HABER

Annan Planı gündemden düştü

LEFKOŞA (İHA) - KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, 24 Nisan'da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Güney Kıbrıs'ta eşzamanlı olarak yapılan referandumların ardından bir durum değerlendirmesi yaparak, "Son durum, Annan Planı'nın gündemden düşmüş olmasıdır" dedi.

"Top direkten dönmüştür. Allah bize yardımcı olmuştur ve Annan Planı'nın derhal uygulamaya geçilmesi önlenmiştir" şeklinde görüş belirten Cumhurbaşkanı Denktaş, Annan Planı'nda yer alan ve Kıbrıs Türk'ünün çıkarına olmadığını söylediği noktalara işaret ederek, "Annan Planı haritasıyla, göçleriyle, rehabilitasyon programının eksikliğiyle, bize bırakılmayacak olan topraklarla, Türkiye'nin adadan çıkmasıyla, garanti anlaşmasının sulandırılıp yok edilmesiyle, içimize 60-80 bin Rum'un gelmesiyle, halkımızın perişanlığını sağlayacak, çok iyi planlanmış, çok güzel organize edilmiş bir plan. Biz bunu kabul etmedik" dedi.
Kıbrıs konusunda şu anda yeni bir fırsat bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Denktaş, siyasi formasyonu olan hukukçulardan oluşan bir komisyonun kurularak Annan Planı'nda yer alan 140 kadar yasayı incelemesi gerektiğini vurguladı ve Kıbrıs Türk'ünün nasıl bir oyuna getirilmeye çalışıldığının böylece iyice görülebileceğini savundu.

Kıbrıs Türkleri'ne Annan Planı'na "Evet" demesi için bazı vaatlerde bulunulduğuna işaret eden Denktaş, bu vaatler arasında ambargoların kaldırılmasının, izolasyondan vazgeçilmesinin ve hatta daha da ileriye gidilerek KKTC'nin tanınabileceğinin yer aldığını belirtti. "Türk tarafının çoğunluğunun Annan Planı'na yapılan bazı vaatler karşısında 'Evet' dediği" şeklinde iddiada bulunan Denktaş, şunları söyledi:

"Herkesin kendine göre bir nedeni vardı. Esas neden 'Rumlar 'Hayır' diyecek, aman biz 'Evet' diyelim ve dünyanın aferinini alalım. Dünya bizi sevsin, bize haklarımızı versin, bu yalnızlıktan kurtulalım' şeklinde çok büyük ve uzun süreli bir propaganda yapılmıştır. Netice bu olmuştur."

Annan Planı hayata geçmiş olsaydı, Kıbrıs Türk'ünün felakete doğru sürüklenmiş ve KKTC'nin Rum ekonomisine bağlanmış olacağı görüşünü öne süren Cumhurbaşkanı Denktaş, "Ben hala bunu böyle değerlendiriyorum. Şimdi önümüzde bir fırsat vardır" dedi ve şöyle devam etti:

"Ümit ederim ki, bir komisyon kurulur ve Rumlar'ın Avrupa Birliği ile uyum içerisine soktukları ve bize zorla kabul ettirilen o 140 kadar yasa hakikaten incelenir ve ne oyuna gelmekte olduğumuz iyice görülür. Çünkü Rumlar bu yasaları üniter bir Rum devleti hesabı üzerine yapmışlardır. Bunların içinde bizim haklarımızı Türkiye'nin haklarını alıp götüren çok şey vardır. İyice, hukukçulardan oluşan ama siyasi formasyonu da olan bir ekip tarafından bunlar birer birer incelenmelidir. Çünkü tarihe geçecektir. Türk halkının bilmediği, okumadığı, görmediği planlar ve yasalar anayasalar, bir 'Evet' ile bize mal edilmiş bulunmaktadır. Rum ne yaptı? Rum elindeki pazarlık kozunu sonuna kadar kullandı ve eğer Güvenlik Konseyi'nden istediği neticeyi almış olsaydı, Annan Planı'nın Türklere o hak verir görünen kısımlarını da yerle bir etmiş olacaktı. Dolayısıyla Türkiye'nin de müdahale hakkı zaten sulandırılmıştı, büsbütün ortadan kalkacaktı. Buradaki Birleşmiş Milletler askerlerine 'Chapter 7' altında silah kullanma, zor kullanma hakları verilecekti. Hakikaten büyük bir felaket daha olacaktı. Eğer bunu almış olsalardı. Rumlar 'Evet' diyecekti ve bizi o şekilde Avrupa Birliği'ne sürüklemiş olacaklardı."

Rum tarafının Avrupa Birliği'ni kullanarak, Kıbrıs'a sahip çıkma oyununu oynamakta olduğuna ve Türkiye'yi "Bizi tanımazsanız Avrupa Birliği'ne giremezsiniz" şeklinde tehdit etmeye başladığına işaret eden Denktaş şöyle dedi:

"'Bunun karşısında müdafaamız ne olmalıdır' diye sorular soruluyor bana. Bunun karşısında yapılacak şey, zaten Türkiye yapmıştır, bizim Dışişleri Bakanlığımız da yapmıştır. Avrupa Birliği'ne giren Kıbrıs, Kıbrıs'ın tümü değildir, Rumlardır. Ve 'Rumlar'ın bizi temsil etme, bizim hakkımızda konuşma hakları yoktur' diye tescil edilmiştir. Şimdi ciddiyetle durmak lazımdır. Bunu sulandıran, sulandıracak olan önerilere veya hediyelere kulak vermemek, bunlara yüz vermemek lazımdır. Ümit ederim ki hükümetimizle birlikte, Türkiye'yle birlikte bu konular soğukkanlılıkla değerlendirilecek ve bu kazaen elde etmiş olduğumuz fırsat heba edilmeyecektir. Çünkü heba edilirse, yani 'Aman lütfen merhameten Rumlar da 'Evet' desin de bu işi bitirelim' gibi bir duruma girersek, o zaman sonumuz gelmiş olacaktır. Bunu bilelim."

Başbakan Mehmet Ali Talat'ın Amerika Birleşik Devletleri'ndeki üst düzey temaslarına da değinen Cumhurbaşkanı "Şimdi Başbakanımız Amerika'da gereken temasları yapıyor. Bakalım bize neler getirecek. Onların ışığında da tabiatıyla bir değerlendirme yapılacaktır" diye konuştu.

En Çok Aranan Haberler