Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, bankacılık sektöründeki yabancı paylarının giderek arttığına dikkati çekerek, bankacılığı yabancıya teslim eden Türkiye'nin yeni bir krizden sağ çıkamayacağını belirtti.
Foreks'in haberine göre hükümetin ulusal bankacılık stratejisi oluşturmak konusunda acele etmesi gerektiğini kaydeden Aygün, "Yerli bankalar ve özellikle kamu bankaları krizlerin emniyet sübapıdır. Yabancı bankalar kriz dönemlerinde yangının üzerine benzin döker" dedi. Türkiye'nin yakın geçmişte yaşadığı krizlerde yerli bankaların milli çıkarları düşünerek hükümetle eşgüdüm içerisinde hareket ettiğini hatırlatan Aygün sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer bu dönemde bankacılık sektörü yabancıların elinde olsaydı, biz bu krizden sağ çıkamazdık. Böylesine önem arzeden, ekonomimizin kalesi durumundaki bankacılık sektörü yabancılara teslim edilmemeli"
Türk bankacılık sisteminin aktifleri içinde yabancı payının bu yılın başından itibaren yüzde 3.4'den yüzde 13.4'e yükseldiğini kaydeden Aygün, "Bankacılık sektörüne yabancıların girişini engellemek imkansız. Ancak bankacılık sektöründeki dengeleri dikkate alarak oluşturulacak stratejilerle bankalardaki yabancı yatırımları kontrol etmeliyiz" diye konuştu.
AB'DE YERLİ SERMAYE AĞIRLIKTA Avrupa Birliği ülkelerinde bankacılık sektöründe yerli sermaye payının yüksek olduğunun altını çizen Aygünde 95, İtalya'da yüzde 92, Hollanda'da yüzde 89 olduğunu kaydetti. İtalyanlar'ın stratejik önem arz eden sektörlerde yabancı sermayeyi sınırlama kararının olduğunu anımsatan Aygün sözlerini şöyle sürdürdü:
"İtalya'da tarım kesimini kredilendirmek için kurulmuş bölgesel nitelikteki Banca Antonveneta'da yönetim yüzde 30 hisseye sahip yine bir İtalyan Bankası'na ait. Hollanda Bankası ABN AMBRO'nun bu bankada yüzde 21 hissesi var. Ancak bu bankanın yönetime girmesi imkansız. Çünkü İtalyan Merkez Bankası daha fazla hisse senedi almasına izin vermiyor. İtalya korumacı önlemlerle bankacılık sektörüne yabancıyı sokmuyor. Türkiye'de böyle bir korumacılık olmadığından Türk bankalarına talip olan yabancı sayısı hızla artıyor. Bunların arasında Hollanda ve Belçika bankaları dikkat çekiyor. Garanti Bankası'nın Hollanda kökenli ABN Amro'ya devri gerçekleşirse, bankacılık sektöründeki Hollanda-Belçika ağırlığı yüzde 12'ye çıkacak."
Brezilya ve Arjantin bankalarındaki yabancı sermaye payının yüksekliğine dikkati çeken Aygün; "Arjantin ve Brezilya'da 1990'dan itibaren yabancı banka sayısı hızla arttı. Arjantin'de bugün bankacılık sektörünün yarısı yabancıların kontrolünde. Bankacılık sektöründe istikrarın sağlanması ve etkinliğin artırılması açısından büyük umutlar bağlanan yabancı sermaye girişi bu ülkelerde beklentileri karşılamadı" dedi.
Ülkelerin bankacılık sektörlerini yabancı sermaye girişiyle düzeltemeyeceğini de sözlerini ekleyen Aygün; "Bankacılık sektörü yabancı sermaye girişiyle düzeltilemez. Hükümetin bu anlamda yabancıya umut bağlaması boş bir hayalden ibaret. Bunun için önce makro ekonomik dengeleri düzeltmek gerek" şeklinde görüş belirtti.
KAMU BANKALARINA YABANCI ELİ DEĞMESİN Ziraat Bankası ve Halkbank'ın kamuda kalması gerektiğini kaydeden Aygün, "Tüccara ve esnafa kredi sağlayan bu bankalara yabancı eli değdirilmemeli" dedi.
Yabancı sermayeli bankaların Türk çiftçisini, sanayicisini, esnafını kredilendirme sorumluluğu taşımayacağını ifade eden Aygün, "Çiftçiye, esnafa, sanayiciye kredi verecek bankanın bulunmaması, bu kesime büyük zarar verir. Kepenklerinizi kapatın demekten başka bir anlam ifade etmez" diye konuştu.
Ziraat Bankası'nın çiftçiye, Halkbank'ın esnafa sağladığı kredilerin Türkiye ekonomisinin gelişmesine önemli katkılar sağladığını ifade eden Aygün, "Esnafa kaynak, çiftçiye tohum alması için kredi veren bu bankalar kamuda kalmalı, ille de satılacaksa yerli sermayeye satılmalı ve üstlendikleri misyona uygun şekilde yönetilmelidirler" dedi.