Ekmen, Kezban Hatemi, Yılmaz Erdoğan, Ahmet Faruk Ünsal, Etyen Mahçupyan, Murat Belge ve Fazıl Hüsnü Erdem'i olayda yakınlarını kaybeden aileler karşıladı.
Gülyazı Köyü Camisi'nde ailelerle bir araya gelen heyet üyeleri, olayda ölenlerin yakınlarını dinledi. Ölen yakınlarının fotoğraflarını heyet üyelerine gösteren aileler ise çözüm sürecinin desteklenmesini istedi.
Heyet üyesi Ahmet Faruk Ünsal, burada yaptığı açıklamada, Türkiye'nin, son 30 yılını çatışmayla geçirdiği süreci nihayetlendirmeye karar verdiğini söyledi.
Savaşın, çatışmanın en büyük acısını bölgede bu köyün yaşadığını ifade eden Ünsal, şöyle konuştu:
"Burada büyük bir faciayla 34 kardeşimizi kaybettik. Bu süreç, başka Roboski olmasın, gençler ölmesin, cezaevine düşmesinler, barış ve kardeşlik içerisinde bundan sonra hayatımızı devam etmenin kararlılığıdır. Bütün Güneydoğu'da olduğu gibi Roboski'de de barışa destek var. Bu sürecin selametle yürümesi kalıcı adil bir barışa dönüşmesi, Türkiye'nin önündeki en önemli şanslardan bir tanesidir."
-"Üstü örtülecek bir olay değil"-
Kezban Hatemi de barış sürecinde tüm faili meçhullerin ortaya çıkması gerektiğini belirtti. Uludere olayının üstü örtülecek bir konu olmadığını kaydeden Hatemi, şöyle devam etti:
"İnsanlık onuruna uygun yaşanmayan yere örnek derseniz, burayı görmek, aklı olan, vicdanı olan, bir nebze ahlaki değerlere önem veren insan için apaçık ortadadır. Bu ülke çok uzun süredir 'yapanın yanına kar kalan' bir ülke oldu. Ben kendi adıma söylüyorum, barış sürecinde tüm faili meçhuller ortaya çıkmalı. Bu katliamı gerçekleştiren faillerin bir an önce hasır altı edilmeden ortaya çıkması lazım. Annelerin taleplerini dalga dalga yaymak zorundayız. Görmezlikten gelinecek kadar basit bir olay değil. Üstü örtülecek bir olay değil. Ateşin düştüğü yer vicdanımız olmadıkça bu ülkede barışı sağlayamayız."
-Ailelerden çözüm sürecine destek-
Olayda oğlu Erkan Encü'yü kaybeden anne Felek Encü de barışı canı gönülden isteyip, desteklediklerini belirterek, "Ama bizim adalet arayışımız devam edecek. Hiçbir zaman davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Bunu Başbakan'dan istiyoruz. Bu olayın faillerini belirlesin. Artık yüreğimize su serpilsin. Acılarımız daha taze. Başbakan vicdanlı bir insan. Bu olayın faillerini ortaya çıkarsın. Bu acıları taşıyacak gücümüz kalmadı" diye konuştu.
Olayda oğlunu kaybeden Mercan Encü ise artık gözlerinde yaş kalmadığını ifade ederek, "Biz Türk ve Kürt, kardeşiz. Laz ve Çerkez farkımız yok. Herkes hakkını istiyor, kimliğini istiyor. Bu çocuklar ekmek tekneleri için gittiler. Barış sürecini bizden fazla isteyen yoktur" ifadelerini kullandı.
Aynı olayda hayatını kaybeden Mehmet Ali Tosun'un babası Zeki Tosun da barış sürecini başlatanları kutladığını kaydederek, şunları söyledi:
"Kalıcı barışı birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için desteklemeliyiz. Vicdanı olan herkes bu barış sürecini desteklemelidir. TBMM Uludere Alt Komisyonu'nun raporunu kabul edenler, kendi çocukları burada ölseydi, yine de kabul edecekler miydi- Bu komisyonda sizler de yer alın. Sizin vicdanlarınıza bırakıyoruz. Bir yerde 'silahlar gömülsün' deniliyor, diğer tarafta burada bazı şahıslara koruculuk yaptırılıyor. Bizim bölgemizin çocukları silaha layık değil, kaleme, deftere layık olmalı."
-Heyet üyeleri, mezarlıkta dua etti-
Heyet üyeleri, ailelerle yapılan görüşmenin ardından Gülyazı köyü mezarlığına giderek, olayda yaşamını yitirenlerin için dua etti.
Heyet üyesi Yılmaz Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, yaşamını yitiren çocukların fotoğraflarını, annelerinin kucaklarında görmenin çok sarsıcı olduğunu söyledi.
"Umarım bu sarsıntıyı, insani meseleyi, öbür taraflara anlatmakta başarılı oluruz" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Belkide beklenen tek şey budur. Bu, anlaşılırsa barış onun üzerine inşa edilebilir. Ümit ediyorum ki kardeşlerimiz savaşın kurbanı oldular ama barışın kahramanı olurlar. İnşallah son kaybettiğimiz çocuklarımız onlar olur. Biz bu barışı onlara adar ve onlara borçlu hissederiz kendimizi. Çocuklarımız cennettedir, sorunu yaşayan biziz. Her savaş, barışını, yitirdiği canlara borçludur. Onlar barışın kahramanıdır. Nur içinde yatsınlar."
Heyet üyeleri, daha sonra Şırnak'tan ayrıldı.