LONDRA (IHA) - Hutton soruşturmasının raporu ve BBC ile hükümet arasındaki anlaşmazlığın BBC'de neden olduğu son istifaların yankısı İngiltere ve Avrupa basınında devam ediyor.
Daily Telegraph gazetesinin manşetinde, "Yüzde 56, Hutton raporu bir örtbastı" ifadesi yer alıyor. Dün istifa eden BBC Genel Müdürü Greg Dyke'ın üzüntülü resmiyle verilen haberde yüzde 56'lık kitlenin, düzenin adamı olan yargıç Hutton'ın hükümeti savunmaya daha yatkın olduğu görüşü yer alıyor. Raporun Dr. Kelly'nin ölümünü tarafsız ve hakkıyla ortaya koyduğunu düşünenlerin oranının ise sadece yüzde 34 olduğu belirtiliyor. Anket sonucuna göre BBC'nin haberlerine inananların oranı yüzde
67, hükümete güvenenlerin oranı ise sadece yüzde 31.
Daily Telegraph, BBC'nin geleceğine ilişkin önemli kararlar alınmadan önce bir geçiş dönemi yaşanması gerektiğini savunuyor.
BBC'nin siyasetçilere değil, halka ait bir kurum olduğunu yazan gazete, hükümetin bu işe el atması halinde, yargıda olduğu gibi, durumda da daha kötüye gidileceğini ileri sürüyor.
Gazete, Başbakan Tony Blair'in, bazı siyasi liderlerin bu konuda bağımsız soruşturma açılması çağrılarına direndiğini bildiriyor.
"BBC ÇOK TEHLİKELİ BİR SÜRECE GİRDİ" Bir başka İngiliz gazetesi Guardian, BBC'ye yeni yönetim kurulu başkanı tayin edecek hükümetin, BBC'nin bağımsızlığını cüretkar biçimde koruyacak birini seçtiğine halkı inandırması gerekeceğini belirtiyor.
BBC'nin çok tehlikeli bir sürece girdiğini belirten gazete başyazısında, kurumun kuruluş yasasının gözden geçirilmesi sürecinin başladığını, bunun genel seçim sürecine denk geldiğini vurguluyor. Gazete, BBC'nin bu süreci genel müdür ve yönetim kurulu başkanını kaybetmiş olarak geçireceğine dikkat çekiyor.
BBC'nin hem gazetecilik hem de ideolojik açıdan siyasi ve ticari düşmanlarla çevrili olduğunu belirten Guardian, şimdi daha da güçlenen bu cephenin, BBC'nin yönetim kurulunun elindeki düzenleyici yetkilerin başka bir kurula devredilmesini savunduklarını vurguluyor. Bu kurul, toplumun ve ülkenin değişik kesimlerini temsil eden ve çoğunlukla gazetecilikle ilgisi olmayan kişilerden seçiliyor ve gazeteler üyelerin bu özelliğine dikkat çekiyor.
Guardian, Lord Hutton'ın, iktidarın medyayı kontrol etme çabası, medya kurumları arasındaki ölüm-kalım savaşı gibi birçok faktörden haberdar olmadığını kaydediyor.
Dün Genel Müdürü'ne veda eden BBC personelinin tepkilerine de geniş yer ayıran gazete, Londra'nın batısındaki tesiste 700 kadar BBC çalışanı Greg Dyke'ın kurumdan ayrılmasına tepki için sokağa dökülünce, yoldan geçenlerin, hatta polis memurlarının onları desteklediğini anlatıyor.
Guardian muhabirinin anlattığına göre, BBC çalışanları, "Bu kadar kötü adam varken, niye iyi adam gitmek zorunda?" diye sormuş. Bir başka BBC çalışanı, "Tamam BBC'de çalışıyorum ama aynı zamanda sıradan vatandaş olarak görüşlerimi açıklayabilmem gerek ve ayağa kalkıp bunları dile getirmeliyim" demiş.
Guardian, Genel Müdür Greg Dyke'ın, üst yönetim kurulunun zorlamasıyla isteksizce görevden ayrıldığını vurguluyor.
"BİZ İNGİLİZLER NİYE İSTİHBARAT BAŞARISIZLIĞIMIZI SORUŞTURAMIYORUZ?" Independent gazetesi ise "Amerikalılar istihbarat başarısızlığını soruştururken, biz niye yapamıyoruz?" sorusunu ortaya atıyor. Gazete, Irak'ta kitle imha silahı arayan ekibin başkanıyken istifa eden Amerikalı uzman David Kay'in dün Senato'da ifade verirken, "Bulgularımız hep yanlış çıktı, çok rahatsız edici" dediğini hatırlatıyor.
Independent, daha önce de Irak'ta kitle imha silahı olmadığına kanaat getirdiğini açıklamış olan Kay'in, önceki istihbaratın hep yanlış çıkması konusunda bağımsız soruşturma açılmasını talep ettiğini belirtiyor.
Independent, "Beyaz Saray bunun yapılacağını duyurdu" dedikten sonra İngiltere hükümetinin böyle bir adım atmamasını eleştiriyor. Gazete, eğer Irak'a savaş açılması kararı, gerçekten var olan istihbarata dayandıysa, Lord Hutton'ın hükmettiği gibi, bu istihbarat abartılmadıysa, yanlış çıkan bu istihbaratın sorgulanacağı bir bağımsız soruşturma açılmasını savunuyor.
Times, Irak'ta hiç kitle imha silahı bulunamamasından sonra, parlamentonun ilgili komitesinin, dış istihbarat teşkilatı MI6'in başkanını ifade vermeye çağırdığını bildiriyor.
"BLAİR İKİNCİ KELLEYİ DE GÖTÜRDÜ" İsviçre'de yayınlanan Le Temps gazetesi bugünkü yazısında, "Başbakan Blair ile eski basın danışmanı Alastair Campbell amacına ulaştı, ikinci kelle de gitti" ifadesine yer vermiş. Gazete, dün basın açıklaması yapan Blair'in bir kulağından diğerine yayılan tebessümünü kontrol etmekte zorlandığını belirtiyor.
İsviçre gazetesi, öte yandan görülmemiş manzaralar yaşandığını, BBC'nin yüzlerce personelinin, çok sevdikleri genel müdürlerine destek vermek üzere sokaklara döküldüğünü de vurguluyor.
Fransa'da yayımlanan Le Monde'a göre, Antony Eden'in 1956'daki Süveyş Kanalı savaşından bu yana BBC'nin en ağır krizini yaşadığını bildiriyor.
Irak savaşı sırasında BBC'nin, ağır eleştirilere rağmen, bağımsızlığını ve profesyonelliğini kanıtladığını anlatıyor.
"BLAIR, ŞÜPHELİ PENALTIYA RAĞMEN GALİBİYET SEVİNCİ YAŞIYOR" Almanya'da Die Tageszeitung, Hutton raporunun taraflılığının, saygınlığına zarar verecek düzeye geldiğini bildiriyor. Bu yargıcı seçen Tony Blair, gazeteye göre şunu iyi biliyordu: "Hutton, görevinin ne olduğunu akıldan çıkarmaz."
Hutton'ın bu görevindeki başarısının aşırıya kaçtığını, hükümete en ufak eleştiri getirmeyerek, raporun saygınlığını zedelediğini belirten Alman gazetesi şöyle devam ediyor:
"Tony Blair'in rapora tepkisi, kendi antrenörlerinin hakemliğinde maç yapan bir futbol takımının, birkaç şüpheli penaltıya rağmen galibiyet sevinci yaşamasına benziyor."
İngiliz gazeteleri, Hutton raporunda asıl meselenin gündeme gelmediğini dünden beri belirtiyordu ve bugün yine bu "asıl mesele", yani Irak'ın oluşturduğu tehdide dair savaş öncesinde ortaya atılan iddiaları yorumluyor.