Baykal, partisinin MYK toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Edinilen bilgiye göre Baykal, PKK’nın çözülmesinden, PKK’lıların dağdan inip silah bırakmasından memnuniyet duyacaklarını, ancak bunun, Türkiye’nin hukuk düzenini tahrip etmemesi ve hukuk sistemi üzerinden bir pazarlık konusu olmaması gerektiğini kaydetti. PKK çözülme sürecine girdiğini, ama iktidarın bunu doğru değerlendiremediği için PKK’yı çok güçlü gördüğünü ve kendini ona taviz vermek zorunda hissettiğini ifade eden Baykal, “Biz, CHP olarak baştan beri terörle Kürt yurttaşlarımızı ayrı değerlendirdik. Ama ne yazık ki geldiğimiz noktada AKP’nin de tutumu sonucu PKK, Kürt yurttaşlarımızın temsilcisi konumuna getirildi. Bütün meseleler PKK’yla ya da onun temsilcileriyle müzakere edilerek çözülmeye çalışılıyor. Bu, çok yanlıştır” diye konuştu.
PKK’nın, Hükümetin gözünde bir örgüt olmaktan çıkığını, mensuplarının törenlerle karşılanır hale geldiğini dile getiren Baykal, dağdan inen PKK mensuplarının hiçbir işlem yapılmadan bırakıldığını, buna karşın geçmişte PKK’yı övenler ya da PKK’lılara yataklık edenlerin hapiste olduğuna dikkat çekti. Ortada bir tutarsızlık olduğunu söyleyen Baykal, “Hukuk sisteminin ayaklar altına alınmış olması kamu vicdanını yaraladı. Ergenekon diye bir sanal örgüt icat edildi, ona yakın, onunla ilişkisi var diye insanlar tutuklanıyor, PKK, terör örgütü olmasına rağmen onun mensupları törenle karşılanıyor. Bu, hukuk sistemimizin böylesine çifte standartla dejenere edilmesi herkeste tepkiye yol açıyor, kamu vicdanını yaralıyor” dedi.
Baykal, bu süreçte Türkiye’deki hassasiyetler hiç gözetilmeden, şehit analarının, babalarının, yakınlarının duyarlılıkları hiç dikkate alınmadan büyük mitingler yapılmasının, sloganlar atılmasının da kamu vicdanını son derece rahatsız ettiğini vurgulayarak “CHP olarak biz bu konularda Türkiye’nin lehine olan bir tavır sergiliyoruz. Silah bırakılmasını, dağdan inilmesini, silahların susmasını memnuniyetle karşılarız. Ama bu, bir pazarlığın sonucu olmamalıdır, hukuk düzenimizi, insanlarımızı rencide etmemelidir” dedi.
-“YENİ YASAYA İHTİYAÇ KALMADI”-
AKP’nin dün herkesin gözü önünde cereyan eden olaylarda İçişleri Bakanlığı Müsteşarıyla, hakimiyle, savcısıyla devleti oraya gönderdiğini, PKK’lıların karşısında AKP’yi temsil eden güçlerin hazır bulunduğunu kaydeden Baykal, şöyle konuştu:
“Başbakan’ın benimle görüşmek istemesinin arkasındaki niyet böylelikle çok daha net bir şekilde ortaya çıktı. İstiyorlardı ki dünkü o tabloda PKK’lıları karşılarken sadece AKP’liler olmasın, CHP de orada yer alsın. Biz buna müsaade etmedik. Eğer kapalı kapılar arkasında bir görüşme yapmış olsaydık hiç kuşku duymuyoruz ki ‘CHP de bu olup bitenleri tasvip ediyor, tasdik ediyor’ şeklinde bir propagandanın önüne geçemezdik. Biz şu ana kadar yapılan yanlışları, hukuk sistemimizde yol açtığı tahribatı, Türk Milleti’nin büyük çoğunluğunun duygularını dikkate alan bir politika götürdük, bundan sonra da bu şekilde politikamıza devam edeceğiz.”
Baykal, artık yeni bir yasa çıkarmaya ihtiyaç kalmadığını belirterek “Çünkü ister uysun, ister uymasın, savcılar hakimler istedikleri gibi yasayı uygularlarsa kanuna lüzum yok. Gelen insanların bir örgüt mensubu oldukları çok açık. Pişmanlık Yasası’ndan faydalanmak istemedikleri de çok açık. Buna rağmen serbest bırakılıyorlar. Böyle bir uygulama olunca yasaya da ihtiyaç yok, istediğiniz uygulamayı yapabiliyorsunuz” diye konuştu.
-“AKP BÜYÜK BİR BEDEL ÖDEYECEK”-
Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hukuk sistemindeki tutarsızlıklar, halkın büyük çoğunluğunu dikkate almayan tavırlar AKP’ye büyük bir bedel ödetecektir. Biz bundan eminiz. Bu kişiler ne diyorlar? Abdullah Öcalan’ı methediyorlar, biz onun talimatıyla geldik diyorlar. Bunun hukuktaki karşılığı terör örgütü çerçevesinde suçu ve suçluyu övmektir. Ceza Kanunumuza göre suç var. Ama suçu dikkate almadan bırakıyorsunuz. PKK’yı çözecek, etkisizleştirecek bütün adımlar atılmalı; ama bu bizim hukuk sistemimiz üzerinden bir pazarlık konusu olmamalıdır.” (ANKA)