ANKARA (ANKA) - Antalya 3. İdare Mahkemesi'nin zorunlu din dersinden Alevi öğrencinin muaf tutulması gerektiği yönündeki kararı Alevi temsilcilerinden de destek gördü. Alevi dernekleri temsilcileri, MEB yöneticilerinin "anayasa hükmü gereği muafiyet olmaz" açıklamasına karşı çıkarak, "Anayasada böyle bir hüküm olmasına rağmen vatandaşların talebi ile, yargıya gitmeden de muaf olmaları mümkün" olduğunu söylediler. Alevi sözcüler, "Bu işi toptan çözmenin yolu Anayasanın ilgili maddesini değiştirmekten geçiyor" dediler.
Antalya 3. İdare Mahkemesi, "temel hak ve hürriyetlerden olan dini inanç özgürlüğünün uygulanması kapsamında, davacıların çocuğunun zorunlu sayılan din kültürü ve ahlak öğretimi dersinden muaf tutulması gerektiği" sonucuna vararak, oy birliği ile Alevi bir öğrencinin zorunlu din dersinden muaf tutulması yönünde karar verdi. Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri ise konuyla ilgili olarak, zorunlu din dersinin Anayasal zorunluluk olması nedeniyle öğrencilerin muaf tutulamayacağı açıklamasında bulundu. Yetkililer Anayasa'nın 24. maddesinin din eğitimini zorunlu kıldığını ifade ettiler.
-"YARGIYA GİTMEDEN DE ALEVİ ÖĞRENCİLER DİN DERSİNDEN MUAF OLABİLİR"-
ANKA'ya konuyla ilgili açıklamada bulunun Pir Sultan Abdal Kültür Derneği eski Genel Başkanı ve AİHM'de devam eden ‘Zorunlu Din Derslerine' karşı süren davanın avukatlığını üstlenen Avukat Kazım Genç, zorunlu din dersinin anayasa hükmü olması nedeniyle din dersinden muaf olunamayacağı açıklamalarının, iktidarın "ötekilerine saygı" kültürüne sahip olmamasından kaynaklandığını söyledi. Genç, şöyle devam etti:
"AKP iktidarı isterse Anayasanın 24. maddesindeki bu hükmü kaldırır ve dolayısıyla bu sorun kalkar. Bu ‘ötekilere' saygı kültürüne sahip olmamalarına bağlı bir şey. Anayasanın bu hükmü olmasına rağmen vatandaşların talebi üzerine, yargıya gitmeden de muaf olmaları mümkün. Anayasamızda yapılan değişikle, bir geçici madde eklendi. Temel hak ve özgürlükler konusunda, ‘uluslararası sözleşmeler iç hukuk hükmü niteliğindedir. İç hukukla çelişme halinde ise uluslararası sözleşme uygulanır' hükmü geldi. Dolayısıyla burada anayasayı değil temel hak ve özgürlükler konusunda Avrupa İnsan Halkası Sözleşmesi'nin Ek 2'nci maddesinde yer alan ‘kişilere inanç ve felsefelerine aykırı eğitim verilemez' hükmü uygulanır. Buna göre başvuruda bulunan kişi zorunlu din dersinden muaf olmalıdır"
-"ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE GİDİLMELİDİR"-
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Fevzi Gümüş ise, yasalar ve anayasa uygulanmalarının yargı kararı içinde kalması halinde vatandaş yönünde değişiklik yapılması gerektiğini söyledi.
Konunu vatandaş lehine çözülmesi gerektiğini kaydeden Gümüş, "Alevi çocukları açısından zorunlu din dersi artık işkenceye dönüştü. Kendi inançları dışında zorunlu din eğitimine tabi tutuluyorlar. Siyasi iktidarın görüşlerinden gelen algılayış ile bu konunu çözümü de mümkün görünmüyor. O nedenle AİHM'nin, Danıştay'ın ve yerel mahkemenin kararına göre zorunlu din dersi kaldırılması gerekmektedir. Şu anda bu konudaki davalar tek tek gözüküyor ancak, Türkiye'de yüzlerce dava var. Hükümet bu konuda ‘dava açanı muaf tutarım' şeklinde insan hakları ihlalinin sözcüsü olmamalıdır. Yerel seçim sonrası yeni anayasa tartışmaları olacak. Belki anayasanın 24. maddesinden başlanarak yeni anayasa çalışmaları yapılabilir" dedi.
-ABF'DEN "MİTİNGE HAZIR OLUN" ÇAĞRISI-
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız ise konuyla ilgili benzer birçok kararın alındığını anımsatarak, yüzlerce davanın da sürdüğünü söyledi. Söz konusu davalarda da aynı kararın çıkacağının "aşikar" olduğunu belirten Balkız, "Ama tek başına kurtuluş yok. Bu işi toptan çözmenin yolu Anayasanın ilgili maddesini değiştirmekten geçiyor. Başbakan Erdoğan, yerel seçim propagandasında birkaç gün önce Alevilere seslenerek, ‘konuya dair şikayetlerin neyse getirin, uzmanlar Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine monte etsinler' dedi. Oysa biz montaj ya da demontaj ile uğraşmıyoruz. Biz doğrudan doğruya bu dersin kaldırılması istiyoruz. Ancak Başbakan her gün mahkeme kararlarına uymamak gibi bir suçu işlemeye devam ediyor. Hani Alevi açılımı söz konusu idi. İşte size fırsat. Madımak'a benzetmeyecekseniz eğer. Buyurun açın Alevi açılımının kapısını. Velilere çağrıda bulunuyorum. Haklıyız, bu zulme 'dur' demeliyiz. Binlerce dava ile adliyeleri bunaltmalıyız. Olmadı, 9 Kasım Mitingi benzeri bir mitinge hazır olmayıyız.. Hükümet başka bir dilden anlamıyor çünkü" diye konuştu.